Hepimiz mutlu bir hayat hayal ederek büyüdük. Hayatımızı dolu yaşayıp, mutlu bir şekilde ölmek istedik. Ama dünyanın hileli oyunlarını hesaba katmadık. Her bir basamağı aşıp mutlu olduğumuzda sonu hep çukura çıktı. Ve yine o çukurda bulduk kendimizi. Bu kitap, son basamağı aşıp en derin çukurla karşılaşan kızın hikayesi. Bu kitap, en mutlu anlarında zamanının bittiğini öğrenen kızın hikayesi.
Bu kitap Derin'in hikayesi.
♧♧♧
YazarGüne mutlu bir şekilde başlayan Derin, yerinde duramayarak hazırlanıyordu. Bu gün sevdiği adamla 3. yılıydı. Onunla güzel bir akşam yemeği yemeyi planlamışlardı. Derin o adama aşıktı. Ona herkesten çok güveniyordu. Ona ihanet etmeyecek tek insandı. Asla ayrılmayacaklardı. Evlenip 2 çocuk sahibi olacaklardı. Derin, içten içe bir evlenme teklifi bekliyordu. Gece, 'öylesine bir hayal' adı altında her şeyi planlamıştı. İyice heveslenen kız dans ederek giyinip, küçük makyaj masasına oturmuştu çoktan. Ona güzel bir kamera almıştı. Bu kamerayla birlikte güzel anlarını çekip, en güzel anlarını çocuklarına, hatta torunlarına göstereceklerdi.
Sonunda hazırlanan Derin evden çıktı. Boş bir taksi çevirip bindi. Taksiciye gideceği yeri söyleyip arkasına yaslandı. Kafasında sadece o vardı. Yankı. Onunla geçireceği güzel akşamı hayal ederken elindeki hediyesini sımsıkı tutuyordu. Kalbi durmuyordu. Yankı sayesinde hayatının en güzel günlerini, yıllarını yaşamıştı. Ve daha nicelerini yaşayacaktı. Aklı orda olmadığı için boş boş bakınan gözleri buluşacakları yeri görünce Derin kendine geldi. Taksiciye ücreti verip indi. Karşısında duran restoranı büyük gözleriyle inceledi. Burayı kafasına kazıdı.
Büyük ama zarif adımlarla restorana girdi. Rezerve ettikleri masaya oturdu. Önünde harika bir masa vardı. Güller ve mumla süslenmişti. Derin bu masada Yankıyla güzel bir yemek yiyeceğini hayal edince iyice heyecanlandı. Yankı demişken, o hala burada değildi. Derin telefonundan saate baktı. 22:10 olmuştu. Derin'n geç gelmesine rağmen Yankı yoktu. Normalde hiç geç kalmazdı. Yine de Derin kötü düşünmek istemedi. O da insandı, geç gelebilirdi. Hevesi kırılmadan beklemeye devam etti.
Sonunda Yankı gelmişti. Derin belli etmemeye çalıştığı büyük bir heyecanla ayağa kalktı. Dudaklarına konacağı o küçük ama anlamlı öpücüğü, Yankı'nın güçlü kollarıyla ona sarılmasını bekliyordu. Fakat Yankı özür dileyip diğer sandalyeye oturdu. Derin biraz bozulsa da belli etmedi. Bozuntuya vermeden gülümseyerek sandalyesine geri oturdu.
Derin- Bir şey mi oldu? Neden bu kadar geciktin?
Önemli bir şey olmamasını istese de, içten içe geçerli bir sebep bekliyordu. Bu gün geç kalmamalıydı. En azından bu kadar. 20 dakika beklemesine değecek bir şey bekledi.
Yankı- Bir işim vardı.
Derin, aldığı bu soğuk cevaba şaşırdı. Bu günde bunu yapması içini titretti. Yine de bozuntuya vermedi. Yanlarına gelen garsona siparişlerini verip beklemeye başladılar. Aklına hediyesi gelince heyecanlandı. Büyük bir umutla hediyesini Yankı'ya uzattı.
Derin- 3. Yılımız kutlu olsunn!
Yankı şaşırdı. Soğukluğu gitti. Gergindi. Tökezleyip hediyeyi aldı.
Derin- Aç hadi.
Gerginlikle hediyeyi açtı. Kamerayı eline aldı.
Yankı- Çok güzelmiş.
Derin, Yankı'dan beklediği tepkiyi alamamıştı. Galiba Yankı hediyeyi beğenmedi' diye düşünüyordu. Adam hediyeyi geri uzattı.
Yankı- Teşekkür ederim, ama alamam.
Kız şok olmuştu. Kekeleyerek nedenini sordu.
Derin- Na-nasıl? Neden?
Yankı- Aslında...
Derin aşırı gerilmişti. Yankı derin bir nefes aldı ve tekte söyledi.
Yankı- Ben ayrılmak istiyorum.
Derin- Anlamadım?
Yankı- Ayrılmak istiyorum.Derin'in kalbi dışardan bakan insanın bile duyabileceği bir sesle kırılmıştı adeta.
Derin- Neden?
Yankı- Başkasını seviyorum.
Derin- ...
Yankı- Sen çok iyisin. Ama ben sıkıldım. 2 aydır başkasıyla çıkıyorum. Ama sen aldatılmayı hak etmiyorsun. O yüzden bunu söylemeye karar verdim.
Derin bayılacak gibiydi. En güvendiği insandan bunu duymak gerçek olamazdı.
Derin- Bunu yapmış olamazsın...
Yankı- Üzgünüm...
Derin şoku atlatmaya başlayıp iyice sinirlenmişti.
Derin- Ne üzgünüm Yankı! Bana nasıl ihanet edersin!? Sana 3 yılımı verdim ben! Peşimden o kadar koşup 3 yıl sonra seni aldattım mı diyorsun!? Ben bunu hak etmedim! Yazık. Allah belanı versin!
Yankı'yı beklerken istediği ama bitirmediği su bardağını eline aldı ve ona fırlattı. Yankı tamamen ıslandı. Yüzünden yere akan sularla başını yere eğdi. Utanmıştı. Yaptığından değil, insanlardan..
Derin sinirle ayağa kalktı. Ani haraketiyle dönen başını görmezden gelmeye çalışıp kamerasını da aldı ve restorandan çıktı. Suyu Yankı'ya fırlatmıştı. Fakat su Derin'in yüzünden akıyordu. Hıçkırarak ağlayan Derin etrafına bile bakmıyordu. Başı hala dönen Derin daha fazla dayanamadı ve yavaşladı. Gözleri kararmaya başladı. Bilinci yavaş yavaş kapandı. Yere düşüp bayıldı.
Merhaba:)
Sıkıcı bir bölüm olduğunu biliyorum :(
Bu kitap içime doğan bir istekle yazıldı.
Arkada çalan Barış Diri- Derinden şarkısıyla böyle bi bölüm çıktı.
Eh bir de saat şuan 03:47 beynimin durduğu saatler.
Teşekkürler :)