UYARI!!!!
Bölümde yarım smut vardır. rahatsız olacaklar lütfen okumasın.
1950 - Sovyetler
8. (M/)
"Binbaşı Wang!" diye bağırdı Xiao Zhan genç asker sokağın ortasında duraksamıştı. Beynin'in ona oyun oynadığını düşünmüş olmalıydı ki arkasını dönmedi. Durdu, öylece durdu sadece yapabileceği tek şeyi yapıyormuşçasına.
"Yibo" genç adamın iki dudağı arasından küçük bir kıvılcım gibi dökülmüş genç askerin yüreğindeki karanlık ormanı alev alev yakmaya başlamıştı. Bertaraf etmeye çalıştığı duyguları gün yüzüne çıkmış çıra gibi yanıp tutuşmasına sebep olmuştu.
"Xiao Zhan" korkakça fısıldadı sanki sesi bir az daha yüksek çıksa kıyamet kopacak gibi davranmakla yetinmişti. Ürkekçe döndü arkasına,karanlıkta gördüğü genç adam ona hayal gelse bile acı bir biçimde gülümsedi.
Genç adam adım adım yaklaştı genç askere "Neden geldin?" genç asker sitem edercesine sordu. sesi titremiş gözleri karanlıkta çok fazla belli olmasa bile dolmuştu. "Ruh yarım kalınca kederli kederli eşini ararmış, acı çekermiş en sonunda o kadar yorulurmuş ki o acıya teslim olurmuş en sonunda eşinin onu aradığını onunda acı çektiğini hesaba katmadan".
Genç adamın dudakları arasından alev alev dökülen süslü sözler ikisininde yüreğini yakmış bertaraf etmeye çalıştıkları duyguları gün yüzüne çıkmıştı ve şimdide gün yüzüne çıkan bastırılmış duygularda, ruhlarda aynı şeyi istiyordu.
"Yarım kaldım Binbaşı " sesi kısık çıkmasına rağmen sesi titremiş gözlerinden boncuk boncuk taneler dökülmeye başlamıştı bile. Genç asker uzun süredir koruduğu suskunluğu sonunda sona erdirmiş ve o da ürkekçe fısıldamıştı. "Sensiz ben tam mıyım Xiao Zhan?"
İki adam adım adım birbirlerine yaklaştılar sarılıp birbirlerinin kokularını içlerine çekseler başta kafi demişlerdi ama mesafeler gittikçe ufaklaşınca ikisi de daha fazlasını hayal etmekten kendilerini alamamışlardı.
Genç asker Xiao Zhan'ın çenesinin altına koymuştu parmaklarını, gözleri gözlerinde eli yavaşça beline gitti. Genç asker dudaklarını genç adamın dudaklarına bastırmadan önce memnuniyetle karşısındaki adama baktı. İkisi de buradan geriye dönüş olmayacağını çok iyi biliyorlardı artık geri dönmek için çok geçti.
Genç adamın dudakları binbaşının davetini kabul ettiğinde sanki yedi cihan sarsıntıyla sallanmış, gezegenlerin hareketleri değişmiş ve gökyüzü tekrar kaderlerini yazmıştı. Binbaşı Xiao Zhan'ın belini daha sıkı tutmaya başlamıştı.
Başta öpüşü hafif olmasına rağmen gittikçe sertleşmeye başlamıştı. Binbaşı dudaklarını daha da saldırganlaşmış Xiao Zhanı kendine bastırmıştı. Xiao Zhan binbaşının bu saldırganlığını memnuniyetle kabul etmiş. genç askerin paltosunun yaka kısmından tutup öpüşmeyi bir üst noktasına çıkaracak şeyi yapmış alevin altına odun atmaya devam etmişti.
Öpüşme iki adamında nefesleri kesilecek noktaya kadar gelince fiziki şartlardan ötürü ayrılmak durumda kalmışlardı. "Ciğerlerin kuvvetliymiş" sırıtırken fısıldadı binbaşı. Xiao Zhan az önce yaptığı şeyin yeni yeni gelen utancıyla kanı kulaklarına ve yüzüne hucum ederken söylendi "Edepsiz" Binbaşı ise sadece gülmekle yetinmişti.
İki adam ele ele az önce yaptıkları şeyin utangaçlığı ile sessizce Xiao Zhan'ın evine doğru yürüyorlardı. "Ellerin üşümüş" dedi Yibo birleştirdikleri ellerini paltosunun cebine sokmuştu. Xiao Zhan yürümeye devam ederken suskunluğunu aniden bozmuştu "Bende kal bu gece" Binbaşı sessizce başını sallamış daha sonra Xiao Zhan'ın utançtan ona bakamadığı aklına gelmişti. Sırıttı "Olur, sende kalırım bu gece" daha sonra ise aralarındaki sessizlik eve varana kadar devam etmişti.
