-Tanıtım-

62 4 3
                                    

24 Oğuz boyunun 24 kutsal emaneti, Türk dünasının farklı yerlerinde koruyucular tarafından saklanmaktadır. Bunlar kılıcından kalkanına, miğferinden zırhına, okundan yayına birçok savaş malzemesidir. Bu 24 kutsal Türk emaneti bir araya geldiğinde bunları kullanan komutan çok büyük bir başbuğ olup her Türk'ün hayali olan Kızıl Elma'yı gerçekleştirebilecektir.

Ancak Oğuz Kağan'ın vasiyetidir ki; gerekli işaret gelmeden bu 24 kutsal emanet biraraya gelmeyecek, yüzyıllar geçse dahi sabırla beklenecektir.

İşaret çok önceden seçilmiş bir kişiye gelecektir. Geldiğinde ise o kişi emanetleri en kısa süre içerisinde biraraya getirmelidir. Eğer getirmezse ayağına gelen Turan fırsatını tepmiş olacaktır.

Oğuz Kağan'ın emanetleri biraraya getirmek istememesinin sebebi, taa binyıllar önce Oğuz boylarının birleşmemesini hedef almış, aileler arasında kavga çıkartan Aydınlar olarak bilinen örgütün emanetleri yok etmeye çalışmalarıdır.

Bu Aydınlar denen örgütün içinde hangi zıkkımı ararsanız vardır. İçki, kumar, zina, büyü, adam öldürme, işkence, hayvanlara taciz bunlardan sadece birkaçıdır. Daha o zamanlar bile Gök Tanrı'ya inanmamış, sonradan da İslamiyet, Hristiyanlık gibi dinleri reddetmişlerdir. Nerede şeytan, iblis varsa ona secde ederler.

Aslında Türk' türler ama ırklarını inkar ederler. Bu yüzden Oğuz Kağan bu ''sözde aydın''ları ilinden kovalamıştır. Bu soysuzlar da baş düşmanları Çin'in safına geçip orada yaşamaya başlamışlar; hatta savaşlarda da kandaşlarına karşı savaşmışlardır. Sürekli Türklere ajan göndermeyi alışkanlık edinmişler, en gizli bilgileri sızdırmışlardır. Kentlerde birçok masuma suikast yapmış, vahşice öldürmüştür.

Büyük Selçuklu zamanında daha da ileri gidip kentlerde olay çıkarmak, huzur ve güven ortamını bozmak için Selçuklu'da yaşamaya başlamış; saraylara girmiş, orada yapılanma kurarak daha da büyümüşlerdir. Sultan Alparslan Aydınlar'ın kendi içlerinde olduğunu fark etmiş, hanedandakileri idam ettirip diğerlerini de Anadolu'ya sürmüştür.

Daha sonra 1071'de Türklerin Anadolu'ya girmesiyle Bizans'a sığınmış, 1453'te İstanbul'un Fethi sonucu Bizans parçalanınca da tasını tarağını toplayıp Avrupa'ya kaçmışlardır. Sonra Rönesans ve Reform'u başlatıp Avrupa'nın Türklerden daha ileride olmasını sağlamışlardır..

Özetle, emanetler Aydınlar'ın eline geçerse Türk'ün de geleceği biter.

Peki bu aydınlar emanetleri nasıl gelip almadı? Her emanetin ayrı bir koruyucusu var çünkü. Yüzyıllardan beri süregelen bir gelenektir bu emanet koruyuculuğu. Her koruyucu çevresinden gözünün tuttuğu bir genci çırak olarak alır, onu eğitir. Çırak eğitimi bitince kalfa, ustası ölünce de kendisi usta olur. Bu böylece sürüp gider.

Koruyucular kendilerine verilen emaneti canları pahasına korur. onu korumak için hayatını heba ederler. Aslında bunu yapmalarına hiç gerek yoktur çünkü onlar bilmezler ki ; emaneti kaybetmemek 'kaderlerinde yazılıdır'.

Arada bir Aydınlar emanetleri ele geçirmek için Koruyuculara saldırır.Eğer saldırı çok büyük çaplı değilse koruyucu ya kendisi halleder ya da en fazla civardaki koruyuculardan yardım alır, riske atmaz. Ama eğer saldırı büyükse  Koruyucular komite halinde birleşip kendilerini savunurlar. Tabi ki kaybetmezler.

Masum bir Koruyucu çırağına neden işaret gelsin ki? O masum çırak neden Aydınlar'dan bir kıza aşık olsun ki?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 04, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

24 EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin