LUNAPARK

156 9 1
                                    

Starbucks'taki muhabbetimizden sonra sinemaya gitme kararı aldık. Bir kaç dakikada sonra sinemaya vardığımızda Tolgay bana baktı ve "Ne izlemek istersin ?" Diye sordu. "Bilmem." dedim. Biraz filmlere baktıktan sonra bir komedi filmini beğendik ve bilet alıp saate baktık. 3 dakika sonra başlayacaktı. Hemen patlamış mısırlarımızı ve içeceklerimizi aldıktan sonra oyalanmadan koltuklarımıza oturduk. Film başlıyordu. Tam zamanında yetişmiştik. İşte film başlıyordu..

**
Film salonundan kendimi dışarı attığımda bir anda gözlerim kamaştı. Aydınlığa alışmak zor olmuştu. Tüm film boyunca gülüşmüştük. Kimi zaman Tolgay'la fısıldaşmayı da ihmal etmedik tabii. Ama en çokta dikkatimi çeken önümüzde oturan sevgililer olmuştu. Bizim yaşlarımızdaydı. Film boyu birbirlerine sarılıp durmuşlardı. Keşke dedim içimden onlar gibi olabilseydik...keşke...

Tolgay'da salondan çıktıktan sonra bana döndü ve "Şimdi nereye?" Dedi. "Nereye?" dedim gülerek. "Bugün çok eğlenicez" dedi ve "hadi gel" dedi.

Arabaya kadar yürürken sürekli soruyordum "Nereye? Nasıl bir yer?..." Belkide Tolgay'ın başını şişirmiştim. Fakat o ise sadece "Görüceksin..." diyordu. Fakat nereye gidiyorduk kafamda hala sorular vardı. Bu çocuk beni deli edicekti..

Arabaya bindiğimizde sürekli yolun nereye vardığını tahmin etmeye çalışıyordum. Fakat bu sefer kafam daha da çok karışıyordu. En son bir yere doğru yaklaştığımızı gördüm.
Lunaparka....

Tolgay arabayı yavaşça park etti ve arabayı durdurunca ona döndüm "sen harikasın!" Dedim ve ekledim "lunaparka bayılırım..." Tolgay gülmeye başladı "nasılda bilmişim" diye övündü. Kısa bir kahkahanın ardından arabadan inip lunaparka doğru ilerledik. Resmen şehirdeki tüm insanlar burada gibiydi. Nasıl bir kalabalıktı bu ?...

Birkaç dakika sonra dönme dolaba binme kararı aldık. İçimden 'Umarım filmlerdeki gibi havada kalırız da aramızda birşeyler olur.' diyip duruyordum. Tolgay dönme dolap işini hallettikten sonra bana döndü ve "hadi biniyoruz." dedi gülümseyerek. Beraber bindik ve dönme dolap yavaş yavaş hareket etmeye başladı. Yükseldikçe hafif rüzgar da artıyordu. Buda saçlarımının ordan oraya gitmesine neden oluyordu tabi. Dönme dolap daha çok yükseklemeye başladıkca benim heyecanımda artıyordu. İnsanlar sanki aşağıda karınca gibi gözüküyorlardı. Bu nedense hep hoşuma giderdi.

En tepeye vardığımızda ise bir sarsıntı hissettim. Olmuştu. Dönme dolap durmuştu. Tanrım...

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin sdfghg

PlatonigimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin