Seducing Jeon Jungkook

40

"Jungkook otur oğlum yerine! Namjoon, Yoongi'nin eteğini kaldırıp durma sen de! Çocuk musunuz siz ya?"

Drama öğretmenimiz üzerindeki "ben entelektüel bir insanım ve sanata ilgim var" diye bağıran salaş kıyafetleriyle sahnenin kenarında emir ve direktiflerini yağdırırken yerime oturdum ve Yoongi ile Namjoon'a döndüm.

Namjoon, Yoongi'nin eteğini bıraktığında sahnede daire oluşturacak şekilde oturmuş olan herkes ikiliye kınayan gözlerle bakıyordu.

"Hocam Yoongi de beni kırbaçlıyor ya!"

"Atsın oğlum sen. Başka kimi kırbaçlayayım?"

Yoongi ve Namjoon arasında yaşanan gerginliği, kırbacı sahnenin en uzak köşesine atarak çözen drama öğretmenimizle göz göze geldiğimizde yapmacık bir şekilde gülümsedim. Yöntemi, Soyeon'la kavga ettiğimiz oyuncağı annemin parçalamasıyla bire bir aynıydı. Bir de böyleleri öğretmen oluyordu.

"Roller çok karıştı hocam. Yeniden düzenleyelim bence."

Önerim karşısında her kafadan bir ses yükseldiğinde hoca elindeki kalın kitabı masaya vurup herkesi susturdu.

"TAŞLIKTAN PRENSESLİĞE Mİ TERFİ EDİLİR AMINA KOYAYIM?"

Tamam. Herkesi değil.

"Kim konuşuyor lan?"

Biraz ileride ifadesizce ve herkesten bağımsız oturan Jimin etrafa bakınarak konuştuğunda Hoseok kafasını ağacın kovuğundan çıkardı ve sinirle devam etti.

"Anan!"

"Jung Hoseok! Kullandığın dile dikkat et!"

Hoca tarafından uyarılan sinir küpü hyungum kostümden çıkmaya çalışıp beceremeyince sinir kat sayısı daha da yükseldi ve sadece öfkelendiğinde güçlenen Hulk edasıyla, kostümü yırtarak çıktı.

Evet yırtarak. Ve hayır sahnede kostüm yırtıldığı için düşüp bayılan geri zekalı kesinlikle kız kardeşim değil.

"Hocam kusura bakmayın ama ben sinirliyken dilimi tutamıyorum. Tik olmuş. Küfür dalan etmeye başlıyorum. Şimdi izninizle ben sevgilimin üzerindeki prenses kostümünü çıkarıyorum. Yoksa bu sahnedekilerin sövülmedik akrabası kalmayacak. Hana gel buraya."

Hoseok, Hana'ya yaklaşırken Yoongi ellerini yanaklarına koydu ve dehşet içinde konuştu.

"Sahnede soyunuyorlar!!!"

"YETKİLİLER NEREDE? BURADA CİNSELLİK VAR!"

Namjoon hyung da Yoongi hyunga dahil olduğunda sıranın bana geldiğini fark ederek konuyu devraldım ve etrafa bakarak konuştum. "Nerede? Nerede?! Lütfen söyleyin!"

"Sizi bir daha tiyatro salonunun kapısından bile geçirmememi istiyorsanız, buyrun devam edin."

Drama öğretmenimiz elindeki senaryoyu kıvırmış bir şekilde sallayarak konuştuğunda kısa süreli birbirimize baktık.

"Abi bu fikir benim bi' akkıma yattı ya. Hani mantıklı falan geldi. Zaten kraliçe oldum. Namjoon soyun da atılalım şu salondan."

"Ben niye soyunuyorum oğlum? Sen soyun."

"Bre deyyus, kraliçeyim ben. Ülkenin namusu söz konusu."

"E ben de atım!"

"Evet işte, ata kıyafet giydirildiği nerede görülmüş?"

"Saraylarda tabiki aptal herif. Hangi kraliyet atı kıyafetsiz dolaşır?"

"Ulan bana bak at! Kraliçenle doğru konuş."