Merhaba değerli okurlarım! Yeni bir istek hikayeyle karşınızdayım. Bundan sonraki hikayede yine isteğiniz varsa bunu yorumlarda ya da özelden bana belirtebilirsiniz.
Konu: Tiyatro oyununda Tom, senin de görev almanı sağlar. Böylece flörtünle geçirecek yeterli zamanı bulamazsın. Tiyatro oyunu olarak -benimle özdeşleşmiş olan müzikal- Phantom of the Opera'yı ele aldım. Tşk.
Ön bilgi: Altı yaşındayken Hiddleston ailesi seni evlat edindi ve çok kısa bir zamanda onların gerçek kızı oldun. Tom sana öyle çok bağlanmıştı ki, sahiden koruyucu bir abi imajı çizmişti.
Tom Hiddleston, Yaş: 24
Y/N,Yaş: 17 (İngiltere'de bu yaş normal)
İyi Okumalar...
***
Kıyafetlerin (Ben bu tarz bir kombin düşündüm. Siz istediğiniz gibi hayal edin. Sonuçta konuya etkisi yok)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu akşam hep birlikte, ailecek kutlama yemeğindeydiniz. Çünkü Tom, prestijli bir müzikalde baş rollerden birini oynayacaktı. Babası Norman pek ümitli değildi bu rolü alacağına dair, bunu defalarca kez dile de getirdi. Oyunculuk herkesin harcı değildi tabii. Onca kişi arasından oğlu seçilecek değildi ya! Fakat Tom yılmadı ve gece gündüz çalışmaları sonucunda rolü kaptı. Yalnızca drama yönüyle değil, opera söyleyebilmeliydi de bu rolü alacak olan kişi. Patricia'nın kolunun uzun olması, projenin yalnızca adı geçtiğinde haberinin olmasını sağlamış, Tom'un yeterli düzeyde şan eğitimi almasına yaramıştı. Sen özel bir lisede korodaydın. İlk, yıl sonu gösterinizde soloya kimin çıkacağı tartışılırken sen özel bir şan hocasından ders almış ve soloya çıkmayı hak etmiştin. Hala bağlarını koparmamış olman üvey abinin de işine yaramıştı tabii. Sonunda da lüks bir restoranda akşam yemeği yiyordunuz işte! İngiltere'nin en gösterişli mekanıydı burası. En zengin ailelerin yemek yediği bir yerdi. Bunu bildiğin için sen de ona göre bir kıyafet seçmiştin. Hem romantik hem de baştan çıkarıcıydı.
Tom restorana sizden önce varmıştı. Bu yüzden seni ilk kez orada gördü ve salona girerken güzelliğinle nefesi kesildi. Film projeleri ve sahne ışıkları derken seni epey ihmal ettiğinden birkaç aydır görüşmemiştiniz. Bu bir kaç aydaki değişimini hemen fark etti.
Masanın yanına gider gitmez alelacele Tom'un boynuna sarıldın.
- Seni çok özledim! Beni bu kadar ihmal etmemelisin!
Tom, boynundan yayılan kokunun esiri olmuştu. Uzun zamandır seni görmeyişi özlemini katlamıştı. Birbirinizden ayrıldıktan sonra Norman ve Patricia ile de selamlaşma merasimi başladı. Ardından masada yerinizi aldınız.
Masada herkes çok keyifliydi. Tom elbette babasına takılmadan edemiyordu. Çok ileri görüşlü olduğundan bahsedip gülüyordu. Patricia da ona eşlik ediyorsa da böyle görünmemeye çalışıyordu. Sen ise anlatılan her şeye yalnızca gülüyordun. Tom göz ucuyla sana baktığında telefondan başını kaldırmadığını gördü. Biriyle mesajlaşıyordun ve bunun bir erkek olabileceğinden rahatsız olarak ağzından laf almaya çalıştı. Yine de bu fikir onu heyecanlandırmıştı ki, kelimeleri zor seçiyordu.
