Furkan ,20 yaşında bir üniversite öğrencisiydi.Fizik bölümünde okuyordu.Dokuzuncu sınıfta ,başarılı bir öğrenci olan bir kız kardeşi vardı.Babası ,kuralları olan emekli albay,annesi ise çocuklarının iğneden ipliğe her şeyi ile ilgilenmesi nedeniyle çevresinde örnek gösterilen emekli bir eczacı.Başvuru şikayetleri madde kullanımı,içe kapanma ,insanlardan uzak durma,keyif alamama ,isteksizlik,iştah ve uykuda bozulma şeklinde tanımlanmıştı.
Anne babanın sorunsuz olarak tanımladığı bir çocukluk dönemi geçirmişti.Ne olduysa lise döneminde olmuştu onlara göre.Furkan ise öyle düşünmüyordu.
Şu an emekli olan subay babasını çalıştığı dönemlerde neredeyse görememişti.O dönemler babaya dair hatırladığı ise ya devamlı derslerini soran ya da bağırıp çağıran bir adamdı.Ne zaman gelse bir problem çıkarıyordu.Bu çocukluk anılarına gençlikte eklenen şey ise babanın katı tutumuna karşı "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın." mantığı ile kapanmaktan ibaretti.
Annesini ise önceleri melek sonra karabasan olarak tanımlıyordu.Anne çocukluğunun kanatsız meleğiydi. Her şeyiyle ilgileniyordu.Çok seviyordu onu.Hep koruyordu,hep güzel şeyler söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Furkanın Hİkayesi
RandomMeraba arkadaşalar Bu hikayede ergenlik döneminde bir çocuğun hikayesini anlatacağım .Umarım sıkılmazsınız .
