Lisedeydim. Evet başarmıştım. Herkesin yapamazsın demesine rağmen Üsküdar Amerikan'ın kapılarının önündeydim. Benim için her ne kadar inanılmaz olsada aslında aynı zamanda çokta zor oldu. 3 gün üst üste uyumadığımı hatırlıyorum... İyi ki o günleri geride bıraktım.
Ben Aslı Acar. Kendimi tanıtmak konusunda çok kötüyüm. Zaten beni tanıyacaksınız 😌
Kapıdan içeriye girdiğim anda bir kız bana çarptı.
"Ah çok özür dilerim bir yerine bir şey oldu mu?"
"Sorun değil"
Kız kitaplarımı almama yardım etti."Sende yeni geldin değil mi? Ben Nehir"
"Evet yeni geldim. Tanıştığıma memnun oldum"
Heyecanlanmıştım. Lisede olmak zaten başka bir duyguydu ama her zaman lisede çevremin iyi olmasını istemişimdir. Kız hala bana bakıyordu ve ben ne diyeceğimi bilmiyordum.
"Eee, sende ismini söylemeyecek misin?"
"Aa pardon, Aslı ben."
"Tanıştığımıza memnun oldum Aslı. Sınıfını biliyor musun?"
"Hayır aslında baksak iyi olur."
Hemen sınıfımı öğrenmek istiyordum.
"Tamam gel bakalım. Beni takip et."
Beni ince uzun bir koridora getirmişti. Ve çok kalabalıktı. Kenarda siyah bir tahta üzerinde asılı kağıtlar vardı. Nehir onu orada beklememi söyleyip kağıtlara bakmaya gitti. Ve o kalabalığın içinden bana seslendi:
"Soyadın neydi!?"
"Acar!"
Diye seslendim bende onu zar zor duymuştum. Ve 2 dakika sonra yanıma geldi."Aynı sınıftaymışızz! Gel götüreyim seni."
Koridorun başındaki sınıfa girdik. Çok genişti. İçerde kimse yoktu sadece masaların üstünde çantalar vardı.
"Ver bakalım."
Çantalarımı alıp kendisinin olduğunu düşündüğüm çantanın yanına koydu.
"Artık beraber oturuyoruz.😌"
Nehir çok tatlı bir kızdı. İyi ki bana çarpmış yoksa yine ortaokuldaki gibi tek başıma takılacaktım.
"Kantine gitmeye ne dersin?"
"Olurr!"
Kantine doğru ilerlerken yanımızdan bir çocuk geçti. Nehir ona baka kalmıştı.
"Oha"
"Nehir azını kapa" diyip güldüm
"Hahaha çok komik. Ama gerçekten taş gibi çocuktu gördün di mi?"
"Evet bizimle birlikte bütün okul da gördü."
"Hevesimi kırma ya. Belki bi gün konuşurum onula."
"Evet evet" dedim ve kantine doğru yol aldık.
Nehir banada kendinede bir şeyler alıp masaya oturdu. Derslerin başlamasına daha çok vardı ve ikimizde kahvaltı etmemiştik. Artık klasik kahvaltımız tost olacak gibi gözüküyordu. Nehir tam bi şey diyeceği sırada yanımızdan 2 tane kız geçti ve konuşmalarına kulak misafiri olduk.
"Bahçedekileri gördün mü?"
"Ay evet kızım onlarla 4 sene boyunca aynı okulda olacağımızı düşünemiyorum bile."
Tabi Nehir bunları duyunca beni kolumdan tuttuğu gibi bahçeye sürükledi.
"Nehir yavaş"
"Onlara bakmam lazım Aslı! Belki o da ordadır ismini falan öğrenirimm!"
Basketbolcular 🙄
Neden bütün okullarda popüler olmak zorundaydılar ki!"OHA!" diye bağırdı Nehir
"Ya Nehir biraz sessiz ol duyacaklar şimdi."
"Ya duysunlar ne olacak. Ayrıca o da orda!! Dur şu kızların yanına gidip sorayım."
"Nehir dur!" demeden gitmişti tabii. Bu kızda ki cesaretin yarısı bende olsaydı şuan bam başka yerlerde olurdum.
Nehir yavaş adımlarla yanıma doğru geliyordu.
"Ne oldu? Bulabildin mi çocuğun ismini?"
"Of, Hayır! Okulun egoist kızlarını buldum ama!"
O tarafa doğru baktığımda 3 tane kız gördüm. Gerçekten bu kadar belli edemezlerdi zengin olduklarını.
"Ne dediler?"
"Aralarından biri ondan hoşlanıyor kesin. O yüzden isim vermediler. Sanane dedi bana yaa!"
"Tamam bir şekilde buluruz adını." dediğimde zil çaldı ve bizde sınıfımıza doğru ilerledik.
Sınıfa geldiğimizde arkamızdan o çocukta sınıfa girdi .
Nehir şok olmuş gözlerle bana bakıyordu. Bende ona gülümsedim. Ders başlamıştı, tanışma dersi gibi bir şeydi zaten. Ha bu arada Nehir'de çocuğun ismini öğrenmişti. 𝐾𝑢𝑧𝑒𝑦."Kuzey, Off çok güzel gülüyor ya"
"Kızım okulun ilk gününden aşık mı oldun?"
"Galib-" Nehir cümlesini bitirmeden Kuzey Nehir'e göz kırparak yanından geçti.
5 dakika sonra kendine gelebilmişti
"O NEYDİ!"
"SANA GÖZ KIRPTII!"
"EVET! EVET? Bana göz kırptı?!?"
İlk bölüm. Umarım beğenilir, bu kitabı seveceğim gibi geliyor 😌🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Fazla Ne Olabilir Ki?
Teen FictionOkulda orta popülerlikte olan bir kız... Belki hayatının en kötü yıllarını geçiriyordu belki de en güzellerini ✨