Babam ben doğmadan önce çalıştığı fabrikada gerçekleşen talihsiz bir olay üzerine hayatını kaybetti. Annem beynindeki tümör yüzünden
çalışamıyor , evin bütün yükünü sırtlanmak bana düşüyordu. Doktorların ameliyat olmadığı takdirde anneme biçtiği en uzun ömür 2 ay.
16 yaşında bu kadar sorumluluk altına girmek beni olgun olmaya itiyor , arkadaş çevresinden uzak kalmama neden oluyordu.
Hayattaki tek arkadaşım annem. Ona her baktığımda kaybedeceğim günü düşünüyorum. Tamamen yapayalnız.
Günler olağandan hızlı bir şekilde geçiyor. Sona doğru atılan her adımda biraz daha hissizleşiyorum. Bir yerden sonra canın yanmıyor , birşey hissetmiyorsun.
Bu sabah annem heyecanlı bir şekilde gazete ile yanıma geldi. Gazeteyi alıp gösterdiği kısma göz attım. Ödüllü bir ses yarışması.
Ödül ameliyat masraflarını karşılıyor. Kafamı gazeteden kaldırdım. Annemle bakışlarımız birleşti. İkimizde küçükte olsa bir ümit
olduğunu biliyorduk artık. Tutunduğum herşey , geçen her günle biraz daha kaybolurken burada durup dayanmaya çalışamazdım. Yataktan
fırlayıp seçmelere gitmek üzere yola çıktım. Gazetede yazan adrese geldim. Kapıdaki görevliden seçmelerin yerini öğrendim.
'' 3. kat ilk salon '' Merdivenleri ikişerli atlayarak 3. kata çıktım ve salona girdim. Bir köşede oturup sıramı beklerken heyecan
içinde salonda dört dönen diğer yarışmacıları izlemeye başladım. Adım seslenince salonun en ucundaki küçük odaya girdim. Ekranda çıkan
sözcükleri doğaçlama seslendirmemi istediler. Bittiğinde herkesin yüzünde beğendiklerini işaret eden zayıf bir gülümseme belirdi.
Hayatım boyunca sesimle ilgili çok fazla iltifat duymuştum. Ama bana hep gereksiz bir nitelik gibi gelirdi. Şuan herşeyim
buna bağlı. Elime yarışmaya kabul edildiğime dair bir zarf iliştirip gönderdiler. Yarışma günü gelmişti. Salon tıklım tıklım doluydu.
Yarışmacılar tek tek sahneye çağırılıyordu. Adım anons edildi. Derin bir nefes alarak sahneye çıktım. Sunucu konuşmaya girdi.
'' Şarkıya geçmeden önce klasiklerden bir soru sormak istiyorum. Parayı kazanınca ne yapacaksın Dora ? '' Babamın vefatını ve annemin
durumunu anlattım. Salonda derin bir sessizlik oluştu. Baktığım her seyircinin gözündeki acıma duygusunu hissedebiliyordum. Ağlamamak
için yoğun bir çaba harcamama rağmen gözümden süzülen tek damla yaşa engel olamadım. Bana acımalarını istemiyordum. Çünkü insanları
tanıyordum. Yapmacık , acıklı bakışların üstüne acımı anlıyormuş gibi davranmaları ve sahte teselli konuşmaları. Bunları
görmek benim işkenceden farksızdı. Annemi aklıma getirdim ve gözlerimi kapayıp şarkımı seslendirmeye başladım. Dış dünyayla ilişkimi
kesmiştim , tamamen söylediğim slow şarkıma odaklıydım. Gözlerimi açtığımda yerinde oturan tek bir seyirci yoktu. Herkes ayaklanmış
coşkulu bir şekilde alkışlıyordu. İsmimi haykıran seyirciler salonu inletiyordu. Az önce acıyarak baktıkları bu çocuğa şimdi hayranmı
olmuşlardı ? Ertesi gün aldığım haberle sarsılmadan önce herşey rüya gibiydi. Annem rahatsızlanmış ve hastaneye kaldırılmıştı. İzin
alarak okuldan çıktım ve koşar adımlarla hastaneye geldim. Yoğun bakım odasından çıkan hemşireye durumunu sordum. '' Şuan yoğun
bakımda , durumu hiç iç açıcı değil. Kendinizi en kötüsüne hazırlamanızı tavsiye ederim. '' Hemşirenin sözlerinden sonra olduğum yere
çöktüm. Etrafımdaki nesneler kendini siyaha teslim ediyordu. İçimdeki boşluk beni içine çekiyordu. Anın şoku yerini yoğun bakımdan
çıkan doktorun teselli cümlelerinin yarattığı hüzne bıraktı. Kendimi hastaneden dışarı attım. Gözlerim dökülmeyen yaşlarla yanıyordu.
Güneş , daha önce hiç bu kadar yakıcı ve karanlık olmamıştı. Evin kapısını zar zor açtım ve kendimi içeri attım. Hızla annemin odasına
gidip yatağının yanına çöktüm. Nefesim sığ ve kesik kesik çıkıyordu. Başka hiçbirşey hissetmeyecek kadar öfke ve hayal kırıklığı
ile doluydum. Geride bıraktığı boşluk ,hayatımdan çıkıp gidince hissettiğim yakıcı ateşten daha fazla acı veriyordu. Bitsin istiyorum
anne. Döneceksin diye yaşanmaz biliyorsun. Kendimi ayağa kalkmaya zorladım ve annemin yatağa sinmiş kokusunu içime çektim. Kararımı
vermiştim. Bitmeliydi. Bodrum katına inip sağlam bir ip ve bir sandalye aldım. Sanırım en kolayı bu olacaktı . İpi bağladım sandalyeye
çıktım geriye tek bir adım kalmıştı . Tek bir hareket tüm acılarıma son verecekti. Gözlerimi yumdum. Derin bir nefes aldım ve
uzun ince kurdelelerle tutturulmuş balonlarmış gibi hayallerimi bıraktım. Ayaklarım boşlukta sallanıyordu. Her yer karardı. Tek
gördüğüm uzaktaki ışık kümesiydi. Işık kümesi yaklaştıkça şekle bürünmeye başladı. ANNE...?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON
Mystery / ThrillerNefesim sığ ve kesik kesik çıkıyordu. Başka hiçbirşey hissetmeyecek kadar öfke ve hayal kırıklığı ile doluydum. Geride bıraktığı boşluk, hayatımdan çıkıp gidince hissettiğim yakıcı ateşten daha fazla acı veriyordu. Bitsin istiyorum.