Xiao Zhan sabırsızca kapıyı açmaya çalışmıştı, heyecandan elleri titriyordu. Genç asker ellini Xiao Zhan'ın titreyen eli üstüne koymuştu "Ben açarım" diye fısıldadı nefesi genç adamın boynuna çarpıyordu. Binbaşı genç adamın boynuna yerleştirdiği çenesiyle uzaktan görebildiği kadar bir kaç dakikalık uğraşın sonucu kapıyı açmış ona bu hareketi Xiao Zhan'ın onu öperek içeriye sürüklemesine mal olmuştu.
Binbaşı karşısında haşince dudaklarına saldıran adama uyum sağlamış kapıyı ayağıyla iterek girişteki portmantonun kapaklarına sertçe bastırmıştı. Xiao Zhan'ın elleri Binbaşının saçlarına gitmesi genç askerin dudaklarının daha da saldırganlaşıp Xiao Zhanı kendine sertçe bastırmasına sebep olmuştu.
Xiao Zhan memnuniyetle öpüşmeyi üst çıtaya çıkarmayı kabul etmiş bacaklarını binbaşının beline dolamıştı. Genç asker elini Xiao Zhan'ın dolgun kalçasına yerleştirmiş sırtını portmantodan çekerken konuştu "kollarını boynuma dola"
Genç adam binbaşının dediğini sorgulamadan yapmış, kollarını binbaşının boynuna dolamıştı. Binbaşı kucağındaki genç adamı tezgaha oturtmuş. Tezgahtaki sigara paketinden sigara alıp yaktıktan sonra genç adamın dudakları arasına yerleştirmişti.
Genç adam binbaşıya uyum sağlayıp dudakları arasındaki sigarayı içerken binbaşının parmaklarıyla genç adamın çenesini yukarı kaldırmıştı. boynunu zarif parmaklarıyla yavaşça okşarken fısıldadı "iz bırakabilir miyim?"
Xiao Zhan dudaklarının arasından sigarayı çıkarmamak için başıyla onaylamış ama genç askerin boynunu hafifçe emmeye başlayarak daha sonra sertçe emmeye devam etmesine hazırlıksız yakalamış dudakları arasındaki sigarayı parmakları arasına alırken dudaklarından şehvetli bir inilti sızarken boynunu geriye atmasına sebep olmuştu.
Binbaşı ise ona açılan alan ile istemsizce sırıtmış dişlerini genç adamın boynuna geçirmişti. Dakikalardır genç adamın boynunu emiyor,ısırıyor ve kanatıyordu. Xiao Zhan'ın zevkle inleyişleri boş olan evde yankılanıyor binbaşının arsızlaşıp daha sertleşmesine sebep oluyordu.
Kafasını kendi izleriyle doldurduğu boyundan kaldırıp sevdiği adamın gözlerinin içine bakmıştı " Xiao zhan o kadar güzelsin ki, seni karşımda görünce her seferinde afallıyorum" fısıltı şeklinde çıkan itirafı Xiao Zhanı güldürmüş keyifle sigarasını içmesine sebep olmuştu.
"Sigara versene" binbaşı normalde pipo kullanmasına rağmen sigara içmek istemişti. Xiao Zhan yaramazca gülümseyip kendi dudakları arasındaki sigarayı binbaşının dudakları arasına yerleştirmişti.
İkisi de bundan sonra geri dönemeyeceklerini çok iyi biliyordu gökyüzü kaderlerini yeniden yazarken onlar savaşı, ideolojiyi umursamadan birbirlerinin olmuş kartların yeniden dağıtılmasına sebep olmuşlardı.
-----------------------------------------------
sizce ben gül gibi uyuyan yılan ejderha ne varsa hepsini uyandırmışmıyımdır ?
dady binbaşı çok iyi değil mi? kendi ellerimle canavar yarattım
tepkilerinizi çok merak ediyorum gerçekten.
Medyayı dinleyerek okuyun lütfen.
Tekrar görüşene kadar sağlıcakla kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıkım Kararı - Yizhan
FanfictionDünya bu karanlık günlere resmi olarak 1 Eylül 1939 ile başlamış olsa da yazar olan Xiao Zhan'ın işkencesi 5 Eylül akşamı 1940 ta başlamış hayatında ilk defa matbaanın önünde karşılaştığı Sovyetler Birliği emri altında olan binbaşı Wang Yibo'nun...