10. Bölüm: "Düşler ve Düşüşler"

1.6K 179 155
                                    

"Birden susturdum tüm dünyayı sen konuş diye, nasıl sağırsın kendine."

Küçük Prens

Bölüm şarkısı; Perdenin Ardındakiler - Her Gece

Bölüm şarkısı; Perdenin Ardındakiler - Her Gece

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

25.07.2015 22:34

Uyuyan kişilerin üstüne kar yağarmış, öyle demiştin anne. Araştırdım, kardelen çiçeği kar yağınca açarmış. Bugün gece yatarken kardeşlerime üstümü örtmemelerini söyleyeceğim. Gelirsin değil mi?

Lütfen gel, çok kar yağarsa üşürüm ben.

Üstümdeki pikeyi biraz daha yukarı çekiştirdim. Bu sefer de sağ tarafı deneyecektim. Yatakta takla atarak diğer tarafıma döndüm. Artık duvarla bakışıyordum.

Üçümüz de biraz sohbet edip odalarımıza çekilmiştik. Ama ben asla uyuyamıyordum. Ormanın dönüşünde gördüğümüz, ağacın gövdesindeki o kanlı yazının görüntüsü zihnimde cirit atıyordu.

Yanlış hatırlamıyorsam Cansu hocam, aksinin olabilmesi için varisin göz yaşları gerekli demişti. İşte tam olarak konu burada kilitleniyordu. Dün ormana gittiğimde o ağaçta tek bir tane bile çiçek olmadığını çok iyi hatırlıyordum. Ve o gece gözyaşımın ağacın köklerine düştüğünü de.

Benim varis olduğum düşüncesi bile tüylerimi ürpertiyordu. Senin annen buranın kraliçesi. Tamam, böyle bir gerçek ortadaydı ama o burada benim annem değildi ki. Eftelya'nın annesiydi.

Acı bir gerçek vardı ki; biz burada fazlalık gibiydik. Hani sanki özellikle burası bizi istemiyormuş gibi başımız dertten derde giriyordu. Bunu belli etmiyor olsak da çok yorulmuştuk.

Yuvamız dünyada kalmıştı ama ailelerimizi bulmuştuk. Bu taraftan bakayım diyordum, daha da dibe batıyordum. Çok düşünmek istemiyordum çünkü böyle giderse kafayı yiyecektim.

Düşündükçe daha da derine gidiyor, soru işaretlerinin arasında takılı kalıyordum.

Birkaç hafta önceye kadar melodisini duyduğum gökyüzü, o da suskundu artık.

Yatakta sırtüstü döndüm.

Sağ elim tişörtümün içindeki kolyeme gitti. Onu avucumun içine hapsederken parmaklarım üstünde gezmeye başladı. Diğer elimin işaret parmağına da bir bukleyi üstünkörü doladım. Gözlerimi kapadığımda karşıma Atlas gelmişti.

Bana yakın olduğu an, gözleri kapalı bir şekilde gülüyordu. Ah... Bu görüntüye gökyüzünden birkaç melodi armağan etmek isterdim...

RUH İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin