Günlerdir durgunum, dalgasız bir deniz gibi. Ne kendimi anlıyorum ne derdimi anlatabiliyorum. Avutamıyorum da artık içimdeki çocuğu. Büyüdü koca adam oldu, yemiyor yalanlarımı. Unutmaya çabalıyorum ben de. Olmuyor yine de. Olmuyor niyeyse. Yapamıyorum.
Geceleri ter içinde uyanıyorum. Yatağını ıslatmış bir çocuk gibi utanıyorum kendimden. Rüyalarda da bulamıyorum seni. Uykularda kaybettim kendimi. Uykularda da huzur yok. Rahat edemiyorum.
Gözlerinin içine bakamıyorum insanların. İçinde görürüm diye kendimi o gözlerin. Kaçırıyorum bakışlarımı. Dalıp gidiyorum. Vurgunum. Yorgunum. Çare de yok. Kaçamıyorum.
Bir türkü gibi bazen hayat bir bozlak. Neşet Ertaş alıp sazı eline, bize anlatacak. Bulunur mu diyecek. Şu garip gönlü bilen? Bulunur mu, gönlün sahibi olan? Ben bulamıyorum.
Bir şiir gibi bazen hayat. Bir Birhan Keskin şiiri gibi. Acı, yakıcı, gerçek. Biraz arabesk belki ama biliyorum, geçecek. Ömür geçip gidiyor, ben senden geçemiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayan Hiçkimse'ye Mektuplar
Poetry-Bayan Hiçkimse'ye Mektuplar- Çok yürüyorum. Binaların üst katlarına ve kadınların vücut hatlarına bakıyorum. Ay yirmi yedi yıldır beni takip ediyor. Çok duruyorum. Odamın penceresinden gemileri ve yıldızları izliyorum. Sabah oluyor. Güneş yirmi ye...