Gökyüzünden süzüle süzüle inen yağmur damlaları okul bahçesindeki çukurlara yerleşiyor , çamurlaşıyordu . Yeryüzüne inen her şey şu temiz damlalar gibi kirleniyordu en büyük kanıtı insanlardı. Zihnimi kurcalayan o kadar çok mesele vardı ki içime sevecenlik veren yağmur bu defa böylesine kararmış düşünceleri zihnime çıkarma dercesine sokuyordu. Elbette ki bu halden kurtulmak gerekirdi bunun için geniş bir zaman lazımdı ve okuldan eve giderken alacağım yol benim için en büyük fırsattı .
Nihayet son zil çalmıştı . Okul kapısından bahçeye kaçışan öğrenciler kopmuş bir kolyenin boncuklarını andırıyordu bana . Herkes yağmurdan telaşa düşmüş koşuştutrurken ben sakince ellerim montumun cebinde ilerliyordum. Yavaş adımlarla, hiç acele etmeden sadece zihnimi kurcalayan meseleleri çözecek eve o şekilde varacaktım. İnce eleyip sık dokuyacak ruhumu çökertmeye çalışan bu çelişkilerden kurtulacaktım fakat yağmur pek yaramazdı , gözü bastırmaktaydı . Çözmeyi bırak belkide o meşguliyetlerime dokunamayacaktım bile .Sahi bu sabah annem şemsiyesiz gitmememi söylemişti alsaydım rahat rahat yürüyecektim hatta yağmur eşliğinde olmak yüreğime bir itiraflık yükleyecek kendimden sakladığım her şeyi bir bir anlatacaktım . Yağmur hızlandıkça ,döver gibi yağdıkça ben de hızlandım ve zihnimdekileri istemsizce bir kenara koydum. Aslında en çok annemle kavgalarımı düşünecektim sanki iki ahbapmışız gibi, üstelik düşmanmışcasına her gün kavga gürültü ... Beni anlamıyor ,küçümsüyor . O yüzden onu dinlemiyorum belki hep onun sözüne geliyorum ,hep o haklı çıkıyor ama benim de bir gururum var neticede , hem belki o bana nasıl yaklaşması gerektiğini bilmiyor . İyice ıslanmıştım saçlarım yanaklarıma yapışmış uçlarından su damlıyordu hastalanmaktan korkmasam ıslanmak canıma minnet tabi birde hastalanıp günlerce evde kalmak istemem neticede annemle kavga etmekten başka hiçbir aktivitem olmayacaktır . Ne yazık ki etrafta kaçışan öğrencilerden ve kilitli kapılardan başka hiçbir şey yoktu ümidimi kesmiştim ki her gün yanından geçtiğim ve hiçbir zaman kafamı kaldırıp bakmadığım caminin aralıklı kapısı ilişti gözlerime hiç düşünmeden attım kendimi içeri ,çamurlu ayakkabılarımı çıkardım ve girişteki dolaba o çeviklikle atıverdim . Bir sessizlik kapladı ruhumu o esnada , garip bir huzur . Hem çok sessizdi hem de dopdolu bir cemaat varmış gibi tezat bir hissiyat duyuyordum . Görünürde yalnızdım ama ruhen değil kubbeye dönüverdi gözlerim ben burdayım diyordu bana . Neredeyse liseyi bitiriyordum ama böyle bir huzuru hiçbir yerde bulamamıştım en zor sınavdan tam puan aldığımda bile . Sanki bu varlıktan ,görünmez bu varlıktan habersizmişim gibi. İnançtı bu , sahi ben en son ne zaman dua ettim ki nedense aklıma ilk gelen bu oldu
Dua... Ben gereklerini yerine getirmediğim bir inancı neden benimsiyorum ki sırf içimdeki vicdan azabını inanıyorum yetmez mi ikazıyla susturmak için mi ! Oysa beni ben edecek o gerekler değil mi ! Sanki yıllarca kendimi kandırıyormuşum gibi hissediyordum . Ben bu düşüncelerde boğulurken, kendimi bazen utana sıkıla savunup haklı çıkarırken bir adamın sesiyle irkildim . İçerde gerçekten birileri vardı yağmuru izlediğim dış kapıdan içeriye doğru ilerledim . Genç bir imamdan ve iki kızgın adamdan başka kimse yoktu . Biri ellerini cebine koyuyor ,dakikalar geçmeden çıkarıyor , arkasını dönüyor , saçlarını avucuna alıyor tekrar imama dönüp kaşlarını çatıyor imamın üstüne üstüne yürüyordu onu imamın yakasına yapışmak için engelleyen şey neydi ki bu kadar yaklaşmışken ! İmama olan saygısı mı yoksa imama inancından olan korkusu mu ? Öylesine derin bir fısıldaşmayla tartışıyorlardı ki meseleyi, ne gök gürültülerini ne de benim girerken çıkarttığım sesleri duyuyorlardı mühim bir mesele olmalı muhakkak . Pek umursamadım açıkçası ikisi anlaşamıyor imam da aralarını buluyor diye düşünmüştüm fakat imamın kolundan tutan sakin ve gözleri dolu adam :- Tek başıma bunun altından kalkamam. Tüm zorluklar bana kaldı , hepsini ben yürütemem .
Diye yalvarıyordu adeta, imam katı bir şekilde :
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur Dinene Kadar
Short StorySadece izlemek hiçbir şey yapamamak, suçlu olmaktan çok daha acıdır çünkü neler olduğundan haberin vardır.