İmanım'ın Yarısı

3.Bölüm: Ömer

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız 😉

" Dünyada çok şey kolay da,insan olmak zor. " - Yaşar Kemal

_______

" Abi bırakaydın ağzını gözünü kıraydım. Bak bakalım bir daha bir kıza dahi yan gözle bakıyor mu şerefsiz! " Sinirle söyleniyordu hala Muaz.

Bende çok sinirlendim ama kavga dövüşle yola gelmezler. Elimi omzuna koyup sıvazladım," Sakin ol artık," Birkaç ay öncesinde Muaz'ın kız kardeşine birkaç it bulaşmıştı. Ondan bu kadar fazla sinirli olması.

Gözümün önünden gitmiyordu kızın çaresizlikle bakışı.. Sesinin titreyişi.. Adı neydi acaba?

İşte! Berkay iti gibi şerefsizler yüzünden hanım kardeşlerimiz korkuyordu. Dışarı dahi çıkamıyorlardı.. Tabi o kardeşin değil. Bunu da nereden çıkardın?

Saçlarımı karıştırdım,fakülteden çıkıp arabaya doğru ilerledik. Bir yanımda Muaz, bir yanımda Hamza ile. Arabanın olduğu tarafa gelince anahtarı çıkaracağım zaman elimin itilmesiyle anahtar yere düştü.

" Vay vay vay. Ömer beyimiz buralardaymış," Berkay, pişkince sırıtarak yanımıza geliyordu. Hamza eğilip yerdeki anahtarı alırken, Muaz bir hışımla Berkay'ın yakasına yapıştı. "Lan seni buraya gömerim! Eline koluna sahip çık!" Kolundan tutup ayırmaya çalıştım.

Annen seni ne ile besliyor Muaz?

" Kardeşim çekil, ben halledeceğim. Sakin ol."Şimdi bittin Berkay efendi... Diyeceğim de, arkadan beş altı kişiyi görmemle duraksadım ve sağ kaşımı kaldırdım. Berkaydan beklenecek bir hareket.Şerefsiz..

Sinsice gülüp," Ne diyordun az önce Muaz'cım?" dedi yakalarını düzeltirken. Tehdit ha? pıs, sökmez bize. Elimi omzuna koyup gülümsedim. bizimkilere bir bakış attım, anladılar. Sağ elimi yumruk yapıp hızla yüzüne savurdum, "Bu, bir kıza zorla dokunduğun için!"

Sonunu güzel bitirelim değil mi? Muaz,iri yarı çocuğa kafa gömüp kenara fırlattı. Gerçekten, tutup çöp gibi fırlattı. Bu sıra karnıma yediğim yumruk ile hafif sendeledim. Ama sen çok oluyorsun! Berkay beyin diğer gözünü de morarttıktan sonra Hamzan'nın yanına geçtim. İki gitti kaldı üç.

" Hamza şu mavi tişörtlü senin," göz kırpıp elini kalbine vurdu. Ee nerede kalmıştık. Tam yumruğumu savuracağım sırada Muaz benden önce davrandı.

Gülerek Muaz'a baktım."Muaz!Hadi bu seferlik bir şey demiyorum ama bana da bırak bende biraz yorulayım,"Çocuk ışın gibi mübarek,bir oradakine yumruk atıyor bir buradakine.

Muaz," Eyvallah bro," deyip baş selamı verdi.Bu sırada güvenlik geldi.Heh tam zamanı.Elindeki copu kaldırıp," Ne oluyor burada?"dedi.

Hamza,eliyle yerdekilerini gösterdi." Gördüğün gibi abi,beş kişi gelmişler güya aklı sıra bizi dövecekler."

İşimiz gücümüz yokmuş gibi aşağılık heriflerle uğraşıyorduk.Tövbe tövbe..

Hamza aynadan yanağında ki hafif morluğa bakarken," Kütüphaneye gidecek miyiz abi?Hem bana birkaç ders notu verirsin,"dedi." Olur."

Aynadan arkaya baktığım da Muaz'ın, kaşları çatık pencereden dışarıyı izlediğini gördüm.Kırmızı ışık yanınca frene bastım.Direksiyonda ritim tutarken ezan okumaya başladı.AzizAllah.Rabb'im, gönlümüze hayırlı olanı ver,amin.

Her ezan okunduğunda dua ederdim.Yanımda duran araçta yüksek sesle şarkı çalıyordu.Kapatır birazdan diye düşündüm..

Yok kapatmıyor.Camı açıp seslendim,"Kardeş!Ezan okuyor ezan!"dedim hafif yüksek çıkan sesimle.Ezana saygısı olsun ya.Beni duymazlıktan gelip,aracını ileri sürdü.Sabır çekip, yeşil ışığı görünce gaza bastım.