Heyecanla içeri girdiğinde masasında belgeler okuyan Chan'la karşılaştı. O kadar konsantre olmuştu ki gelen kişiye bakmak için başını bile kaldırmamıştı.
Alnında çıkan damarı ve çatılmış kaşlarıyla karşılaşan Hyunjin ne diyeceğini çoktan unutmuştu. Sonunda hatırlayıp boğazını temizledi ve Chan'ın kendisine bakmasını sağladı.
"Hyunjin? Burada ne yapıyorsun?"
Şaşırmış adama biraz güldükten sonra cevapladı.
"Seninle konuşmam gereken bir konu var Chan."Chan merakla "Tabii, buyur." dedi ayağa kalkarak. Hyunjin'i belinden tutup balkona yönlendirmişti. Bu Chan kızgınlık dönemindeyken olanlardan sonra yaşanan ilk yakın temaslarıydı. Böylece dokunuşu Hyunjin'in istemsiz olarak nefesini tutmasını sağlamıştı.
Gördüğü manzarayla Hyunjin'in gözleri iyice açılmıştı. Bang Krallığı. Dünyanın en güçlü ülkesi. Ve şimdi, Chan'ın yanında tüm ülkeye tepeden bakıyordu.
O etkilendiği manzarayı izlerken Chan ise onu izliyordu. Sarı saçları iyice uzamış,omuzlarına dökülüyordu. Kendine hakim olamayıp uzandı yumuşacık tutamlara.
Bir yandan elindeki ipeksi saçlarla oynarken bir yandan da konuşuyordu.
"Ne hakkında görüşmek istedin Prensim"
Aslında Sevgilim demek istemişti ancak hala Hyunjin'i korkutup kaçırmaktan çekiniyordu."Partide bir suikast girişiminde bulunma ihtimali olan kaç krallık var?"
Chan soruyla şaşırsa da hızla cevapladı.
"10 küçük değersiz ülke ve 5 güçlü olanlardan diye tahmin ediyorum""İçlerine benim krallığımı ve bize komşu olanı da ekle"
Chan sessizleşmişti. Devamını duymak istediği belliydi. Ve Hyunjin de devam etti. "Babam beni komşu krallığın kralıyla evlendirerek güç toplamak istemişti."
Alfanın yüz ifadesi bir anda değişti. Feromonlarını farkında olmadan salmıştı. Hyunjin Chan'ın yarattığı yoğun havayı bir an önce bozmak istiyordu. Bu yüzden yeniden konuştu hızla. "Yemekte Bang krallığına karşı birlik olacaklarından bahse-"
Sözünü kesen Chan'ın öfkeli ve hırçın sesi olmuştu. "Sana dokundu mu?"
Parmaklarının arasındaki saçı fark etmeden çekmişti. Hissettiği baskıyla Hyunjin'in başı yana kaymıştı. Böylelikle yüzü Chan'ın avucundaki yerini almıştı. Ortamın iyice kızıştığını anlayarak hızlıca açıklamaya çalıştı."Hayır bana dokunmadı. Yani... Şey, dokunmuştu ama-"
Bu sefer omeganın sözünü kesen alfanın onu kolundan çekiştirerek odanın içindeki yatağa fırlatması olmuştu. Hyunjin Chan'ın koyulaşmış gözleriyle nefesinin kesildiğini hissetmişti.
"Chan..." sessiz çıkan sesini alfa bastırmıştı. "Nereye dokundu?" Hyunjin hissettiği ateşle gözlerini kapattı. "Boynuma" diyebildi ihtiyaçla çıkan sesiyle.
Chan elini omeganın ince boynuna götürdü. Başta yalnızca parmak uçlarını gezdiriyordu. Ardından hızla parmaklarını sardı. Hyunjin'in nefesini kısıtlamıyordu. Aksine Hyunjin boynunda hissettiği bu baskıdan zevk almıştı.
Chan'ın kalın sesini işitti yeniden. "Başka bir şey yaptı mı?" Hyunjin söyleyeceği şeye göre Chan'ın hareketlerinin yönleneceğini biliyordu. Bu yüzden vakit kaybetmeden yanıtladı. "Boynumu öptü."
Chan'ın gözleri resmen alev almıştı. Hyunjin onu hiç böyle görmemişti. Ona sürekli uysal davranan bu alfa sonunda kontrolünü kaybetmişti. Ve Chan'ın bu tarafını çok sevmişti.
Boynunda hissettiği ıslak öpücükler başını döndürüyordu. Odayı doldurmuş ve birbirine karışmış feromonlarları, ikisinin de kalan iradelerini zorluyordu. Islak öpücükler yerini sert ısırıklara bıraktı. Eğer birlikte olsalardı ikisi de birbirini çok kolay bir şekilde mühürleyebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Tears | Hyunchan
FanficHyunjin, omega olduğunun öğrenilmesiyle hayatı mahvolan bir prensti. Bilmediği şey, karşı krallığın veliaht prensi Chris'in hayatına aniden girmesiyle her şeyin değişeceğiydi. Kehanet, savaş, ihanet ve kayıplarla dolu bir hikaye. Aşklar ve arkadaşlı...