Kırk iki

17.1K 1.6K 784
                                    

"Vay be, demek hepsi de öğrendi ilişkinizi."

"Evet, hatta baya olumlu karşılamış gibilerdi. Ben daha çok katı olurlar sanmıştım."

Ayşe omuz silkip dudaklarını büzdü. "Aman sus, nazarın falan değer şimdi. Açma şom ağzını."

Güle oynaya birlikte yürürken, hızlı hızlı bizim ters tarafımıza doğru yürüyen Zehra'yı görmemle gözlerim kocaman oldu.

Ya şimdi, ya hiç Ömer.

"Zehra!" diye bağırdım arkasından. Beni duyunca adımları yavaşlarken, ben önden Ayşe arkamdan onun yanına hızlı adımlarla yürüdük. "Niye ortalıktan kayboldun sen?"

Bakışları benden yanımdaki Ayşe'ye kayınca, anında geri bana döndü. Göz bebekleri titriyordu sanki.

Ayşe'nin neyinden korkmuş olabilir gibi kafamı ona çevirdiğimde, sevimli sevimli bana baktığını fark ettim. Kaşlarım çatılmıştı.

"Ben vazgeçtim," dedi bakışlarını yere eğerek. "İğrençliğinizin beni ilgilendirmediğine karar verdim." Ayşe boğazını temizlediğinde, Zehra korkup kocaman olmuş gözleriyle tekrar bana baktı. "Yani ilişkiniz, ilişkiniz demek istemiştim."

Şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilememiştim, Allah'ın sevdiği kullarıymışız mı deniyordu böyle bir durumda?

"Sağ ol," dedim en sonunda. "Yani kimseye söylemediğin için."

Yine Ayşe'ye kısa bir bakış attı. "Önemli değil."

"Hadi biz gidelim." Ayşe kolumdan çekiştirerek beni sürüklediğinde olayın şokuyla karşı çıkmadım bile ona. Zehra beni şaşırtmıştı, acaba ne olmuştu da bu kararı vermişti çok merak ediyordum.

"Vay be," dedim inanamayarak. "Zehra da adam olmuş."

"Ya ya," dedi beni onaylayarak. "Neyse, boşver şu meymenetsiz karıyı, sen Kenan'dan haber ver. Durumu biraz daha iyi mi?"

"İyi, iyi." Kenan deyince bile heyecanlanıyordum. Daha sabah görüşmüştük ama çok özlemiştim şimdiden. "Sadece ara sıra ağrıları oluyor ama önemli bir şeyi yok."

Ayşe'yle ayak üstü biraz daha sohbet ettikten sonra o kendi evine, ben de Kenan'ın evine gitmek üzere ayrılmıştık.

Biran önce Kenan'ı görmek istediğim için öyle hızlı yürümüştüm ki beş dakikada varmıştım hemen. Merdivenleri ikişer üçer çıktım ve zile basıp bekledim. Heyecanlıydım.

Kısa bir süre sonra kapı açıldığında, her şeyi görmeyi bekliyordum ama çökmüş bir Kenan görmeyi asla beklemiyordum. Heyecanım anında sönmüştü.

Bakışlarını benden kaçırıp arkasını döndü ve içeri ilerledi. Ben şaşkınlıkla peşinden giderken, mutfakta hala sabahki kahvaltılıkların masanın üzerinde durduğunu gördüm.

Kenan koltuğun üzerine oturmuştu ve elleriyle yüzünü sıvazlıyordu.

"Kenan.." diye fısıldadım şaşkınlıkla. "Kötü bir şey mi oldu?"

Bana cevap vermeyi bırak, ellerini yüzünden çekip yüzüme bakmadı bile.

Beni görmezden gelmesini umursamadan önüne çöktüm. Bir şey olmuştu, kesinlikle bir şey olmuştu ve her ne olduysa bana söylemek zorundaydı. Bu işin altından Mustafa'nın çıkacağından o kadar emindim ki.

Önünde çöktüğümü anlayarak ellerini yüzünden çekti, ve kafasını eğerek yüzüme baktı. Gözlerinin dolmuş olduğunu görünce benim de gözlerim refleksle dolmuştu. Neye üzüldüğünü bilmesem de, onun bu hali beni de üzüyordu.

YENİ MAHALLE -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin