7. Bölüm: Yalanlar ve Yalanlar

534 57 18
                                    

Selamm gencolarrr...

Şarkıyı unutmayııınnn !!!

İranın güncesinden

Saat öğlen ikiye geliyordu. Hava geçen günlere göre kat ve kat daha soğuktu. Elimizdeki valizlerle Yağız'ın Siyah Konak'tan çıkarken bana gösterdiği patikadan Siyah Konak'a geçme kararı almıştık. Ellerime eldiven almamanın acısını burada çekiyordum. Bir yandan da dişlerim titriyordu ve içim sürekli ürperiyordu. Sanki Siyah Konak daha bir soğuk gibiydi.

Zar zor diğer tarafa geçmeyi başarmıştık. Calanthe'ye doğru giderken geçen gün ağabeyimle konuşan adamı görmemle gözümün o tarafa kayması bir oldu. Siyah bir arabada camdan bakarak biriyle konuşuyordu. Kafası bana dönünce stres oldum ve önüme geri dönüp hızımı arttırdım. Ormanı geçerken yine korkudan ve soğuktan el ele tutuşmuştuk Bilge'yle, ama daha sonra soluklanmak için elimi bırakmış ve şu anda da arkamda kalmıştı. Arkamdan gelirken yorulmuş ve bitkin gözüküyordu. 

Calanthe'ye gelmiştik ve elimizdeki bavulları gören ilk kişi Arda'ydı. Hafif şaşırmış, hafifte komiğine gitmiş bir edayla karşımızda duruyordu. Ona bakarak masum bir gülümseme attım. "Ne bu evden falan mı kaçtınız? Yağız burada değil haberin olsun." dedi gülerek, yüzümde oluşturduğum gülümseme düşmüş yerine sinirli bir ifade almıştı. Gözlerimi devirerek söze girdim "Aynen, evden kaçıp gele gele iki tanımadığım, benim için gereksiz olan insanlara taşındım. Sanki yaz dizisi çekiyoruz. Yarım bıraktığım iş için geri döndüm diyelim." diyerek soluklandım. Arda istifini bozmadan kafasını 'ilgilenmiyorum' dermiş gibi salladı ve işine geri döndü. 

Geçen gün Ceren'in bana iğne vurduğu odaya girdim ve oraya Bilge'yi yatırdım, soğuktan gene bembeyaz olmuştu. Bir süre Bilge için burada dinlensek iyi olacaktı. Hem o sırada belki bize yardım etmeye birileri gelirdi, bir otel gösteren falan olurdu. 

Doktorun Bilge'ye yazdığı ilacını verdim ve baş ucuna oturup uyumasın bekledim...

***

İki saattir Bilge'nin saçlarıyla oynuyordum ve o mışıl mışıl uyuyordu. Daha fazla rahatsız etmemek için yavaşça kalktım ve içeriye girdim. Sıla ve Arda bilardo masasında iddalaşıyorlardı. Pek şaşırmamıştım, ama onlar beni görünce hem tedirgin olmuş hem de irkilmiş gibi duruyorlardı. Önüme dönerek etrafta mutfak gibi bir yer aradım ama burası çok büyüktü ve kapalı bir sürü kapı vardı. "Mutfak var mı burada?" dedim dayanamayarak. Sıla kafasını sallayarak hoşnut olmayan bir ifadeyle bilardo masasının karşısında duran üç kapıdan birini gösterdi. Cam kenarında kalanından bahsediyordu. O tarafa yürüyerek kapıyı açtım. Beklediğimden de küçük bir mutfaktı. İçeride minik bir ocak, bulaşık makinesi ve buzdolabından başka bir şey yoktu. Her şeyi mi dışarıdan yiyordu bunlar?

Buzdolabını açtığımda birkaç domates, buruşmuş iki salatalık, biri iki sebze ve kahvaltılık malzemeler vardı. Fırında patlıcanlı biberli bir yemek yaptım. En azından denedim. Yirmi dakika kadar sonra mis gibi bir koku yayılmıştı etrafa. Beklediğimden de iyi bir sonuca ulaşmıştım. Geçenki çorbadan sonra yemek konusunda kendime olan güvenim sekteye uğrasa bile bu seferki gerçekten iyi olmuştu. Yukarıdaki dolaptan bulduğum tabakla Bilge'ye yemek koymaya başlamıştım ki, içeriden kapı açılma sesi geldi ve tanıdık bir ses duyuldu "Ceren yemek mi yaptı? Mis gibi kokuyor..." bunu diyen Yağız'dı. 

Dedikleri beni şaşırtmıştı, sürekli soğuk nevale olan Yağız buharlaşmıştı sanki. Ama birazdan yağmur olarak yağsa şaşırmazdım.
 
Arda hafif kıkırdayarak "Git bak bakayım! Ceren miymiş?" deyince hafif gülümsemiştim. Tepsiye yemeği yerleştirip içeridekiler için tabak çatal ayarladım. İçeriye doğru gitmek için kapıyı açtığımda karşımda Yağız dağınık saçlarıyla eli havada bir şekilde duruyordu. Gözleri büyümüş sonra Arda'nın yaptığı laf ebeliğini anlayarak kafasını sallamış ve hafifçe kaşlarını kaldırmıştı. Arda'ların olduğu odadaki masaya yemeği bıraktım ve Bilge'ye hazırladığım yemeği alıp içerideki odaya girdim. Bilge hala uyuyordu. Sanırım bu ilaçlar uyku yapıyordu. Elimi anlına koyarak baktığımda hafif ateşi var gibi gelmişti, ama emin olamamıştım. Nasıl anlayacaktım? 

Taç VarisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin