Anne Kokusu

152 8 0
                                    


Değerli oylarınızı ve görüşlerinizi bekliyorum arkadaşlar..
Seviliyorsunuz..
Keyifli okumalar dilerim..

-------------------------------
07.07.2015 / Salı
Şikago / USA

Kailey ve babası bakışırken ortamda iğne atsan yere düşmeyecek kadar gergin bir hava vardı. Vernon anahtarın olmadığı fark etmemişti ama kızını arka kapıdan içeriye girerken görünce sinirle solumuştu.

" Nereden geliyorsun sen, sabahın bu saatinde birde arka kapıdan gizlice, ne işler katıştırıyorsun?"

Kailey korkmadan dikildi babasının karşısında, madem yakalanmıştı söyleyecekti, bundan sonra ona boyun eğmeyecekti.

" Arkadaşımdan geliyorum, bir sorun mu var?"

" Yok canım ne sorun olacak, sen istediğin zaman istediğin yere git, benim söylediklerimi kâla alma, arkadaşıma karşı beni mahcup et, Justin' in babası aradı bana neler neler söyledi. Tabi senin umrunda değil, sen anca bana karşı gelmeyi bilirsin."

" Ne yapmamı bekliyorsun baba, hiç tanımadığım bir adam ile sırf sen emrettin diye evlenmemi mi. Benim düşüncelerimin bir önemi yok mu, kocaman bir kadınım ben ve aklımda başımda, kendi kararlarımı kendim verebilirim."

Vernon biraz daha yaklaştı genç kıza, gözlerinden ateşler saçıyordu.

" Bundan sonra benim haberim olmadan nefes bile alamayacaksın anladın mı, şimdi çabuk odana çık."

Kailey alayla güldü, onunda gözlerinden ateşler çıkıyordu, ama sinirden değildi bu. Kırgınlıktan, boşvermişlikten di. Babası onunla doğru düzgün konuşmaktan bile kaçıyordu, onunla tartışamıyordu bile, sürekli susturuluyordu.

" Beni neden sevmiyorsun."

" Ne diyorsun sen, hemen odana git dedim."

" Beni sevmiyorsun, bunu gözlerinden anlayabiliyorum, bana olan nefretini her zaman o gözlerinde gördüm. Peki neden, neden baba, beni neden sevmedin, söyle bilmek istiyorum."

Vernon hala cevap vermeden ona bakıyordu, buna verebilecek milyonlarca cevabı vardı ama konuşmuyordu. Kailey o konuşmadan tekrar konuştu, artık bazı şeylere dayanamıyordu.

" Bana sakın, senin yüzünden karım öldü o yüzden seni sevmiyorum deme. Buna inanmam çünkü önceden de hiç sevmedin beni. O korkunç olay olmadan önce de beni sevmiyordun, hatırlıyorum da her fırsatta benim canımı yakmak için tetikte bekler gibi bir halin vardı.Bana doğum günlerimi bile kutlatmıyordun, bir kere bile yaptırtmadın.

Bir kere bile saçımı okşayıp bana kızım demedin. Bir kere bile bana bakıp gülümsemedin, güzel bir söz söylemedin. Kısacası bana insan gibi davranmadın, hep ittin hep uzak durdun, hep kalbimi kırdın. Beni hiç bir zaman sevmedin, bunun nedenini öğrenmek istiyorum. Beni neden sevmediğini, beni neden istemediğini öğrenmek istiyorum, bu benim hakkım."

Derin bir nefes aldı ve sustu, Vernon hala cevap vermeden ona bakıyordu, kaşlarını daha da çatmış ona düşmanına bakar gibi bakıyordu. Hissediyordu genç kız, onu sevmemesinin altında basit bir şey yatmıyordu, çok daha önemliydi. Bunu öğrendiği anda her şey değişecekmiş gibi geliyordu, hem bunu istiyordu hemde bilinmezlik onu endişelendiriyordu.

Hiç bir zaman sevilmemeye alışmıştı ama bunun nedenini öğrenmeye kendini hazır hissediyor muydu işte bu çok karmaşıktı. Vernon dişlerini biraz daha sıktı, eli ile odanın aralık kapısını gösterip sertçe bağırdı ve çıkıp gitti. Genç kızı yine bilinmezlik içinde ve cavapsız bıraktı.

" Çabuk odana, bir daha ne bu odaya gir, ne de böyle saçma sapan şeylerle bana gel. Ben gidiyorum, senin yüzünden kaybettiğim karımı anmam gerekiyor."

YARALI MİNİK KUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin