Yorumlarınızı bekliyorum!
Keyifli okumalar❣️
Hayatımızda belli başlı dönüm noktaları olurdu. Bazılarımız yaşadığı kayıplarla, bazılarımız ihanetlerle bazılarımız ise başarıyla başka yollara sapardık. Benim yolum hayal kırıklığından geçiyordu. Aslında bir kayıp yaşamış sayıyordum kendimi. Çok iyi tanıdığımı sandığım kişinin gizli bir hayatı olduğunu öğrenmiştim ve bu benim için bir kayıp demekti.
Sabaha kadar Alkın'ın kollarında ağlarken büyük bir sinir boşalması yaşamış, ardından içimde oluşan koca boşlukla arabaya binmiştim. Geldiğimiz yoldan geri dönerken bakışlarım yoldan hiç ayrılmamış, gözlerim acısa bile bir kez de olsa kapatmamıştım. Yaşadığım şok hâlâ benimleydi ve bir süre daha öyle kalmaya devam edecekti.
Alkın evin önünde durduğunda kapıyı açmaya yeltenecekken kolunu kavrayarak onu durdurdum. "Anahtarımı yanıma almıştım. Gelmene gerek yok, teşekkür ederim."
Alkın bir şey söylemek için ağzını açtığında konuşmaya devam ettim. "Her şey için çok teşekkür ederim. Kayıtları gösterdiğin için, sonra sabaha kadar soğukta başını şişirmeme izin verdiğin için. Bunların hiçbirisini yapmak zorunda değildin." derken sesim donuktu.
Alkın iç çekerek gözlerime derince baktı. "Zorunda olduğum için yapmadım Simay. Eski haline dönebilmen için yaptım ama her şey daha kötü oldu." deyip yutkundu. "Gözlerindeki o bakış bile değişti. Bir daha eskisi gibi olmayacak mısın?" diye sorarken sesindeki korkuyu hissettim. Neden korkuyordu ki?
"Ağlaman...bu hayatta yaşadığım en kötü şeylerden biri."
Dudaklarım hafifçe yukarı kalktı. "O kadar mı çirkin ağlıyorum?" diye sordum.
Alkın tebessüm ederken "Hayır. Ağlarken bile çok güzelsin ama ağlaman bana berbat hissettiriyor." dedi.
Yavaş çarpan kalbimde küçük bir kıpırtı hissederken bakışlarımı sakin bir deniz rengindeki gözlerinden aldım. "Benim yüzümden uyuyamadın. Hadi, git artık." dedikten sonra elimi kapı koluna koydum.
"Beni düşünme." dedi Alkın derin bir sesle. "Ne zaman olsa gelirim, uyku ya da başka bir şeyin önemi yok."
Başımı ona çevirip gülümsedim ya da öyle yaptığımı sanıyordum. "Teşekkür ederim. Dikkatli git." dedim ve arabadan inerek eve doğru yürüdüm. Alkın ben eve girene kadar beklemişti. Bu gece benim için yaptıklarını hiçbir zaman unutmayacaktım.
Eve girerken sessizliğin sesi bütün ruhumu kaplamıştı. Gece yaşadığım şeyler daha netti şimdi. Hâlâ aklımın almadığı görüntüler görmüştüm. Babam gerçekten böyle bir insan mıydı? Alkın, bunun altındaki sebebi araştırmamız gerektiğini söylemişti fakat başka ne olabilirdi?
Yavaşça merdivenlerden çıkarken aydınlanmaya başlayan gökyüzünü görebiliyordum. Kısa bir süre sonra okula gitmek için hazırlanmam gerekiyordu. Aslında halsiz ya da hasta olduğumu söyleyip gitmeyebilirdim, hatta şu anki görüntümle büyük ihtimalle çok inandırıcı da olurdum fakat evde kalıp düşüncelerimde boğulmak istemiyordum.
Sessizlik bana daha iyi gelmeyecekti. Okulda ise dün geceyi elimden geldiğince düşünmemeye çalışacaktım. Güçlü olmam gerekiyordu. Eğer o kızın babamla herhangi bir şekilde ilişkisi varsa beni de biliyor olmalıydı ve ona berbat görüntümle zafer kazandırmayacaktım.
Odama girip ılık bir duş aldığımda kendimi biraz daha iyi hissetmeye başlamıştım. Gözlerimin altı berbattı, o yüzden kapatıcı sürerek biraz da olsa toparlamaya çalıştım. Saçlarımı gevşek bir şekilde bağlayıp perçemleri yüzümün kenarlarında bıraktım ve cansız dudaklarıma renkli bir nemlendirici sürdüm. Üzerime krem rengi ince bir kazak ve altına koyu renk bir kot pantolon giyerek çantamı da alıp odamdan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgâr Sokağı'nın Tuhaf Dövmecisi
FantasyKaranlık sokakların birinde, kenar köşede kalmış bir dövmeci, yıllardır saklanan bir sırrı korumaya çalışıyordu. Burası normal bir dövmeci gibi görünen ama normallikle uzaktan yakından alakası olmayan bir yerdi. Dükkan göz önünde olmasa da kime sors...