Hava kararıp güneşin yerini ay ve yıldızlar alırken festivalin sonu geldi.
Kurulmuş yiyecek tezgahları, fal çadırları ve eğlence araçları acele edilmeden toparlandı.
Dice ve Gentaro çevreyi daha iyi görebilmek için yakınlarındaki ufak tepeye çıkmaya karar verdiler. Yan yana yürüdükleri sürece Dice festival hakkında gevezelik etmeyi ancak buzlu dondurmasını ısırmak için duraksamak zorunda kaldığında kesti.
Tepeye vardıklarında Gentaro, Dice'ın gerisinde durup bir süre onun sırtını izledi sessizce. O ana kadar Dice'ın anlattığı her şeyi dinleyip gerektiğinde tepki vermişti ama şimdi Dice'ın sesi dahil tüm sesler kulaklarına ulaşamaz olmuştu.
Gün boyu katıldıkları her oyunda, birlikte yedikleri her yemekte, Dice ile şakalaştığı her anda çok eğlenmişti. Ama şimdi festival bitiminde, birden içine bir yalnızlık çöktü.
"Nerede yanlış yaptım?" Farkında olmadan seslice konuştu. "Neden böyle hissediyorum? Eğer her şeyi baştan alırsak yine aynı mı hissederim?"
Dice onun konuşmasını duyduğu gibi bedenini Gentaro'ya çevirdi. Buzlu dondurması hâlâ bitmemişti.
"Ne diyorsun Gentaro? Yalan mı uyduruyorsun yine?"
Gentaro'nun parmakları kıyafetinin yumuşak kumaşı etrafında kıvrıldı.
"Keşke yalan olsaydı."
Dice ona kafası karışmış bir şekilde baktı, daha sonra gözünün önünden geçen pembe bir çiçeği kolayca yakaladı. Üşütecek kadar soğuk esmeyen rüzgar onlar için çiçek taşımacılığı yapıyordu.
"Kiraz çiçeklerine bak, çok güzel dağılıyorlar, değil mi?"
"Hm."
Gentaro yanına gelip kiraz çiçeklerini izlerken Dice yakaladığı çiçeği bırakıp Gentaro'yu süzdü bir süre. Aklına gelenle Gentaro'nun kalın kuşakla sarılmış belini dürttü.
"Festival bittiği için mi üzgünsün? Ama sonsuza kadar sürseydi festival olmazdı değil mi? Hem gelecek sene sen ve ben tekrar gelebiliriz!"
Bir elini kalbinin üstüne koyarken Gentaro nazikçe gülümsedi.
"Teşekkür ederim Dice, çok güzel konuştun. Sözlerin beni kalbimden vurdular. Sayende daha iyi anlıyorum artık..."
Dice kaşlarını hafifçe çattı. Tam Gentaro'nun neyi daha iyi anladığını soracaktı ki yüksek sesin ardından gökyüzünde parlayan rengarek ışıklar dikkatini dağıttı.
"Oh, havai fişekler!!!"
Gözlerinde çocuksu bir sevinçle gökyüzünü izlemeye başlaması Gentaro'nun içini ısıttı. Fark etmeden sıkıp kırıştırdığı kıyafetini serbest bıraktı.
"Dice," dedi birden.
Buzlu dondurmasını yerken bile havai fişeklerden bakışını koparamayan Dice kabaca, "Ha?" cevabını verdi.
Gentaro derin bir nefes aldı. "Seni seviyorum."
Başta festivale gelmeyi kabul etme sebebi bu yerin Dice'a itirafta bulunmak için iyi bir yer olabileceğini düşünmesiydi.
Ancak ne zaman itiraf etmeyi deneyecek olsa hızlanan kalbi ve 'ya onu kaçırırsam?' düşüncesi onu alıkoymuştu.
"Ne dedin? Seni duyamadım."
Gentaro, duymayı beklediği sözler bunlar olmadığından şaşkınca kirpiklerini kırpıştırdı. Nasıl..? -Ah, havai fişekler, diye düşündü yeni bir tanesi gürültü ile patlayıp geceyi renklendirirken.
"Gentaro, bir daha söylesene," dedi Dice gökyüzünü izlemeyi bırakıp ona daha da yaklaşarak.
Gentaro dudaklarını birbirine bastırdı ve hemen ardından hoş bir gülümseme için kendini zorladı. Demek ki kaderinde bugün öğrenmek yokmuş sevgili Dice'ım. Öyle olsun...
"Önemli bir şey değildi," diye yalan söyledi.
"Yine de duymak istiyorum. Söyle hadi!"
"Yalan söyledim Dice, hepsi yalandı."
"Ama ya-"
"Havai fişeklere bak. Mavi olanlar ne kadar hoş."
Onu ilk seferde duyamadığı için pişman olsa da Dice tekrar tekrar sorup Gentaro'yu sıkmayı -en azından bu gecelik- istemedi. Yine de bu surat asamayacağı anlamına gelmiyordu.
Onun somurtmaya başladığını görünce Gentaro iç geçirdi. Biraz önce aralarında açılmış olan mesafeyi kapatıp Dice'ın koluna sarıldı birden.
"Bu güzel bir son, değil mi Dice?" dedi çenesini onun omzuna koyarken.
"Öyle. Ama seneye daha güzel olacak, eminim! Bu yüzden benimle gelmelisin Gentaro, tamam mı?"
Gentaro hafifçe güldü, sonunda Dice da ona eşlik etmek için keyifli bir şekilde sırıttı.
"Tamam, geleceğim."
"Yalan değil?"
"Değil."
Dice sonunda rahat bir nefes aldı ve tamamen boşaltılmış festival alanına baktı. Bu sırada Gentaro daha öncesinde Dice'ın yaptığı gibi bir kiraz çiçeğini havada kapmıştı. Avcunda duran güzel çiçeğe biraz baktıktan sonra onu Dice'ın cebine attı.
"Hadi eve gidelim Dice."
Havai fişeklerin de sonunun gelmesiyle Dice başını salladı ve birbirlerine dolanmış kollarını ayırmadan, Gentaro ile uyumlu adımlar atarak tepenin aşağısına doğru yürüdü.
İkisi de evlerine varıp üstlerine çökmüş yorgunluk yüzünden erkenden uyuduklarında festival günü tamamen sona erdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fireworks
Fanfictioni. Dice Arisugawa/Gentaro Yumeno. ii. Once Upon A Time In Shibuya songfic. Hava kararıp güneşin yerini ay ve yıldızlar alırken festivalin sonu geldi.