|18. Bölüm| ( Final)

11 1 0
                                    

Ellerim kulaklarımı kapatmıştı. Gözlerim korkudan yumulmuştu. Dizlerim titriyordu. Silah sesleri , susunca , titreyen çenemle etrafa baktım. Hafif kalktım ve ortalıklarda kimsenin olmadığını fark edince , hızla yerimden kalkıp karana baktım. Koltukta Hareketsiz bir şekilde duruyordu. Vuruldu mu ? Öldü mü ? Panikleşirken titreyen ellerimle , yüzümün önünde ki saçlarımı geriye ittim.

"K-karan!? S-ses ver."

Onu dürterken , gözümden istemsiz akan yaşı sildim. Ellerimde ıslaklık hissettiğimde , kan olduğunu fark ettim ve daha da panik olmuştum. Sağ göğsünden açılmış olan delikten kan akıyordu. Bileğimde ki bandajı çıkartıp yarasına bastırdım. Şok içindeydim , böyle durumlarda afallaşıp kalıyordum. Sonunda kendime gelip hemen telefonu aldım ve 112'i aradım. Olduğumuz yeri tarif ettikten sonra telefonu kenara fırlattım ve karanın alnında ki , tomurcuklanmış terlere baktım. Kan kaybediyordu lanet olsun.

"Aç gözlerini. Beni hayata bağlayıp , kendin hayattan kopamazsın."

Sesimde titremeye başlamıştı. Her yerim titriyordu. Onun ölmesini asla istemiyordum. Beni hayata o tutundurmuştu. Benim ona bir can borcum vardı. Şimdi o borcu ödeme zamanıydı. İçimde oluşan , acı bir sızının nedenini anlamıyordum. Ya da anlamak istemiyordum. İnsanların bize yaklaşan sesini duyduğumda yola baktım ve kampta ki herkes buraya toplanıyordu. Yağız karanın tarafına dikilip bir bana birde hareketsiz duran karana baktı. "Ne oldu az önce." Diye sorduktan sonra nabzına baktı. "Anlamadım. Birileri geldi ateş açtı ve gittiler."
Her an ağlayacakmış gibi olan sesimi sonlara doğru kıstım. "Yaşıyor."dedi. Boğazımı temizleyerek , karanın alnına tuttum. "Ambulans'ı aradım. Gelmek üzeredir."dediğimde yağız elimi tuttu. "Sen? İyi misin. Yaralandın mı." Elimi çektim ve Yağızın elini Kanı bastırması için , bandajın Üzerine tutturdum. "Ben- ben."başımın dönmesiyle sözümü tamamlayamadım. Daha çok titremeye başlamıştım , ateşimin çıktığını, terlediğimi fark etmiştim. " iyi misin Melis." Yağız yüzüme endişeli bir şekilde bakarken , bir anda kolumda hissettiğim acıyla oraya tuttum. Elime gelen ıslaklığı hissedince , gözlerimi kapattım ve yine panikleşmeye başladım. Elime bakarken , yağız da kan olduğunu görmüştü ve daha çok endişelenmişti. "Yaralanmışsın."dediğinde içimden hadi ya ciddi olamazsın diye dalga geçmiştim. Böyle durumlarda bile dalga geçebilme potansiyeline sahibim evet. İlk defa vurulmuştum ve... çok kötüydü. Sanki orayı deşiyorlardı , bıçak saplıyorlar , ateşe tutuyorlardı. Öylesine yanıyor ve acıyordu ki gözlerim dolmaya başladı. Bir süre sonra gelen ambulans , karanı aldı ardından yağız benim yanıma geldi. Göz kapaklarım zor direnirken , ayağa kalkmaya çalıştım ama olduğum yerde sendeleyince yağız beni tuttu ve ambulansa doğru götürdü. "Bir yaralı daha var. Kolundan yaralı , çok kan kaybetti." Dudaklarımı araladım "onu... onu kurtarın. Ölmesine izin vermeyin."dedim ve gözlerimi yumdum.

-

Gözüme çarpan, güneşin önüne geçen abim oldu. Gözlerimi sonuna kadar açtım ve annemi babamı da gördüm. Şimdi bu yaşadığım olay onları haklıya çıkarmıştı maalesef ki. 'Ben sana demiştim , büyük lafı dinle , her yer tehlikeli,' falan da filan deviri başladı demektir. "Aklımızı aldın."diyen anneme baktım. "İyiyim merak etmeyin."
Gözlerimi , Sesini yükselten abime çevirdim. "Ya daha kötüsü olsaydı. O zaman ne olacaktı. Neden laf dinlemiyorsun." Yüzümü buruşturarak kolumu tuttum ve diklendim. "Tamam gitme üzerine dur. Olan oldu."annem bunu dedikten sonra bende daha konuşmadım ve gözlerim bu sefer babama dönmüştü. "Baba."dedim ve yüzüme bakmadığını gördüm.

"Ben bu durumdayken hala üzerime geldiğinize inanamıyorum."

Bazen sen karanlık bir kuyunun dibindeyken bağırırsın , avazın çıktığı kadar. Hatta etrafında insanlar bile vardır. Onların seni duyabileceği şekilde bağırıyorsun ama kimse seni duymuyor , kimse o kuyuda olduğunu fark etmiyor. Fark eden varsa da el uzatıp seni kurtarmıyor. Cidden ? İnsanlar sadece kendini mi düşünürdü. Ben insanların Empati kurma özelliklerinin kesinlikle olmadığını biliyorum. Bence empati kursalar bu kadar , gaddar bu kadar vurdumduymaz , bu kadar anlayışsız olamazlardı. Belki de olurdu... insan sonuçta.

