Aybike'den...
Ilık ve rahatlatıcı bir duşun ardından salaş pantolonumu ve croplarımdan birini üstüme geçirdim. Saçlarıma her zamanki kremlerimden sürdükten sonra kuruttum. Odamdan çıkınca annemin odasında olduğunu ve telaşla dolabını karıştırdığını gördüm.
"Anne ne oluyor ? Neyin telaşı bu ?"
"Akşama yemek var kızım. Yemeğe çıkıyoruz. Bugünkü toplantının şerefine. Kalabalık olacağız bayağı." toplantı mevzusu açılınca canım biraz sıkılmıştı ama hemen toparladım.
"İyi. Ben bir kahve alıp odamdayım. Siz gidersiniz. Size afiyet olsun."
"Kızım. Yemekte olmazsan baban arıza çıkarır biliyorsun."
"Vallahi Şengül sultan, bugünkü olanlardan sonra tam aksine babam beni görürse arıza çıkarır."
"Hayır efendim."
"Var mısın iddiasına :D" dedim serçe parmağımı uzatarak. Annem parmağıma bakıp yüzünü ekşitti, yavaşça elime vurdu.
"Pis pis konuşma benimle Aybike! Haydi al kahveni marş marş odana. Git dersini çalış. Saat 7 de hazır ol. Çıkacağız."
"Tamam tamam." kahvemi alıp odama çıktım. Kapımı kapatıp aynamın karşısına geçtim. Saçlarımı dağınık, gelişigüzel ev topuzu yapıp kitaplığımın karşısına geçtim. Gerekli kitapları alıp masama döndüm. Kahvemden bir yudum alıp saate baktım. 16.30'du. "İyi bari, saat 6 ya kadar çalışsam yeter.' diye geçirdim içimden. Kahvemden bir yudum daha alıp derse koyuldum.
Saat 18.25'te son testi de bitirip arkama yaslandım. Tüm gün çalmayan telefonum geldi aklıma. Kaşlarımı çattım. Telefonumu alıp Doruk'u aradım. Birkaç çalışın ardından o aşık olduğum sesi duydum.
"Sevgilim ?" sesi çok gürültülü bir yerden geliyordu. Arka fonda müzik ve konuşma sesleri vardı.
"Doruk ?"
"Buyurun benim."
"Neredesin , ne yapıyorsun ?"
"İyiyim aşkım. Toplantı bitti yemeğe geldik. Sen ne yapıyorsun, nasıl geçti günün neler yaptın bensiz?"
"Ne sen sor ne de ben söyleyeyim."
"O kadar kötü diyorsun yani bebeğim."
"Yani. Sıkıcıydı biraz." dedim üzgün çıkan sesimle.
"Anladım canım. Ben yemekteyim şimdi ararım seni görüşürüz."
"Görüşürüz." Telefonu kapatıp yatağın üstüne atıp dolabımın karşısına geçtim. Yeni alıp henüz giymeye bir türlü fırsat bulamadığım askılı siyah elbisemi çıkardım. Ayakkabı seçerken annem tamamen gerçek anlamıyla odama daldı. Annemi baştan aşağı süzdüm ve ıslık çaldım.
"Vay vay vayyy. Bu ne şıklık efendim."
"Aybike ! Kızım beni çıldırtmak mı istiyorsun sen ? Niye hazırlanmadın hâlâ sen ?" göz devirdim.
"Yahu hazırlanıyorum işte. "
"5 dakikan var Aybike! Araba bekliyor aşağıda."
"Şimdi şöyle anneciğim. Sen çık bana konum atarsın ben kendi arabamla geleceğim okey ?"
"Aman Aybike ne yaparsan yap geç kalma kızım. Beni babanla papaz etme!"
"Tamam Şengül sultan haydi görüşürüüüüz." deyip annemi odadan çıkardım. Elbisemi askısıyla elime alıp inceledim. Sinsice sırıtıp hazırlanmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHANET
FanfictionMeğer insanı en güvendiği, ailem dediği yakarmış. Ben nasıl yanmışım böyle ? Ne yaşamışım yıllarca ? Bu ihaneti hak etmiş miydim ? Unutur muydum ? Asla. Bedeli olacak mı ? Şüphesiz evet. Ben Aybike Erensem bu ihanetin bedeli ödenecekti.