Söz mü Hicran?/30

4.5K 415 259
                                    

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Arkadaşlar rica etsem satır aralarında duygu ve düşüncelerinizi bildirseniz 🤗🤗

🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺

Cihangir beyden...

" Hicran" diye bağırarak karşısına dikildim. Hemen utanmıştı ve korkuyordu. Nedense şu haline gülmek istiyordum. Ama kendimi zorla da olsa tutmayı başarıyordum. Bu utangaç ve çekingen halleri hoşuma da gidiyordu bir taraftan.

" Hicran nasıl döküldü o kova? Ne hikmetse o kova senin tarafından dökülmüş gibi geliyor..." dedim kaşlarımı çatarak ve sinirli gözükerek.

Yutkunarak ve kaçamak bakışlarla bana baktı ama cevap vermiyordu.
Sanki küçük bir kedi yavrusu gibiydi şu anda...Tatlı ve sevimli...O iri ve kara gözleri dolu doluydu. Beyaz teni utandığı için kızarmıştı yine.
Zarif ve naif bedeni titriyordu. O ince ve zarif beyaz elleriyle bezi sıkıp duruyordu.

Başını yine yere eğmişti. Gözüme yine o küçük ve güzel 36 numara ayakları takıldı. Benim yanındaki 44 numara ayağımın yanında minnacık kalıyordu.
Suç işlemiş ve anasından babasından korkan sevimli bir kız çocuğu gibiydi.
Şu haliyle yanaklarını sıkıştırmak geliyordu içimden.

Yalandan yine kızgın bir şekilde
" Hicran doğruyu söyle. Şayet sen dökmediysen cezadan yırtarsın.
Ama şayet sen döktüysen çok büyük ceza vereceğim sana. Hemde aklına ve hayaline bile gelmeyen tarzdan bir ceza..." dedim tepkisini ölçmek için.

Kovayı O'nun döktüğünü biliyordum.
Çünkü hemen illerimdeki arabamın camından ve aynasından tamda net bir şekilde gözüküyordu. Ama ne yapacak diye sesimi çıkarmadan bekledim. Kovayı tam benim olduğum yerin üzerine doğru getirdi ve eliyle yavaş yavaş ittirdi.
Bende sanki kovanın sesini duyunca bir anda başımı kaldırır gibi yaptım. Daha kiminle dans ettiğini anlayamamış bu küçük kız.

" Niye susuyorsun Hicran cevap versene!?"

Başını kaldırıp kekeleyerek
" ben ben " diyerek çatık kaşlarıma bakınca devamını getiremedi.

Hicran farkında değildi ama aslında ben şu anda çok eğleniyordum. Biraz daha O'nu kıvrandırmaktan bir şey çıkmazdı...

Bu kızda ne vardı beni böyle eden? Bilemiyordum... Duygularım adeta karman çorman. Baktıkça bakasım geliyor.
Bakmaya doyamıyorum aylardır, işe giderken uğurlamasını, işten eve geldiğim zaman da karşılamasını istiyorum.

Şayet bahçeye girdiğimde arabamı görmemiş olduğunu ve kapıda olmadığını anlayınca kendime engel olamayarak " Hicrannn! " diye bağırıyorum.

Bu kızın değişik bir ambiyansı var. Naifliği mi, zarifliği mi, konuşmasının güzelliğimi, fiziğinin güzelliği mi...? Bilemiyorum ama bende Cihangir Ferman bey olarak, yurt içinden ve yurt dışından birçok insan tanıdığım için insanları oldukça iyi tanıya biliyorum.
Hicran'ın da çok özel bir kız olduğuna adım kadar eminim.
Ama keşfetmek lazım...

Çünkü çok içine kapanık, sessiz ve sakin, kendi halinde bir kız. Ve ben bu kızı gün ve gün keşfetmekten, yeni bir özelliğini öğrenmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Ben kadın düşmanı Cihangir Ferman hiç bir kadını böyle merak etmedim. Keşfetmek istemedim...Hiç bir kadınla böyle uğraşmak istemedim ve uğraşmadım da zaten...

Aklımı başıma alarak ve düşüncelerimden sıyrılarak " Hicran benim için hava hoş akşama kadar burada beklerim..."dedim.

Masumca yüzüme bakıp
" acıkmışsındır beyim. Bak yine migrenin tetikler. Saatlerce başın ağrır ve evde döner durursun yine... Bak anam senin için çok güzel saç kebap, pilav, mezeler ve salatalar yapmış. Yanına lavaş da yapmış. Yemeğini ye sonra yine konuşalım..." dedi zorlanarak.

Sabr-ı Sükut 5. Seri  ( Hicran ) TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin