Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
kim taehyung. iki önemli karakterden biri ve diğeriyle bir araya gelebilmesi için bir şeyler yapmamız gerekiyor. çünkü hayatta tesadüfler olsa da amerika birleşik devletleri'nin kaliforniya eyaletinin en kalabalık ve abd'nin new york'tan sonra ikinci en kalabalık şehri olan los angeles'ta karşılaşmaları çok da kolay sayılmaz. en azından çok çabuk olmaz. bu arada bu bilgiyi kopyalayıp yapıştırdım çünkü her şeyi bilmek isteyen bir ruh hastası değilseniz ya da bulmaca falan çözmüyorsanız kim sikler los angeles'ın kaliforniya eyaletinin en kalabalık ve abd'nin ikinci en kalabalık şehir olmasını? karşıt düşünce kabul etmiyorum ve fikrinizle de ilgilenmiyorum.
her neyse. ne diyorduk? tamam. kim taehyung ve yaratığı bir araya getirme operasyonundan bahsedecektim size biraz. bu operasyon bizi çok zorlamayacak çünkü kim taehyung'u kafasından tutup google maps'te görünen koreatown'a koyacağım ve diğer koreliyle karşılaşmasını kolaylaştıracağım. bu arada tabii ki de kim taehyung kendini bir anda orada falan bulmayacak, buna kulp bulmamız lazım ve basit bir şekilde evini özlediği için oralarda biraz gezintiye çıkası gelmiş diyebiliriz. ha unutmadan ekleyeyim, bir hafta önce ölen beth'in yasını tutmuyor, ruhunun ışıklar içinde olduğuna neredeyse emin.
artık kim taehyung'un şu an ne yaptığına gelebiliriz. omzu ve yanağı arasındaki telefonuyla bir sorunu varmış gibi görünüyordu. bir yandan da çantasının içini karıştırıp cüzdanını arıyordu, ki cüzdanını birkaç dakika önce yanından geçen ve yüzüne karşı gülümsediği 7 yaşlarındaki beyaz bir çocuğa çaldırdığından haberi bile yoktu.
"hayır joseph, az önce su aldım ve sonra cüzdanımı geri çantama koydum. fermuarı da çektim yani düşürmüş olamam."
"çaldırdın o zaman. kimliğin de cüzdanında mıydı?"
"hayır, en son masamın üzerinde duruyordu."
"kimliksiz mi dışarı çıkıyorsun? aptal mısın tae?"
"ne var? kesin kaybederim ben. işim olduğunda alıyorum sadece. her neyse. cüzdanda fazla para yoktu ama kredi kartlarını iptal ettirmem gerekiyor." çantasını geri omzuna attı ve telefonunu bu kez eliyle tuttu. iç çektikten sonra ise yeniden yürümeye başladı. "tanrı'm... neden tüm aksilikler beni buluyor ki?"
"bugün beth'in cenazesindeyim. keşke gelseydin, onu son gören sendin."
"kağıt gibiyken gördüm ve harikaydı."
"affedersin ama ailesi seni sordu, beth için özel birini burada görselerdi hoş olurmuş."
"beth ile en fazla on beş kelime kurmuşumdur. kızları beni hayallerinde büyüttüyse bu onların problemi. hem önemsiyormuş gibi konuşma. oraya alice'e teselli vermek için gittiğini bilmiyoruz sanki. sahi, ne yaptın?"
"boynumda ağladı dostum. yaşları beni neredeyse azdırıyordu, bu beni kötü biri mi yapar?"
"hayır. sadece artık sekse ihtiyacın var. ne kadar oldu?"
