Jimin kurgum için bir diziden esinlendiğimi söylemiştim ama ondan vaz geçtim. Aklıma bu tarz bir kurgu geldi. Umarım beğenirsiniz.
Başlama tarihinizi şuraya alalım.
Keyifli okumalar
💞
Uzun yıllardır polislik yapıyordum ama bu kez oturduğum binada bir ceset bulununca kendimi oldukça garip hissetmiştim. Ölü bulunan adamla daha dün asansörde karşılaşmıştık. Yalnızca isim olarak bildiğim biriydi ama tabii ki kendimi kötü hissediyordum.
Binanın yedi numaralı dairesindeydik. Bakışlarım cesetin bulunduğu salonda gezindi. Ellerime eldivenlerimi takarak etrafı incelemeye koyuldum.
"Zehirlenmiş."
Jimin eline aldığı şişeyi havaya kaldırıp salladı. Ardından şişeyi incelemeye alınması için şeffaf poşete koymuştu. Bu sırada yere doğru çömelip yerde cansız yatan bedeni incelelemeye koyuldum.
"İntihar mektubuda burada."
Bunu demesinin ardından başımı ona doğru çevirmiştim. Kaşları çatılmış, mektubu okuyordu. İçinin hiç rahat olmadığını anlıyordum. Normalde böyle değildi ama bu sefer onu rahatsız eden bir şeyler vardı. Onu yıllardır tanıdığım için bundan emindim.
Jimin, en yakın arkadaşımım abisiydi ve hemen karşı dairemde yaşıyorlardı. Belkide o da benim gibi oturduğumuz binada birinin ölmüş olma gerçeğinden rahatsızdı.
Onu yıllardır tanıyordum. Hatta ona karşı duyduğum duygulardan dolayı polis olmaya karar vermiştim. Duyduğum aşkın yanında ona bir hayranlığımda vardı çünkü harika bir polisti. Her anlamda beni etkiliyordu fakat bana karşı bir şeyler hissettiğini hiç sanmıyordum. Çünkü bir sevgilisi vardı.
"Mektubu incelet. Adamım el yazısıyla uyuşuyor mu bir bakın."
Başımı olumlu anlamda sallayarak mektubu elinden alarak şeffaf poşete koydum. O ise sıkıntılı bir nefes verip etrafa bakınmaya koyuldu.
"Seni rahatsız eden bir şeyler mi var?"
Aklımı kurcalayan soruyu sonunda sordum çünkü ne düşündüğünü merak ediyordum. Her ne kadar benim üstüm olsada etrafımızda iş yerinden biri olmayınca onunla resmi komuşmuyordum çünkü aşırı yakın olmasakta arkadaştık ve bu hala bana çok garip geliyordu.
"Bilmiyorum." Diyerek yanaklarını şişirdi. Belkide canı bu kadar sıkkın olmasa gülümseyebilirdim. "İçimde farklı bir his var. Nedense intihar gibi gelmiyor."
"Sence cinayet mi?"
Omuzlarını silkti. "Komşularla konuşalım. Kamera görüntülerinede baktıktan sonra bir şeylere karar veririz."
Başımı sallayarak onu onayladım. İntihar mektubu vardı fakat bu hiçbir şeyi kanıtlamazdı. Bu yüzden benimde içime bir şüphe düşmüştü. Yinede bunun bir cinayet olmaması için dua edecektim.
🌌