Keyifli okumalar
💜Sırf en yakın arkadaşımın abisine aşık olduğum için polis olmuştum. Lise yıllarında, ergenliğinde verdiği kafa karışıklığı ve hırsla kendimi ona kapılırken buldum. İlk başta en sonunda unutacağım ve bu hoşlantıdan kurtulacağım diye düşünüyordum ama öyle olmamıştı. Özelliklede polis akedemisine girdikten sonra duygularım aşka doğru yol aldı.
On iki yıl geçmişti. Şimdi ise onunla cinayet bürosunda görev yapıyorduk. Benim üstümdü ama kardeşininde büyük etkisiyle uzun zamandır arkadaştık. Garip bir şekilde bir türlü aşırı yakın olamamıştık. Tabii ki iş dışında bir samimiyetimiz vardı ama sanırım benim istediğim bu değildi. Yada ben bununla yetinemediğim için böyle düşünüyordum.
Şimdi ise beraber ihbar aldığımız yere gidiyorduk. İşin can sıkıcı yerlerinden biriside olayın bizim binamızda olmasıydı. Arabayı binanın önünde durdurmasının ardından hiç vakit kaybetmeden inmiştik. Etraf polis arabalarıyla doluydu. Tabii ki bu da mahalledeki insanların dikkatini çekmişti.
Birlikte bina kapısına doğru ilerledik. Tam o sırada ise karşımızdan bize doğru gelen beden dikkatimi çekti. "Anlat bakalım elimizde ne var Jungkook?"
Jimin, karşımızda duran Jungkook'a soran gözlerle bakıyordu. "Lee Jung Woo, yirmi beş yaşında. Yalnız yaşıyor. En yakın arkadaşı haber alamayınca meraklanmış ama ulaşamamış. Daha sonra evine gelmiş fakat kapıyıda kimse açmayınca polis çağırmış. Bugün öğleden sonra ceseti bulundu."
Jungkook'u dinlerken kendimi çok kötü hissettim. Sanırım yıllar geçmesine rağmen bu duruma alışamayacaktım.
"Siz adamı tanıyor muydunuz?" Jungkook, Jimin de ben de bu binada yaşadığımız için böyle bir soruyu sormuştu.
"Bir kaç kez selamlaşmıştık ama tanımıyorum." Derken derin bir nefes verdim. "Daha dün akşam asansörde karşılaştık. Şimdi ölmüş olması çok garip hissettiriyor."
Jimin'in bakışları beni buldu. "Onu gördüğünde saat kaçtı?"
"Sanırım sekiz civarlarıydı."
Belkide onu canlı gören en son kişi bendim. Jimin başını sallayarak beni onayladı ama her hangi bir şey söylemedi.
"Olay yerini incelemeye başladılar. Bizde gidelim mi?" Jimin ile aynı anda Jungkook'u olayladık. Ardından üçümüz birlikte binanın içine girmiştik. Binanın etrafında doluşan insanlar oldukça korkmuş gibilerdi. Onlara hak veriyordum.
Asansörden indikten sonra kapısı açık olan, yedi numaları dairenin önünde durduk. Benim dairemin bir üstüydü. Önce Jimin ardındanda Jungkook dairenin içine girdi. Bende hemen arkalarından onları takip ediyordum.
Ceset salondaydı. Yerde cansız bir şekilde öylece uzanıyordu. O tarafa doğru ilerleyip bakışlarımı üzerinde gezdirdim. Suratının belli bölgelerinde morluklar vardı.
"Jung Woo'un arkadaşı hala burada mı?" Jimin konuşunca dikkatimi cesetin üzerinden çektim. Bir yandan da eldivenlerini giyiyordu. Bunun üzerine bende kendime bir çift eldiven alıp giydim.
"İfadesini almak için karakola götürdük."
Eldivenleri giydikten sonra etrafı incelemeye koyuldum. Orta sehpanın üzerinde bir şişe, onun hemen yanında ise bir kağıt mevcuttu.