Gözlerini yavaşça açan San, vücudunu esnetti. Çok güzel bir şekilde dinlenebilmişti. Bu yüzden şimdiden enerjik hissediyordu. Yatağında daha fazla kalmak istemediğinden hızlıca doğruldu ve yüzünü yıkamaya gitti.
**********
Buzdolabının kapağı belki iki dakikadır açıktı. Ama San ne yiyeceğine hala karar verememişti. Saatine baktı. Aslında ders vereceği kişiyle buluşmasına çok bir şey kalmamıştı. Kafede bir şeyler atıştırmanın mantıklı olacağını düşündü. Buzdolabının kapağını kapattı ve giyinmek için yatak odasına ilerledi. Bugün gerçekten enerjik hissediyordu.
Mavi gömleğini üstüne geçirdikten sonra siyah pantolonunu giymeye başladı. Ceketini de giydikten sonra, ihtiyacı olan şeyleri sırt çantasına doldurdu. Odasına bir bakış attı. Unuttuğu bir şey yoktu, telefonunu da cebine koyduktan sonra odadan çıktı.
**********
"Merhaba, bir tane şundan istiyorum yanına da her zamankinden."
San gülümseyerek siparişini verdiğinde çalışan onun istediklerini hazırlamaya başladı.
"Saçlarını mı boyadın Wooyoung?"
Çalışan durdu ve başını kaldırarak San'a baktı.
"Ah, evet. Fark eden tek kişisin."
Çalışan hazırladıklarını San'a uzattı.
"Öyle mi? Yakışmış."
Çalışan yutkundu. San onun yutkunuşunu izledi.
"Teşekkür ederim."
San tebessüm ederek arkasını döndü. Duvar kenarında, her zaman oturduğu yere baktığında boş olduğunu gördü. Hızlıca oraya doğru yürüdü. Karnı gerçekten açtı, bir an önce elindekileri yemek istiyordu.
**********
"Şimdi anladın mı?"
San sorduğunda çocuk başını salladı.
"Süper. Bu konu biraz kafa karıştırıcıdır, soruları da genelde şaşırtmacılı olur. Sana birkaç kaynak göndereceğim onlara göz atmayı unutma, eğer sorun olursa bana yazabilirsin."
"Tamamdır. Unutmadan ücreti nasıl yapalım? Senden alacağım son bir iki ders kaldı. İlk başta çok bir şey istemediğini ve gönlümden kopanı vermemi istemiştin ama birçok öğretmen senin gibisini yapamıyor. Ders başı ne kadar istersen o kadar vereceğim lütfen ihtiyacın varsa söyle."
San duydukları karşısında gergin bir gülümseme sundu. İnsanlardan fazla para alamama gibi bir sorunu vardı. Birilerinden para alırken gerçekten çok utanıyordu. Meslek hayatında böyle olacağını düşünmüyordu ama şu an birinden para almak onun için çok utanç vericiydi. Ama bu kendisini ezik hissetmesinden kaynaklı değildi. Bu biriyle konuşmaya çekinmekle aynı şeydi. Paraya ihtiyacı vardı tabii ki ama fazlasında gözü yoktu.
"Bunu sonra konuşsak olur mu? Bu konu biraz geriyor da beni."
Çocuk güldü. San gerçekten başkalarına benzemiyordu.
"Tamam tamam zorlama yok. Ama lütfen hak ettiğini almaya çekinme. Bugün için teşekkür ederim, görüşürüz."
Wonhyuk gittiğinde San arkasına yaslandı. Bir süre onun dediklerini düşündü.
Eşyalarını toplayıp gitmeye hazırlanıyordu ki kafede çalan bir şarkıyla durdu. Saçlarını boyatan çocukla göz göze geldi. San telefonunu çıkardı ve geçen gün oluşturduğu playlist'teki şarkılara göz gezdirdi. Evet oradaki şarkılardan biri çalıyordu.
Güzel bir tesadüf olduğunu düşündü.
Oturduğu yerden kalktı. Çantasını da alıp kasaya gitti. Çalışırlarken söyledikleri iki içeceğin ücretini ödemeliydi.
Ne kadar tuttuğunu öğrendikten sonra kartını çıkarıp kasiyere yani Wooyoung'a uzattı.
"Güzel şarkı."
Wooyoung başını kaldırdı ve gülümsedi.
"Evet. Dinler misin bu tarz?"
San düşünür gibi yaptı.
"Kulağıma hoş gelen şeyleri dinlerim aslında. Ama bu şarkı ve bu tarzda olanları birinin bana önermesiyle dinlemeye başladım."
Wooyoung başını anladığını gösterir şekilde salladı ve gözlerini kaçırdı. Dudaklarından hafif bir tebessüm geçti.
Bu Choi San'ın gözünden kaçmadı.
bu kurguya ne zamandır yazamıyordum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my wonderwall || woosan
Cerita Pendek"ben duygularımı nasıl anlatacağımı bilemedim san, o yüzden böyle bir şey yaptım."