Anadolu halkı çiçek açmaya çalışan tomurcuk misaliydi. Gereken değeri ve ihtimamı alınca , oluşan çiçek herkesin dikkatini çekecekti.
Gereken bakımı ve değeri göremeyen halk , gün geçtikçe karanlıkta boğulmaya mahkum ediliyordu. Suç işleme oranları dünya birinciliğine laikti. Her ülke de çürükler mevcuttu. Lakin Anadolu farklıydı. Burada işlenen suç cezasız bırakılıyordu. Cinayet, istismar, tecavüz, şiddet, hırsızlık ve daha niceleri. Başkaldırılar ve yapılan haksızlığa ses çıkaranlar yönetim tarafından susturuluyordu.
Durum böyle olunca ülkesini değiştirmeye çalışıp başarısız olan ilim ve irfan sahibi insanlar, teker teker vatanlarını terk ediyordu.
Gökyüzünün güneşli olduğu bir ilkbahar günüydü. Akşam haberlerinde esrarengiz şekilde ölen kişilerin adı söylendi. Bir sonraki gün yine aynı. Günler peş peşe bir birini izledi. Eskiden cinayetler doğalmış gibi karşılanırken, yaşananların gizemi herkesin gündemine oturmuştu.
Daha sonra öldürülen kişilerin ortak özelliği, af yasasından yararlanan suçlular olduğu öğrenildi. Gizemli seri katil kısa süre içerisinde Türkiye’de kırmızı listeye eklendi.
Halkın bazı kesimi ülkede sağlanmayan adaletin, ‘kurtarıcıları’ sayesinde temellendiğine inandı. Geriye kalanların ise içini, ölüm korkusu sardı. Suç oranları gün geçtikçe azaldı ve refah seviyesi yüksek oranla artmaya başladı.
Kimliği bilinmeyen, bazıları için kurtarıcı bazıları için ise canavar olan bu kişi ülkede kendi adaletini sağlamaya başladı.
İşlediği suçları kusursuz bir şekilde gerçekleştiren kişi, Türkiye’nin yutamayacağı bir lokma haline geldi.Aylar sonra ismi Interpol listesine alındı ve donanımlı bir ekiple, operasyon sonrası yakalandı.
Adalet Sarayı’nın önünde toplanan kalabalık, bütün düzeni altüst eden kadına hayretler içerisinde bakıyordu.Muhabirler ön cepheyi kuşatmış, kafası dik ve gururlu kadının boy boy fotoğrafını çekiyordu.
“Silivri soğuktur!” Halktan bir adam tarafını belli eden sözleri söyledi ve Pandora’nın Kutusunu araladı.
Kadın, kendini çevirdi ve öfkesinin cirit attığı bakışlarıyla sesin sahibini aradı.
“Sizin yozlaşmış zihinleriniz Silivri’den daha soğuk ve kasvetli. Asıl vahamet, sizin fikirleriniz. Ben, altında sizi ezen çarkı kırmaya çalışıyordum. Mahkum bırakıldığınız prangalardan sizi kurtarmaya çalışıyordum.”
Aynı adam yine kalabalık içinden haykırdı. “Türk, özgürdür.”
Kadın etrafa korku salan koca bir kahkaha attı. “Siz koyun sürüleri! Ellinizi kolunuzu sallayarak gezmenin, özgürlük olduğunu mu sanıyorsunuz? Hanginiz korkusuzca yönetimi eleştirebilir ve bulunduğunuz durumun acınası halini kabullenebilirsiniz?” Kadının dedikleri kalabalığın birbirine girmesini sağladı ve oradan uzaklaştırıldı.
Kadın, yargılanmak için mahkemeye çıkarıldı. Kendini savunmak ve cezasını inkar etmek için hiçbir eylemde bulunmadı. Söyledikleri her zaman aynı amaca çıkıyordu.
“Dünyayı içten içe tüketen pislikler her zaman bulunacak. Fakat iyi bir dünya, çürümemiş bir dünya değil de çürüyen kısımlarını temizleyebilen bir dünya olacaktır.”
Hakim, en son 2004 uygulanan cezanın yürürlüğe girmesine karar verdi. Bu durum dış ülkelerle olan ilişkileri zedelese de kadının yaptıkları, başka biri tarafından tekrarlanamazdı. Bu sebepten caydırıcı olan ceza, halkın cesaretini kırmaya yetecekti.
Halkın canlı izleyeceği ceza için hazırlıklar başladı. Darağacı, adliye havlusuna kuruldu. Suçlu bulunan kadının boynuna, yağlı urgan geçirildi.
Kadına son sözünü söylenmesi ve dua etmesi için fırsat tanıtıldı.Kadın,ölümün sessizliğini devam ettirdi ve ardından duasını okudu.Kadının yanında duran polis, dayanamayarak merakla sordu. “Ölmekten korkmuyor musun?”
“Eğer yaptıklarımın sebebini bir kişi bile anladıysa ve devrimin başlangıcı olacaksa, o zaman seve seve…”
Adalete hizmet eden bütün çalışanlar, infaz edilen kadına tuttukları yası, başları dik karşılık verdiler. Onlar için Themis'in terazisi ve kılıcı kırılmıştı. Bu eylem başkaldırının ilk fitiliydi.
“Bu ülkede hiçbir başarı,cezasız kalmaz.” Diyerek fitil ateşlendi.
Kadının naşı, adliye önünden hukukçular tarafından alındı ve usulüne göre inanılmaz bir kalabalıkla halk tarafından son yolculuğuna uğurlandı.
İsmi bile açıklanmayan bu kadının yaptıkları, sözleri ve ölümü hiç uğruna değil bir devrimin simgesi haline geldi.
Halk yozlaşmış, tozlanmış ve zifiri karanlık zihinlerini hür bıraktı ve kendi doğrularını yürürlüğe soktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•DEVRİM• (TAMAMLANDI.)
Teen Fiction°Tek bölümlük bir yazı olduğu için açıklanacak bir kısmı yok. Lakin birkaç kelimeyle özetleyecek olursak; devrim, isyankar ve hürriyet... Hemen hemen her kurgumda temeli oluşturan motifler. °Tek bölümlük, dergi yazısı için kaleme almamı istemişlerdi...