9. Bölüm 'Beklenmedik'

312 19 43
                                    

Kaybedecek bir şeyim olmasaydı bu saçmalıklara maruz kalmazdım. Şuan içinde bulunduğum durum garipti. Sevdiğim çocukla tehdit edilmek de sinir bir durumdu elbette. Belki de bir oyundu bu. Karahan Doğukan'ın telefonunu alıp beni yanına çekmeye çalışıyor olabilirdi. Gözlerimi mesajdan ayırıp bana bakan iki çift göze baktım. Mete ve Eylül hüzünlü duruyorlardı. Açıkçası ben ilk şoku atlattıktan sonra fazla bir şey hissetmiyordum. Oraya gitsem mi gitmesem mi diye düşünmek istemiyordum. Karmaşık bir soru üzerinde durmayacaktım.
"Ne yapacaksın?" Eylül'ün sorusuyla vücudumu dikleştirdim.
"Gideceğim."
İstemsizce ağzımdan çıkan sözleri anlamam geç oldu. Kendi kendime cevap vermiş gibiydim. Mete olaya fazla burnunu sokmuyordu. Bu huyunu takdir ettim içimden.
"Her neyse ben çıkıyorum."
Elimin titrediğini umursamayarak telefonu ve ceketimi aldım. İkisinin de bakışları üzerimdeyken kapıya yöneldim. Stres olmuştum. Baturalp'ten yardım isteyebilirdim fakat gelmezdi. Şu ebeveyn durumu da canımı sıkıyordu. Eminim yakında polise bir ilan bile verirlerdi. Kapıdan çıkarken geçen on saniye bana on dakika gibi gelmişti. Düşüncelerimle boğuşurken tek şansım Baturalp'ti. Yavaşça son konuşulanlara girdim telefondan. Sonunda aradığımda açması için dua ediyordum. Çalıyor... Çalıyor... Cevap vermeyeceğini anlayıp çağrıyı sonlandırdım. Şanssızdım. Her zamanki gibi. Telefonu henüz cebime koymamıştım ki titremeye başladı. Ekrana baktığımda sevinç çığlıkları attım içimden.
"Alo Baturalp!'

"Ne bağırıyorsun Ebru. Noldu yine?"

"Lütfen yardıma ihtiyacım var."

"Ne konusunda?" Sesi sakindi.

"Doğukan'ı kurtarma-"

"Hayır."

"Lütfen!" Sesim yalvarır gibi çıkıyordu. Yalvarıyordum çünkü.

"Her zaman başını belaya soktuğunu unutmuşum. Bir de beni bulaştırdığını. Neyse tam olarak anlat neymiş bakalım."

"Karahan Doğukan'ın telefonundan mesaj attı. Gelmezsem Doğukan'a zarar vereceğini belirten tarzda bir mesaj."

"Blöf yapıyodur." Umursamaz konuşması beni sinirlendiriyordu. Onun da keyif aldığını tahmin ediyordum.

"Pisliksin."

"Biliyorum." dedi ve suratıma kapattı. Alıştığım için artık şaşıyordum bu tip şeylere. Erkeklerin hepsi böyle miydi ki? Baturalp benim ne kadar delirmemi sağlasa da bana yardım ediyordu. Onunla konuşurken rahat hissedip ona güvenebiliyordum. Gözlerimi kapatıp zihnimi boşalttım. Şuan yapmam gereken başka şeyler vardı. Belki de Baturalp haklıydı, Karahan blöf yapıyordu. Riske girmek istemiyordum. 'Neyse' dedim içimden. Bu kısa hayatımı Doğukan için tehlikeye atabilir miydim? Evet, kesinlikle. Birine çok azcık bile değer veriyor olsam hayatımı tehlikeye atabileceğimi hissediyordum.

Gözlerimi kaldırımdan çekip bulutlara baktım. Siyahlardı, yağmurun habercisiydi bu. Sabah yağmurlarını sevmezdim. Üzerimde yağmura uygun kıyafetler yoktu. Tek başıma bu halde nasıl Karahan'ın saçmalıklarına ayak uydurabilirdim? Kesinlikle Baturalp'e ihtiyacım vardı. Hem onu rahatsız etmek hoşuma gidiyordu. Tekrar aradım.

"Ne Ebru ne?"

"Havalı çocuğumuz sinirlenebiliyormuş. Hmm değişik." Fazla sesli olmayan bir kahkaha attı. Sinirden güldüğünü hissetmiştim.

"Tamam uzatmıyorum hadi ne istersen yapacağım. Bana yardım et." Konuşmasını sabırla beklerken sinirden ayağımla ritim tutuyordum.

"Ne istersem öyle mi? Peki nerdesin?"

EbruliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin