Giriş yapmaya mecalim yok, yazıp yazıp yarım bırakıyorum, suçluyum. Kontrolsüzce, bırakıp uyumaya kaçıyorum.Bu yoktu, hislerimle savruluyorum.
Seversiniz umarım, bende oluşan hissi yansıtsa yeterli sanırım benim için.
Keyifli okumalar, başlangıç tarihi, belki?
Bu yazın olabildiğince sakin geçmesini istiyordum. Yoğun bir dönemin ardından, yalnızca odama kapanıp, yazlığın bahçesinde turlayacağım, uzun yürüyüşlere çıkacağım, olabildiğince az insan göreceğim, odama kapanıp günlerce çıkmayacağım, hafif rüzgar esintisinde, yalnızca doğa eşlik edecek bisiklet sürüşlerime. Arada havuza gideceğim, gördüğüm sayılı insanla, bahçede portakal suyumla güneşlenirken ertelediğim tüm kitapları okuyacağım, teknolojiden uzaklaşacağım, doğada olmaktan ziyade doğa olacağım bir yaz düşlüyorum. Bu son günleri de bu kadar mutlu geçirmemin sebebi şehirde, çok az kalmış olması bunlara kavuşmanın. Hayali ile günleri tüketiyor, okula gidip geliyor, kalabalığa karışıyor, metroda elimden düşürmediğim kitabım, müzik olmasa bile bir parçam haline gelen kulaklığım ile birlikte görünür olmakla bir problemim yok. Görünür olmaktan, olabildiğince rahatsız oluyorum. İnsanlarla diyaloga girmenin onlara gereğinden fazla değer vermek olduğunu düşünüyor ve mümkün olmadıkça kullanmıyorum kendimi ifade etme hakkımı. Ne düşündüğüm, ne hissettiğim, kim olduğum, ne olduğum ya da ne olmadığım herhangi bir insan evladını ilgilendirmemeli, bu sebeple en çok kendime insanım, en çok açıklamayı kendime yaparım. İnsanlar tarafından "herhangi bir şey" olarak görülmek konusunda herhangi bir kaygı duymuyorum. Beni neşeli birisi yapan şey de doğaya yakınlaşmış olmam, düşüncelerimde daha çok yaşatıp daha çok canlandırabiliyor, hissedebiliyor olmam. Bu insan kalabalığının hiçbir ilgisi yok benimle, kim ne derse desin benim iddiam bu yönde.
Arabada olduğumu hayal ediyorum, arka koltukta. Cam hafif aralık, ağaçların, yolun gidişini izliyorum, hayatın akışını izlediğim gibi seyirciyim ona. Rüzgar gibi, müzik de yalayıp geçiyor tenimi. Sonunda özgürlüğüme uçuyorum, araç resmen temsili. Yanımda geçimsiz ablamın fazla renkliliğine bile aldırmıyorum, yormuyor gözümü çünkü meşgulüm diğer güzel olan her şey ile. Babam arabayı kullanıyor, tatlı tatlı sohbet ediyorlar yan koltuğunda oturan annemle. Biz şehri bırakınca, dertleri de bırakıyoruz ardımızda, daha çok oluyoruz kendimiz. Neden buraya yerleşemiyoruz bilmiyorum, hayatın telaşı yaşadığımızdan daha çok yaşlandırıyor bizi. Farkındayız hepimiz ama susuyoruz bir anlaşma imzalamışçasına.
Yol, uzun gelmiyor hiç. Aksine nasıl da hızlı geçiyor saatler yolda, çok uzak sayılmayız bu yere, yine de saatler ödülüne kavuşan ben için hiç problem değil. Kulaklıklar kulağımda, alışkanlık olmuş artık varlıkları. Yapışık geziyoruz birbirimize.
Evin bahçesine girer girmez, babam arabayı durdurmadan atlıyorum kapıyı açıp. Kızıyor yine bana fakat kulaklığa sığınıp duymazdan gelebilirim. Saatler hızlıca aktı ama park edene kadar bekleyemiyorum aracı. Görmek istiyorum, doysun istiyorum zihnim. Gördüğüm her şeyi kazımalıyım hafızama. Etrafı incelerken, park etmişler aracı, ablam gelip omzuma vuruyor, yine diyor, kıyafet yerine kitapla doldurmuşsun valizini, hareket ettiremiyorum. Gülümsüyorum bu huysuzluğuna dâhi, haklı gibi de ama onlar benim serumum, hayat enerjim. Okuyacağım olabildiğince, izleyeceğim, bu ânı bekledim onca zaman. Bir yandan merak ediyorum Jimin'leri. Yaklaşık aynı zamanlarda burada toplanmış oluyoruz hepimiz. Başka bir hayata geçiş sağlıyoruz burada. Kendime ayırdığım vakitleri, onlarla da paylaşırım düşünmeden. Zarar vermiyor varlıkları hatta büyütüyoruz birbirimizi.