Önceki bölüm
Fakat beklenmeyen bir şekilde bir adam rüyada ortaya çıktı. Bu adamın mavi saçları ve mavi gözleri vardı. Fakat delirmiş gibi görünüyordu. Saçları dağılmıştı. Güzel yüzünde damarlar çıkmıştı. Göz akları simsiyahtı.
Bu kişi Bing Lang idi!
.
.
.
.
.
Bing Jingwei, etrafına baktı. Bir anda her şey donmuş gibiydi. Bu nasıl olabilirdi? Bu adam da kimdi?Bing Jingwei, bir anda neler olduğunu anladı. Şu anda rüya görüyordu. Doğru, rüyadaydı. Her şey bir rüyaydı.
Fakat neden Bing Lang buradaydı? Neden bu haldeydi?
-Acınası!
-Sen ve ben acınasıyız!
Bing Lang, soğuk bir sesle konuştu. Delirmiş görünüşüne rağmen aslında aklı başındaydı.
Bing Jingwei, şaşkınlığını atlattı. Gerçeklik algısını sonunda kazanmıştı. Temkinli bir sesle konuştu.
-Bing Lang. Bu sen misin? Neden bu haldesin?
Bing Lang, derin bir iç çekti. Elini salladı ve etraf değişti. Bing Lang ve Bing Jingwei şimdi başka yerdeydi.
Burası Bing Lang'ın öldüğü ve Bing Jingwei'nin vücudu elde ettiği yerdi. Ormandaydılar. Uzakta görünen şey, Bing Lang'ın Lian Bao Zi tarafından acımasızca öldürülmesiydi.
-Sevgi nedir?
Bing Lang'ın sorusu Bing Jingwei'yi şaşırtmıştı. Bir süre düşündükten sonra konuştu.
-Bilmiyorum. Fakat sevginin ikimize de uğramadığını düşünüyorum. Sen ve ben pek de farklı değiliz.
Bing Lang'ın yüzünde tuhaf bir gülümseme belirdi. Yüzünde ki damarlar yüzünden rahatsız edici görünüyordu.
-Yalnış! Aramız da çok fazla fark var. Ben sevginin ne olduğunu biliyorum. Fakat sen bilmiyorsun. Anne ve babamdan hatta hizmetçilerden ve dadımdan sevgi gördüm. Arkadaşım olan Nan Bei'den de sevgi gördüm. Fakat sen bunları hiç tatmadın.
Bing Jingwei'nin yüzü soğudu. Bing Lang kendisini test etmek için mi sormuştu? Yine de siniri bozulmuştu.
-Senin de dediğin gibi ikimiz de acınasıyız. Fakat sen benden daha kötü durumdasın. Güzel şeyleri elde ettiğin halde acınası bir adama kalbini kaptırdın ve ölümüne neden oldun. Ben ise o güzel şeylere hiç sahip olmadım. İşte aramızdaki fark bu!.
-Bir şeylere sahip olup kaybetmek, onlara hiç sahip olamamaktan daha korkunçtur!
Bing Lang, bir anda kahkaha atmaya başladı. Deli gibi gülüyordu.
-Hahahahaha....ben elimdekileri kaybettiğim için senden daha kötü durumdaydım. Burada neden olduğumu ve neden bu halde olduğumu merak etmiyor musun?
Bing Jingwei, ciddi ve keskin bir bakış attı. Aslında merak ediyordu. Ayrıca Bing Lang da büyük bir sorunun da olduğunu görebiliyordu.
Anılarda Bing Lang, delirmiş gibi biri değildi. Aksine Saf ve tatlıydı. Hayatı boyunca bir insan bile öldürmemiş biriydi. Fakat şu anda aklını yitirmiş gibi görünüyordu.
-Merak ediyorum. Söyleyecek misin? Bedenini ele geçirdiğimde ruhunun gittiğini sanmıştım.
Bing Lang'ın Gözlerinden yaşlar süzüldü. Hali çok acınasıydı. Göz akları simsiyahtı. Mavi gözleri hüzünle parlıyordu. Güzelim mavi saçları tamamen dağılmış haldeydi. Yüzünde ve vücudunda çok sayıda solucanımsı damarlar vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Name's BiTcH! [BL] [TAMAMLANDI]
FantasiaEğer bir fahişe iseniz, hayattan fazla da bir şey beklemeyin. Çünkü hiçbir şey kazanamazsınız. Tabi akıllı bir fahişe olmadığınız sürece! Bu benim hikayem. Nasıl değersiz birinden, insanların üstüne bastığım ile ilgili. Bu kitap BL'dir. Küfür ve...