Back To Memories

56 8 27
                                    

Antalya'daki ilk gününde Bulut, zorla babası tarafından direkt olarak okula yollanıyordu. Bulut buna üzülüyordu çünkü babası Bulut'a fazlasıyla baskı uyguluyordu. Kız kardeşine karşı böyle değildi ve bu Bulut'u daha çok üzüyordu.

Airpodslarını kulağına takmış, elleri cebinde şarkı dinlerken okula yürüyordu. Babası onu okula bırakmayı önermişti fakat Bulut bunu kabul etmemişti. Antalya'yı zaten ezbere biliyordu, kendisi gidebilirdi.

Kaldırımdan giderken kulağına gelen bildirim sesiyle telefonunu cebinden çıkarıp kardeşinin attığı mesaja baktı. Cevap yazıyordu ki bir anda 'bir cisim'e çarpmasıyla donakaldı.

İki adım geriye çekildi ve kulaklığının tekini çıkartırken kafasını çarptığı kişiye döndürdü. Özür dilemek üzereyken sanki bu kişiyi daha önce tanıyormuş gibi bir hisse kapıldı. "Çok pardon, benim hatam."

"Benim hatam değil ya tabii. Önünüze bakın."

Bulut bu kişiyi pek umursamadan kulaklığını tekrardan taktı ve yürümeye devam etti.

Yürürken arkama baksam mı acaba? diye düşünmeden edemiyordu.

Aniden arkasına döndüğünde çarptığı kişinin de ona baktığını gördü. Bir yandan da yürümeye hala devam ediyordu. Hemen önüne döndü ve zaten hızlı olan adımlarını daha da hızlandırdı.

Bulut okula ulaştığında derin bir nefes aldı ve nefret ederek içeriye girdi. Müdür, müdür yardımcısı ve diğer personeller zaten onu tanıyordu. Bulut'u güzelce karşıladılar ve Bulut da onlara gülümseyerek karşılık verdi.

"Sınıfım neredeydi?"

"Bir üst kat Bulutcuğum, 12-C, eğer istersen sana eşlik edebilirim."

"Çok teşekkür ederim hocam ama hiç gerek yok, kolay gelsin size." Bulut gülümseyerek yanlarından ayrıldı ve bir üst kata çıkmak üzere merdivenlere ilerledi.

Okul fazlasıyla büyüktü ve Bulut gerçekten de bu okulu çok seviyordu. Antalya'ya gelmeyi pek istemese de bu okula geldiği için mutluydu aslında.

Bulut kapısı açık olan sınıfına girdiğinde birden herkes ona döndü. Bulut etrafına bakındı ve boş bir sıra aradı. Gri, bakımlı saçları olan ve diğerlerine göre daha değişik bir tarzı olan kızın yanı boş olduğu için oraya geçmeyi tercih etti.

"Oturabilirim değil mi?"

Kız fotoğraf çekerken Bulut'a döndü ve gülümsedi.

"Tabii ki!" çantasını hafif kendisine doğru çekti ve telefonunun ekranını kapattı.

Bulut gülümseyerek oturdu ve telefonunu cebinden çıkarıp masanın üzerine koydu.

"Yüz hatların çok güzelmiş."

Bulut yanında oturan kıza döndü.

"Teşekkürler."

Kız gülümsedi. Kızın tarzı gerçekten diğerlerine göre daha farklıydı. Farklı bir aurası vardı, fazlasıyla havalı duruyordu. Dudağında iki tane piercing vardı. Bulut normalde bunu asla güzel bulmazdı fakat bu kızın tarzı gerçekten hoşuna gitmişti.

"Hilal ben."

Kız ona karşı gülümseyerek elini uzattığında Bulut da gülümsemesine karşılık verip elini sıktı.

"Bulut ben de."

Konuşmaları tam bu kısımda kesildi. Sınıfa giren orta yaşlı kadın öğretmen burnunun ucunda ki gözlüklerini orta parmağı ile ortasından ittirerek kaşlarının ortasına yapıştırdı.

Looking Out For You Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin