Bitti

862 111 37
                                    

Üç bir yandan gelen saldırganlar kaçacak yer bırakmadığında "Benim kim olduğumu biliyor musunuz?" diye sordum.

Onları önemli biri olduğumu inandırabilirsem öldürmek yerine kendimi kaçırtabilirdim.

"Bu blöfleri yemeyiz. Kim olduğunu biliyoruz. Begüm Okçu."

Bu dedikleri ile tüylerim diken diken olmuştu.

"Birazdan destek burada olur. Beni vursanız bile kaçamazsınız ama beni rehin alırsanız kaçabilirsiniz." dedim.

"Yolda pusuya düşen destekten mi bahsediyorsun?" diye soran en uzunlarına sinirle bağırdım.

"Şerefsizler! Hepiniz hak ettiğiniz yere gideceksiniz!"

Bu bağırışım onları güldürürken önümde duran saldırgan "Bu kadar yeter." dedi.

Ateş etmeye hazırlanırken duvarın arkasından gelen çakıl taşları hepsinin dikkatini dağıtmıştı.

Solumda duran saldırganın tüfeğinin namlusunu tutup ucunu gökyüzüne çevirdim.

Ateş açsa dahi kurşunlar havaya gidiyordu.

Vakit kaybetmeden adamın tüfeğini aldım ve arkasına geçtim. Diğerlerine olaya karışacak fırsat bile vermemiştim.

"Teşekkürler Ferman! Şimdi buradan kaçarak uzaklaş!" diye bağırdığımda Ferman "Tamam!" diye cevap verdi.

Rehin aldığım adam önümü tamamen kapatırken diğerlerine "En ufak hareketinizde arkadaşınız ölür." dedim.

Şu an rehin aldığım kişi ile burada dört kişi vardı.

Birini başta vurmuştum. Peki diğer ikisi neredeydi? Onları atlarırsam diye benzin istasyonunun girişinde bir yerde pusu kurmuş olabilirlerdi.

"Vurabilirsin." diye cevap veren adam, bunu yapamayacağımı anladığında rehin aldığım adamın kafasına sıktı.

Öne doğru kaçmaktan başka çarem yoktu.

Öne doğru koşarken arkama yaklaşmasınlar diye rastgele ateş açıyordum.

Önüme az önce nerede olduğunu merak ettiğim saldırganlar çıkınca sessizce yutkundum. Diğerleri de arkamdan yaklaşmıştı.

"İşin bitti." Bunu diyen saldırganın yüzüne sinirle bakarken arkalarından bir ses yükseldi.

"Asıl sizin işiniz bitti. Polis! Silahlarınızı yere atın."

Destek için çağırdıklarım saldırganların çevresini sarmıştı.

Rahat bir nefes verirken destek için gelen polis memurları saldırganların silahlarını alıp tutuklarken Şahin komiser yanıma geldi.

"Nasılsın?" diye soran Şahin'e kolumu göstererek, "Kurşun sadece sıyırdı." dedim.

"Ambulans birazdan gelir. Gel ön tarafa geçelim." dedi.

Ona kafamla onay verdikten sonra yürümeye başladım.

Şahin ile aynı yerden mezun olmuştuk. Farklı karakollara düşünce ise yolumuz ayrılmıştı.

Ön tarafa geçtiğimizde etrafı inceledim. Karnından vurduğum saldırgan hayatını kaybetmiş, üzerine bir ceket örtülmüştü.

Çevreye ise olay yeri inceleme bandı sarılmıştı.

Şahin, "Görüşmeyeli epey bir zaman oldu." dedi.

"Evet, özlemişim muhabbetlerini." dedim.

"Kullandıkları silahlara bakacak olursak bu itlerin başında olan kişinin parası çok." dediğinde "Büyük bir dava üzerinde çalışıyorum. Şaşırtmadı." dedim.

Ambulans sesleri geldiği sıralarda Ferman da koşarak olay yerine geliyordu.

Şahin'e, Ferman'ı gösterip "Burada çalışan adam, hayatımı kurtardı." dedim.

"Tanışalım." diyerek Ferman'ın yanına doğru yürüyen Şahin'i takip ettim.

Ferman'ın yanına gittiğimde korkudan hala titrediğini fark ettim. Büyük bir şok atlatmıştı.

"Hayatımı kurtardın, sağ ol." dediğimde Ferman, "Asıl siz benim hayatımı kurtardınız! Duvardan atlamasaydım ölebilirdim!" diye bağırdı.

Bu dediğine tebessüm ettim. "Ee düğününe geleceğim artık." dedim.

"Bekletmeden nişanlıma evlenme konusunu açacağım. İnsan ne zaman ne olacağını bilmiyor."

Ferman'ın bu kararı beni mutlu etmişti. Kötü bir gün olsa da güzel kararlar alınabiliyordu.

Şahin elini Ferman'a uzattı ve "Komiser Şahin." dedi.

Ferman, Şahin'in elini sıktıktan sonra "Memnun oldum." dedi.

Ambulans park ettiğinde Şahin, "İkiniz de ambulansa gidin, kendinize baktırın." dedi.

"Hadi Ferman." dedim.

Şahin, Ferman'a "Daha sonrasında karakola gelip ifade vermeniz gerekiyor." dedi.

"Tabii gelirim." diyen Ferman ile ambulansa doğru yürürken benzin istasyonunun karşı kaldırımında siyahlar giyinmiş bir şekilde bizi izleyen bir adam gördüm.

Ölümüne OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin