Bölüm 3

279 26 9
                                    

*Birsel'in ağzından

"Neyin var Mecnun?"

"Birsel, buradan hemen gitmemiz gerekiyor. Ben kendimi iyi hissetmiyorum!" diye bağırdı.

"Tamam. Şimdi derin derin nefes al. Sakin olmaya çalış!"

Ayağa kalktı ve masayı devirdi.

"Şarkıyı kesin... Size şarkıyı kesin dedim!" diye bağırıyordu.

Herkes bize bakıyordu. Masaya parayı bıraktıktan sonra Mecnun'u tutup restauranttan çıkardım. Mecnun baygındı. Hemen arabaya oturttuktan sonra hastaneye gitmek için arabayı çalıştırdım.

- Hastane -

Mecnun'u kolundan tuttum ve acile giriş yaptım. Hâlen baygındı.

"Lütfen yardım edin!"

"Ne oldu?"

"Biz akşam yemeği yiyiyorduk birden kendini kaybetti ve her yeri dağıttı sonra da bayıldı! Lütfen bana yardımcı olun."

"Siz nesi oluyorsunuz?"

"Ben arkadaşıyım, aynı zamanda psikolojik doktoru."

"Psikolojik bir problemi var, öyle mi? Siz iki numaralı yatağa yatırın ben hemen doktor yönlendireceğim."

Başımı salladım ve Mecnun'u yatırdım. Yaklaşık beş dakika sonra doktor geldi:

"Nasıl bir psikolojik problemi var?"

"O bipolar."

"Teşhisi ne zaman koyuldu ve tedavi görüyor mu?"

"Yaklaşık iki aydır tedavi görüyor. Ben onun doktoruyum."

"Anladım." hemşireye dönüp, "Sakinleştirici yapın zaten doktoru burada, o ne yapılacağına karar verir." dedikten sonra yanımızdan ayrıldı.

1 saat sonra...

*Mecnun'un ağzından

"Birsel biz, neredeyiz?"

"Çok şükür ki uyandın. Senin için çok endişe ettim. Kendini yorma. Nasıl hissediyorsun?

"Ben iyiyim."

Biraz başım ağrıyordu.

"Noldu?"

"Bunları sonra konuşuruz. Ben doktorla konuşayım ve hastaneden çıkalım. Sen burada bekle, tamam mı?"

Başımı 'evet' anlamında salladıktan sonra Birsel yanımdan ayrıldı ve neler olduğunu hatırlamaya çalıştım ama sonuç başarısızdı.

Tek hatırladığım yemek yerken başımın döndüğü ve her yeri bembeyaz gördüğümdü.

Yaklaşık beş dakika sonra Birsel yanıma geldi,

"Doktorla konuştum. Taburcu olabilirsin. Hadi gidelim zaten geç oldu. Sende evde istirahat edersin."

"Evet." dedim ve ayağa kalkmaya çalıştım.

Hastaneden ayrıldık. Arabayı Birsel kullanıyordu. Bir an saatin kaç olduğunu merak edip saate baktım. Yeni güne girmiştik. Arabada sessizlik hakimdi. Bu sessizliği bozmak istedim:

"Ne olduğunu anlatmayacak mısın?"

Bana anlamlı anlamlı baktıktan sonra konuşmaya başladı:

"Yemek yiyiyorduk ve sen fenalaştın. Bende seni hastaneye getirdim. Yarın sabah erkenden seni merkeze bekliyorum. Bazı testler yapacağız.

"Nasıl yani?"

"Şarkı çalmaya başladığında sana bir şeyler oldu. Neden?"

"Bunu seninle konuşmayacağım. Ayrıca ben iyiyim. Testlerine ihtiyacım yok."

"Bak Mecnun. Ben senin doktorunum. İyileşmen için, normal bir hayat sürebilmen için beni dinlemek zorundasın. Şimdi çocuk gibi davranmayı bırak ve biraz çabala."

"Durdur arabayı."

"Ne?"

"Durdur arabayı. Bunun nesini algılayamıyorsun?"

"Delirdin mi sen?"

İyice gerilmiştim.

"Ya arabayı durdurursun ya da ben bu kapıyı açar ve atlarım. Anladın mı?" göz göze bakıştık, "şimdi dur."

Yavaşladı ve durdu. Bende kapıyı açtım ve hızlı tempoyla yürümeye başladım. Arkamdan koşturmaya başladı ve kolumdan tutup beni kendisine çekti.

"Geç oldu. Seni eve bırakayım ve bir daha benimle konuşmazsan konuşma."

"Hayır. Ben kendim de gidebilirim. Sana ihtiyacım yok benim.

Sesini yükseltti:

"Çocuk gibi davranmayı kes artık! Senin bir hastalığın var. Bunu göz ardı edemezsin! Anladın mı?"

"Şu lanet şeyi bana hatırlatıp durma! Yeter artık."

Gözüm taksi arıyordu ve bir tanesi bize doğru geliyordu. Durması için el işareti yaptım.

"Şimdi bu taksiye bineceğim. Sakın peşimden gelme!" dedikten sonra taksiye bindim.

Şoför kapımın önünde indirdi ve anahtarı deliğe yerleştirdim.

Eve girdiğimde bir 'of' çektim ve elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim.

Aynada gördüğüm yüz ben değildim. Yorgun, öfkeli ve gözüme baktığımda tam bir canavar görüyordum.

Artık ben, normal biri olmak istiyordum. Hastalığımın beni yönetmesini değil, hastalığımı ben yönetmek istiyordum.

Benim Hayat HikayemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin