MUZMERAT Bölüm 7: DAYAN
Üşüyorum.
Çok soğuk.
Annem gelsin ısıtsın beni.
Babam sarsın avuçlarımı
Üşüyorum.
Çok soğuk...
.
.
.
Ruhumun her zerresinde hissettiğim bu yakıcı sıcağa rağmen tenimde kol gezinen bu üşüme hissi nasıl bir tezatlıktı.
Soğuk yakar mıydı insanı?
Ya da içimde beni durmaksızın bitiren sıcaklık neden bu kadar canımı acıtıyordu?
Vücudum türlü zıtlıklarla savaşırken zihnimin duvarlarına çarpıp durarak bilincimi yerinde tutan tek bir şey vardı.
Tek bir ses.
Anneciğime dair hatırladığım tek şey.
Onun o narin ve ince sesiyle kulağıma fısıldadığı ninninin sözleri.
"Çamlıbel'den çıktım yayan
Dayan ey dizlerim dayan"
Ama ben dayanamıyorum anne.
Senin için...
Senin için, abim için, babam için, çocukluğum için, geçmişim için çıktığım bu yolda... Artık dayanamıyorum. Çanlar artık benim için çalıyor galiba. Bunlar yolun sonuna geldiğimin habercisi mi? Vücuduma giren çakıya rağmen savaşmak isterdim anne. Dayanmak isterdim.
Ama gücüm yok anne.
Bana kızmıyorsun değil mi?
Bana çakıyı saplayan o iri yarı adam içimdeki metali çıkarmadan elini çakının üzerinden çekti. İçimde hareket ettiği her saniye daha fazla canımı yakan çakıyı çıkarmaya ise benim gücüm yoktu. Şu an beni ayakta tutan tek şey karşımdaki insana yani beni yaralayan adama yasladığım bedenimdi. Onun en ufak bir geri çekilmesiyle yeri boylayacağıma emindim.
Adam daha fazla vakit kaybetmeden biraz önce beni yaralayan, kimi yerlerine kan bulaşmış elini yüzüme doğru götürmeye başladı.
Sonum gelmişti işte. Maskemi çıkaracaktı.
Artık kulağımdaki kulaklıktan Görkem'in sesini de duyamıyordum. Galiba onlarda kaybettiğimi anlayıp beni terk etmişlerdi. Ama Görkem bırakmamalıydı beni. O beni tanıyordu. Yalnız bırakmazdı beni.
Tam da o anda beni bu ümitsizlik çukurunun içinden çıkaran şey yine Görkem'in sesi oldu. Bağırıyordu. Bunca bağırışa evdekilerin nasıl buraya toplanmadığını hayretle düşünürken beni bu yanılgıdan koparan şey kusursuz planlanan oyunumuzun aklıma gelmesiydi. Yapılan saldırı nedeniyle evi koruyan tüm adamlar saldırı bölgesinde yani evin ön tarafında olmalıydı.
Engel olmak istedim her şeye. Ancak artık gücüm yoktu.
Son kalan gücümle hala maskemi açmaya çalışan adamı bir hışımla ittim ve onun birkaç saniyelik boşluğuyla geri gitmesinden faydalanarak ne kadar yanlış bir şey olsa da içimdeki çakıyı dişlerimi, damaklarımı kanatırcasına sıkarak çıkardım. Ağzımdan firar eden inlemeye mani olamadım. Tüm gücüm çekilmiş gibiydi. Beni yaralayan adam da artık çevremde görünmüyordu.
Dizlerimin artık beni taşımaya gücünün yetmeyeceğini anladığımda kendimi istemsizce arkaya doğru bıraktım. Yere düşmeyi beklerken beni o tanıdık kollar yere düşmekten kurtardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUZMERAT
AcciónYalanlar içinde büyütülmüş bir kız çocuğu. Doğru sandığı her şey uğruna hayatla büyük bir savaş verirken peki ya en büyük doğrusunu kaybederse? Hayatını başarıya adamış bir adam. Biraz da kimsesiz. Kimsesini bulduğunu düşünürken bir anda tüm hayatı...