Bu bölümde izlediğim bir filmin sahnesini yazdım bir miktar kendime uyarlayarak tabi ki. Daha önce görmüştüm ya da çalıntı gibi yorumlar okumak istemem bu yüzden belirtmek istedim.
Bu bölümle birlikte artık biraz daha aksiyon yaşamaya başlayacağız, bölümlere uzun aralıklar verdiğimin farkındayım, bahaneleri sevmem buraya onları sıralamayacağım ama en büyük sebeplerimden biri diğer kitabım olan Ruhun Sahyasına ağırlık vermiş olmamdı.
Düzenlemeler yaptığım için kaldırmıştım eğer ona da oy verip yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz. O benim ilk kurgum ve Berceste Hayaller gibi kurgusunun yanında çok fazla ayrıntı bıraktığım, bir kitap. Hatta şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki eğer Ruhun Sahyasını kaleme almamış olsaydım şu an bu satırları okuyor olamazdık.
Uzun lafın kısası bölümleri hızlandırmaya çalışacağım ama söz vermiyorum tabi ki sonra tutamamaktan korkuyorum ve hayat planlarımı alt üst etmeye bayılıyor bu yüzden sizin umudunuzu kırmak istemem.
Ara vermeme rağmen hala okumaya devam eden arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Sizleri mahcup etmemek için uğraşacağım. İyi ki varsınız.
Gözlerini aç,
Şimdi de kapa.
Tekrar.
Aç
Kapa.
İşte gerçek dünya,
Peki ya gerçek olan dünya gerçekten bu gördüğümüz dünya mı? Bence değil,
Gerçek dünya düşüncelerimizden ibaret. Çünkü düşüncelerimize doğru yön verebildiğimiz müddetçe bu gördüğümüz ve aldatmaca olan dünyayı değiştirmek bizlerin elinde.
Akıllıca hamleler, dünyanı değiştirir. Ve bu bence gerçekliğin aslında ne olduğunun bir göstergesidir.
Ellerimi başımın üzerine koyup bir miktar uykumun açılmasını bekledim. Sadece birkaç saat uykuyla duruyordum ve bu tabiri caizse dehşet vericiydi. Her uyku denememde gördüğüm rüyalar ya da aklımı eşeleyen düşünceler bu denemeyi başarısız kılmıştı.
Yataktan kalktım ve dolabımdaki aynayla göz göze geldim.
Benim gerçek dünyam ne kadardı peki? Bu gördüğüm süslü aynalar bir ölçütü sayılabilir miydi? Ya da konsolun üzerindeki çeşit çeşit makyaj eşyaları?
Eğer bunun da bir ölçütü olacaksa kardeşlerim, derdim. Kardeşlerim benim en büyük başarım, en büyük hazinem.
Ve düşündüğümde görüyorum ki benim gerçek dünyam epey zengin, bu şaşalı avizeler ya da ipek dokuma halılarla değil.
Kardeşlerimle, kalbimin sığınağıyla, Doruk'la, Akel'le, Atlas'la, Karan'la, babamla, annemle ve hatta Poyraz'la...
Ve ben yemin ederim ki, onların kılına zarar gelmemesi için canım pahasına savaşacağım.
Kendime verdiğim sözün ardından dolabın kapağını aralayıp bugüne uygun bir kıyafet seçtim.
Siyah kısa bir elbise.
Tüm vücudumu deri gibi drapeli, kolları tül ve balon şeklinde olan bir elbiseden yanaydı seçimim. Altında siyah stilettolarımı geçirip iddialı bir makyaj yapmaya başladım. Yaparken havaya girmek için arkadan telefonumdan bir şarkı açtım.
Öyle yurt dışındaki havalı kızlar gibi elit şarkılar açtığımı düşünenlere buradan selam olsun.
Arkada Serdar Ortaç- Poşet çalıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste Hayaller
Roman pour AdolescentsHastanedeki basit bir karışıklık birçok kişinin hayatına dokundu. Küçük bir günahın sonucu melek kadar günahsız bir sabinin şeytanın inine girmesine sebep oldu. Kelebek etkisi yaratan bu karışıklık gerçekten bir hata mıydı? Yoksa planlanmış bir komp...