Hastaya yatağında doğruldum ve üzerimde ki beyaz nevresimi kaldırdım. Annem bana engel olmaya çalıştı. "İyiyim ben. Çıkışlarımı yapın gidelim."diye tepki verdiğimde sanki bunu dememi bekliyorlarmış gibi harekete geçtiler.

Karan.? Tamamen aklımdan çıktı kahretsin. İyi olup olmadığını hatta hayattı mi değil mi onu bile bilmiyorum. Abimle babam çıkışlarımı yapmaya gitmişti. Annem de ortalığı topluyordu sanki kendi eviymiş gibi. "O bu hastane de mi.?" Annem bana ne dediğimi anlamamış bir şekilde bakış attığında daha açık bir şekilde sordum. "Benimle birlikte olan çocuk. Bu hastane de mi."
"Evet burada ama odasını bilmiyorum. Napacaksın dur yerinde." Kaşlarımı çatıp ona baktığımda karışmaması gerektiğini anlamıştı. Bense kolumu tutarak danışmana yaklaştım. "Pardon. Benle birlikte yaralanan bir genç adam daha vardı. A-dı karan... Odası nerede."
Danışman listeye bakıp arayış haline girdiğinde bende yaşadığımız o an'a dalmışım birden. Tekrar vurulmuş gibi hissettim ve silah patlama sesiyle birlikte danışmanın baba seslenmesiyle irkildim ve ona baktım. "Soldan birinci Kapı"dedi. gülümsedim ve oradan ayrıldım.

Yavaş adımlarla karanın odasına doğru ilerledim. Kapının önünde kimsenin olmaması, rahatlatmış ama içeride birileri olması düşüncesi de germişti beni. Nedenini bende bilmiyorum. Odaya girdiğimde içeride kimsenin olmadığını fark ettiğimde biraz daha ilerledikten sonra , masumca uyuyan Karan'ı gördüm. Sessizce yanına yaklaştım. Bir süre onun kusursuz ve masum görünen yüzünü izleyip tam arkamı dönmüş gidecekken , yorgun sesiyle beni durdurdu.

"Dur." Dönüp ona baktığımda bana gözlerinin tüm derinliğiyle bakıyordu. "İyi misin diye merak etmiştim." Ağır çekimle kafasını 'evet' anlamında salladı. "İyi madem geçmiş olsun."yine gitmeye yeltenmiştim ama durdurmuştu.

"Ya sen ? İyi misin. Bir şeyin var mı." Bir süre kalıp haberi olmadığını fark etmiştim.

"İyiyim tabiki de bana ne olabilirdi. Hahaha. Neyse hadi görüşürüz." Vurulduğumu bilmesini istememiştim belki kendini suçlu hisseder diye. Hızla odadan çıktım ve derin nefes alıp verdim. "Nerede kaldın hadi gidiyoruz." Diye bağıran annemi görünce adımlarımı hızlandırdım.

1 sene sonra ;

"Şurada ki yıldız. İşte orada bak. Parlıyor hemde hiç pes etmeden."

Karanın belimde olan elinin sıcaklığı beni bu soğuk havada ısıtmaya yetiyordu. Gözleri ise bende, ama aklının dediklerimde olduğundan emin değildim. "Hey. Bana öyle bakmayı kes."hafif gülümseyerek yanağıma daha çok yaklaştı.

"Yapma şunu. Kalbim çarpıntı yaparsa uğraşır durursun."

"Usanmadan. Bıkmadan hemde."

Bu dediğine gözlerim parladı. Her dediği kelimesi beni iyileştiriyordu. Ruhumun ilacıydı o. Bir sene içinde her şeyime iyi gelen adamı bulmuştum. Beni ben yapan adamı bulmuştum.

"Hadi dilek tutalım."dediğimde bakışlarımız gökyüzüne çıktı.
"İkimizin ne dileyeceği çok bariz değil mi ?" Dediğinde koluna vurarak onu susturdum. "Bozma ve dilek tut." Dediğimde seçtiğimiz yıldızlarla dilek tuttuk.
Bakışlarımız aynı anda birbirimize döndüğünde gülümsedim.

" Ne diledin."

"Bir kız diledim. Kalbi hasta , ruhu incinmiş , hayata küsmüş bir kız. Onu iyileştirmek için sonsuza kadar yanımda kalmasını diledim." İstemsiz gözlerim doldu ve engel olamadan yanağımdan süzülüp gitti yaş.

" Bende beni iyileştiren adamın hasta kalbimin içinde sonsuza kadar kalmasını istedim..."

Uzun bir süre sessizliğin ardından , dudaklarımızın sıcaklığı birbirine değdi. Sıcak bir öpüşme hem bedenimizi hem de ruhumuzu ısıtıyordu. Bazen böyle anlar ben gibi olan kişilere şaka gibi gelir. İnanamazlar , böyle bir şey yaşadıklarına , mutlu olduklarına. Çünkü uzun zamandır mutlu olmamışsındır , çünkü hiç sevilmemişsindir. Çünkü kimse seni iyi etmeye çalışmamıştı. Ama artık böyle bir şeyin mümkün olduğunu kabullenmek gerekiyordu. Anı yaşamak ve hiç birşey düşünmemekti. Evet , ben o andayım yaşıyorum dibine kadar yaşıyorum. Sizde anı yaşayın. Çünkü bir daha yaşamayacağız.

(Final) Bölüm sonu

Herkese merhabalar. Okuyan okumayan herkese teşekkürler. Belki de çok dikkat çeken bir kitap değildi ama yine de içimdekileri satırlara dökmek istedim. Aslında 18. Bölümlük bir kitap değildi ama fark ediyorum ki bu gibi kitapların burada pek değeri yok. O yüzden kısa kesmek istedim. Tekrardan herkese teşekkürler ♥️

YALNIZLIĞIMIN İLACI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin