clementia

206 18 11
                                    

"İlk önce kendini inandırmalısın affedilmek için"

Dedi Birleşik krallık, Almanya'nın yüzündeki gülümsemenin hafifçe sönmesini izlerken. 

Savaş biteli 20  küsür yıl olmuştu ve hâlâ herkes Almanya'ya karşı mesafeli ve sertti bu yüzden Özellikle NATO toplantılarında Amerika'nın yanına oturturulurdu. Eğer olurda diğer Avrupa ülkeleri arasında tartışma çıkarsa Almanya'ya herhangi bir şekilde olaya dahil olmamalıydı Hollanda ve İtalya olaylara daha ılımlı ve affedici şekilde bakıyordu (Hollanda muhtemelen sadece kafası hafiften sarhoş olduğundan) onun dışında Birleşik Krallık ise en temkinli olan kişiydi  sonuçta bir kez affetmişti sonra ise yine aynı şeyler yaşanmıştı. Fransa ise... Fransa'nın kafasında ne döndüğü açıklamak aşırı zor kendisiyle sürekli bir çelişme halinde olduğu belliydi. Büyük savaş sona erdiğinde ağır bir ceza vermesi Almanlara, sonra ki olaylara yol açtığını düşünen bir sürü kişi vardı. Britanyanın aksine Birinci de affetmemişti ve olaylar katlanarak gelişmişti ne diyebilirim ki? O kadar olaydan sonra affetmek? Britanya ve Fransa için olacak iş değil.

"Oh" Almanya yavaşça bir adım geri çekildi. Belçika'nın giydiği topuklu ayakabılarının sesiyle kesildi gergin ve soğuk ortam. Kanada, Birleşik Kralığın kulağına birkaç şey fısıldadı hızlıca.Birleşik Krallık kalkıp üzerini düzeltti, "Kusura bakma Almanya sonra bir cevabın olduğunda konuşuruz"

Birleşik krallık ile hızlı şekilde toplantı odasına çekildiler. Belçika büyük  kapıyı kapatırken Almanya'ya hafifçe gülümseyip göz kırptı. Almanya yine yalnızdı koskoca bekleme odasında. 

Oh şuan neredeler diye soruyorsanız normal bir NATO acil toplantısı sadece ama Fransa'nın eksikliğinden dolayı çoğu şey aksaklıkla ilerliyor. Fransa her ne kadar çalışmıyor gibi gözükse de o olmadan çoğu şey ilerleyemiyor ve onun yerine Birleşik Krallığın bakması gerekiyordu.Fransa ile Amerika'nın arası pek iyi değildi (hiç iyi değildi aslında diğerleri ile karşılaştırılırsa). 

Almanya beklemekten artık sıkılmıştı ve kış ayında neredeyse boş bir odadaydı elbette soğuktu. Artı olarak toplantının yapıldığı zamanlarda sürekli bağırışmalar olurdu ama şimdi ölüm sessizliği vardı ya konuşmuyorlardı yada aşırı derecede sessiz konuşuyorlardı. Almanya oturduğu yerden kalkıp kapıya doğru yaklaştı ve içeride konuşulanları dinlemek için kapıya dayandı. 

Peki Almanya neden özel toplantılarında içeri alınmıyor? Amerika eğer onu ilgilendirilen bir konuşma geçerse ona bildirirdi. Bu aslında diğerlerinin tek şartıydı Almanya'nın alınması karşılığında bazı toplantılarda bulunması yasaklanmıştı en azından güvenene kadar. Yani Almanya'nın yaptığı şey illegaldi herhangi biri onu yakalarsa başı derde girebilirdi. 

Almanya kapıyı dinlemeye bir süre daha devam etti o kadar sessiz konuşuyorlardı ki duyması çok zordu. Bir süre sonra kapının açılması ile hemen kapıyı dinlemeyi bırakıp masanın üzerinden gazete alıp geri yerine oturdu. 

"Bonjour Allemagne"          

Gelen elbette Fransay'dı. 

Üzerinde uzun bir ceket, beyaz fırfırlı bir gömlek, gri bir kravat, siyah bir 

pantolon ve paltonun altında saklanan altıpatları tutan kemer, acıttığı belli olan bir siyah oxford ayakkabı(Kimse Fransa'nın yüksek topuklu botlar dışında başka topuklu ayakabı giydiğini görmemişti genellikle topuksız babet giyerdi böylece attığı adımlar asla duyulmazdı hem daha rahattı.) genellikle ellerinde hiç çıkarmadığı beyaz eldiveni. Kısacası hala 1800'lerde kalmış birisine benziyordu. Giyinişi dışında hemen tanınacak iki şeye sahipti, Çoğu kişinin kör olduğunu düşünmesine sebep olan kırık beyaz donuk gözleri ve açık kahverengi saçının arasında beyaz iki tane saç tutamı hayır bunlar yaşlılık beyazları değil doğuştan gelme iki tutam saç fransa'da perçem gibi duruyordu.

Bunların dışında aşırı beyaz tenliydi ve Almanya ve Britanya'ya kıyasla uzun boyluydu. 

Almanya bir süre Fransa'nın kıyafetine ve kendisine baktıktan sonra cevap verdi"Hallo Frankreich" Fransa etrafına bakındı koridordan ağır görünen iki tane evrak çantası getiren NATO seslendi "Miss France, sizi bekliyorlar" Fransa'ya kapıyı açan kişi NATO'ydu kendisi kısacası mini Amerika'ydı ama daha nazikti. "Peki, peki. Almanya burada üşümüyor musun?" Almanya, Fransa'ya doğru iki elini salladı "hayır, sadece biraz soğuk o kadar" Almanya yanına paltosunu almamıştı ve kısa kollu bir gömlekle gelmişti. Fransa başını sallayıp NATO'dan evrak çantalarını aldı ve büyük kapıya tıklayıp içeri girdi. 

Fransa toplantıya katıldıktan sonra toplantı odasından gelen sesler yükselmeye başladı ve gerginleşti. Bekleme odasında ise Almanya ve NATO onları dinliyordu. Yaklaşık iki saatndaha böyle geçecekti. Almanya ise Britanya'ya vereceği cevabı düşünüyordu.

**•̩̩͙✩•̩̩͙*˚

Aslında bu kitabın hepsi bitti ama sadece düzenlemem gerek. Bir yıl sonra tekrar kitap atıyorum. Cinsiyet listesi yazardım da üşendim Bu bölümde Kız olanları anlamak zor da değil hem.

Başlıkların hepsi Latince sözlük karıştırırken karışık seçiyorum bu arada.

Birde ülkelerin boyları haritadaki boyutları ile orantılo mesela Fransa 1.70 iken sadece Kanada 2.05

Fides facit fidem. (CH)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin