Antalya'ya taşınalı 3 gün olmuştu. Buraya hala alışamamıştım. Diğer şehirlerede pek alıştığım söylenemez. Ailemin işi nedeniyle sürekli bir yerden bir yere gidiyorduk daha doğrusu sürükleniyordum.Doğru düzgün arkadaşlarım bile olmamıştı, galiba en acısıda buydu. İnsanın dertleşecek arkadaşları olmaması.
Bu arada ben Azra lise sona gidiyorum. Açık kumral dalgalı saçlarım ve mavi gözlerim var. Ailenin tek çocuğuyum. Benim aksine annem ve babam kahverengi gözlü.
Antalya'ya kalıcı taşındığımız için üç katlı bir ev aldık. Bahçesi oldukça büyük. İlk katta oturma odası, mutvak vb. var. Benim odam son katta. Odamı tamamiyle kendim dizayn ettim. İyi resim çizer ve kombin yaparım.
Bu yüzden de üniversiteyi sanırım moda ve tasarımcılık üzerine okuyacağım. Çünkü tek yapabildiğim şey sanırım resim çizmek.
Ailem oldukça varlıklı olduğu için özel okula yazdırdılar. Okullar yarın açılacaktı. Son senemiz olduğu için okula okul üniformasıyla gitmeyecekmişiz. Bu şehirde sevdiğim ilk şey bu olsa gerek.
Annem ile alışverişe çıkmıştık. Alışveriş yapmayı çok severim. Bu sırada vitrinlere bakarak gezerken bir kırtasiye dükkanındaki günlük gözüme çarptı. Neden bilmiyorum ama içimden bir ses onu almamı emretti. İçeri girip direk o günlüğü aldım. Eve geldiğimde günlüğü önüme koyup kendime bir söz verdim:
Belki arkaşım olmayabilir ama bu günlük artık benim arkadaşım olacak. Başımdan geçen tüm olayları buraya kaydeteceğim. Bunun için kendime söz veriyorum.
İşte herşey bu günlüğü almam ve kendime verdiğim sözle başladı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNLÜK
FantasyAzra'nın ailesi iş nedeniyle sürekli yer değiştirmektedirler ve artık buna bir dur deme zamanının geldiğini düşünüp Antalya'da kalıcı bir iş bulmuşlardır. Konuşmayı sevse de aslında biraz içine kapanık olan Azra o gün aldığı günlüğe kendi arkadaşıy...
