11. Plansız

593 35 19
                                    


Çekimler boyunca Mina'yle biraz konuşma şansım olmuştu. Aslında konuştukça aramızdaki tuhaf havanın dağıldığını hissetmiştim. Kız biraz moralsiz görünüyordu... bir iki kere Taehyung'a bakarken gözlerinin dolduğunu yakalamıştım ama buna rağmen kendini sürekli gülümsemeye zorluyor gibiydi. Başta samimi görünmediğini düşünmemin nedeni bu olabilirdi.

"Bir ara beraber Türk yemeği yiyelim mi? Türkçe konuşup Türk yemeği yemeyi özledim." dedi başını yana eğerek.

"Elbette." telefonlarımızı almıştık. Ancak hala merak ediyordum kız gerçekten Taheyung'tan mı hamileydi?

Jungkook çekimden sonra üzerini değiştirmeden yanımıza geldiğinde dönüp ona baktım. "İyi anlaştınız mı?" diye sordu Mina'ya dönüp.

"Kesinlikle çok tatlı bir kız." diyip gülümsedi Mina. 

Jungkook ağır ağır başını salladı."Öyledir herhalde." 

Mina,"Ben bizimkilerin yanına gideyim." diyip ayaklandığında sendeledi ve Jungkook neredeyse ışık hızında atlayıp kızı tuttu.

"Acele etmesene!" dedi öfkeli bir sesle. 

"Bir şey yok, azıcık başım döndü sadece."

"Deniz, sen biraz bekler misin? Mina'yı içeri götüreyim."

Başımı sallayarak onayladım. Jungkook kızı üyelerin gittiği yöne doğru götürdü ve yaklaşık on dakika sonra üzerini değiştirmiş bir şekilde geri döndü. "Gidebiliriz." dedi.

Peşinden arabasına kadar yürüdüm. Hala burada ne işim olduğunu anlamamış olsam da şikayetçi değildim. "Jungkook?"

"Efendim?" dedi kemerini takıp arabayı çalıştırdığı sırada.

"Bir şeyler içmeye gidelim mi?"

"Aslında biraz yoğunum. Belki sonra yaparız olur mu?"

"Hımm..." alt dudağımı ısırarak Jungkook'a baktım. Sanki sabah yanımda oturan çocukla şu an oturan çocuk aynı kişi değildi. Bir anda davranışları değişmiş gibi hissediyordum. "Peki beni neden çağırmıştın?"

"Görüşmek istedin."

"Görüşmek istediğim her seferde beni çağıracak mısın?"

Kırmızı ışıkta durup başını bana çevirdi. "Ne için görüşmek istediğine bağlı."

Boğazımı temizleyerek duraksadım. Sorsa mıydım? Sormakla bir şey kaybetmezdim sonuçta değil mi? "Görüşebileceğimiz bir boşluğun var mı?"

"Görüşebileceğimiz bir boşluk mu?"

"Yani ajandanda bir boşluk falan...buluşup sohbet etmek istersen diye..."

"Benimle buluşmak mı istiyorsun?"

"Biraz..."

Sırıttı. "Ajandama bakarım öyleyse."

"Çok kötüsün biliyorsun değil mi?"

"Beni odada ne halde bırakıp gittiğini hatırlıyor musun?"

"Jungkook..."

"Deniz..." adımı her söyleyişinde kalbim tekleyecek miydi böyle?  "Bugün Jimin'i de gördün. Memnun olmalısın."

"Bts'i görmek her zaman güzel..." diye mırıldandım camdan dışarı bakarak. "Beni durabildiğin ilk yerde bıraksan olur mu?"

"Neden?"

"İş görüşmem var. Boşuna yurda dönmeme gerek yok."

"İş görüşmesi mi?"

"Evet... sanırım burada bir süre daha kalacağım o yüzden arkadaşımın ajansına başvurdum."

BIAS MI BİR GECE Mİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin