14

558 14 0
                                    

Sevgiyi gerçek kılan şey mücaledir. Sevdiklerini kadere bırakamazsın...

Bölüm 14~

Miya *

Herkesin hayatında mutsuz olduğu veya mutlu olduğu şeyler vardır dimi benim mutluluğum annem hayattaykendi. Şimdi bana mutluluktan bahsetseler bunu açıklayacak bir mutluluk yaşamamıştım. Hayatım hep bir kaçış. Hep bir kurtuluş içinde geçmişti benim. Şimdi annemin mezarının başında saatlerce ağlıyordum. O kabustan sonra gidebilme şansım hiç olmamıştı. Dün miral' geç saatte eve gelmişti. Uyumadıım için sadece yarın mezara gideceğimi söylemiştim. o ise kendinin bırakacağını söylemişti. Ama gitmemiş yanımda kalmıştı. Uzaktan bana bakıyordu gözlerini hiç ayırmadan hareketlerimi izleyerek. Kafamı kaldırıp mezar taşında ki isme baktım uzunca

DT: 18.02.1985
ÖT: 08.03.2018
    SAMİRA AKKUŞ'

Annem boşandıktan sonra kızlık soy ismiyle yazılmıştı ismi.

" Anne "

" Buraya gelmek aslında ilk başta istemedim. Çünkü anne, anlatacak pek fazla mutluluğum kalmadı "

Başımı kaldırıp gökyüzüne bakarken gözümden bir damla yaş toprağına düştü.  Gözlerimi uzaktan bana bakan mirala çevirdim.

" işte orda " dedim fısıltıyla sanki biri duyacak diye korkarak. Sonra devam ettim yarım Kalan cümleme. " O olmasaydı kendimi öldürürdüm. " Ellerimle toprağını avcumun arasına alırken gözlerimden yaşlar boşalıyordu.

" Melek oldun ama." Gözlerim mirala tekrar döndü. " Onu bana sen gönderdin " diyerek devam ettim. miralın gözleri benden bir saniye bile ayrılmamıştı. Mezara tek başıma gelmenin sebebi de miralın beni annemle  rahat konuşmam için yalnız bırakmak istemeseydi.
Ayağa kalktım usulca.

" Gene geleceğim" dedim bakışlarım mezarlığa dönerken.
Sarsak adımlarla miralın yanına ulaştım.Başım dönüyordu. Gözlerim bulanık görüyordu. Bu kadar üzüntü bana iyi gelmiyordu. zlerim anlık karardığında yeri boylamam gerekiyordu fakat çok daha hızlı hareketle kolumdan tutan miralle göz göze geldik.

" İyi misin? "

" İyiyim "

" Yorgun görünüyorsun artık eve gitmeliyiz "

" Olur gidelim "

Ayaklarım birbirine dolaşıyordu.  Sanki miral olmasa kendimi yerde bulacak gibiydim.Yüzüme baktı. ve hiç düşünmeden beni kucağına aldı.

" Ben yürüyebilir... "

" İyi değilsin. "diyerek cümlemi yarıda kesti.

Mezarlıktan çıktığımızda kapının önünde duran araca beni bindirerek kemerini de bağladı. sürücü koltuğuna yerleştiğinde aracı çalıştırdı. Eve geldiğimizde miralın koluna tutunarak zorla yürüyordum. Araçtan inip kapıya geldiğimizde Rana teyze açtı kapıyı. Ardından beliren lidyanın bağrışı kulaklarımı sağar edecek cinstendi.

" Miya! "

" Bu halin ne! " Koşarak yanıma geldiğinde miral eliyle onu durdurdu.

" Bu kadar bağırmanızdaki amaç ne?"

Lidya miralın dediğini umursamadan sorusunu sordu.

" Abi noldu miyaya? "

" Yorgun düştü sadece şimdi çekil önümden " diyip kucağına aldı beni. Başımın dönmesiyle kollarımı boynuna  doladım.
Beni yukarıya odama çıkarıp yatağıma yatırdığında üzerimi örttü. Hareleri benden asla ayrılmadan beni izliyordu. Her hareketimi kontrol ediyordu.

" İyi misin? "

" İyiyim "

"İyi olacaksın. Bir şeyler hazırlayıp  hemen gelicem "
Yataktan kalktığında elinden tuttum. Gözleri hızla bana dönerken bende ona bakıyordum.

" Teşekkür ederim " gülümsedi. Miral benim yanımda gülümsedi. Allah'ım bu adamın gülüşü ne kadar güzeldi.  Ona bakarken şok olmuş bir şekilde izlemeye devam ediyordum.

" Artık elimi bıraksan da bende sana yemek hazırlasam?"

Anında elimi çektim.

" Özür dilerim " ciddi bir şekilde yanımdan ayrıldı.

Komidinin üzerindeki telefonumu alarak livayı  aradım. Bugün hastaneye kontrol için gitmesi gerekiyordu. Telefonu birinci çalışta açtığında

" Daha gelmiyor musun ? "  diye sordum.

" İşim yeni bitti birazdan çarşıya geçeceğim " Yanından gelen seslerle kaşlarımı çattım.

" Kim var? yanında"

" Cenk var " dedi tereddüt dâhi duymadan söylediği isimle tek kaşım havaya kalktı.

" Cenk mi ? Ne iş ? "

" Eve gelmeyecekmişim gibi konuşuyorsun Miya ? "

" Eve gelince ilk iş odama uğra " dedim gülerek.

" Tabi efendim " dedi oda gülerek . Vedalaşıp telefonu kapattıktan hemen sonra miral' odaya girdi elide tepsiyle. Acıktığımı o an fark etmiştim. Tepsiyi kucağıma yerleştirip yemeye başladım. Yemeğim bittiğinde tepsiyi ittim. karnımın doyduğundan emin olan miral gülerek " afiyet olsun " dediğinde tepsiyi alıp odadan çıktı. Yatağımdan yavaşça kalkıp cama baktığımda dışarıda yağmur yağdığını gördüm.Yağmuru çok seviyordum. Küçükken saatlerce babamdan kaçmak için yağmurun altında durur sonra hasta olurdum. Aklıma gelen anıyla hüzünle gülerken koşarak kendimi dışarı attığımda dış kapının  önünde miral kolumdan tuttu.

" Nereye? " Kaşları çatıktı.

" Dışarda yağmur yağıyor "

Tek kaşını kaldırdı.

" Eee? Yani ? Amacın hasta olmak mı ? "

" Lütfen? Sadece bir kerelik "

Bakışları yumuşadı. Gözlerimin içine bakarken,

" sadece 15 dakika "

Mutlulukla ellerimi çırpıp kendimi dışarı attım.

Bölüm sonu  ❤️

EmanetimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin