8. BÖLÜM : SAKLI GERÇEKLER

106 6 0
                                    

Selam Cesurlar📘

Bu hikayede bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler...

Umarım beğenirsiniz...

Keyifli okumalar.📖

⌨⌨⌨

Ben var oluştum o ise yaşamaya değecek kadar güzel bir yok oluştu.
Bu dünyada var oluşun yok oluşla büyük bir imtihanı vardır, çünkü var oluşta bir gün yok olacağını biliyordu...

**********

**********

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

8. BÖLÜM "SAKLI GERÇEKLER"

Yanaklarındaki ellerimi çekerek onu kendimden ittim, bunu beklemediği için geriye doğru sendelendi. Burnumu çekerek yüzümdeki yaşları sildim. "Çık git." Diyerek elimle gitmesi için kapıyı işaret ettim.

"Konuşacağız gitmiyorum hiçbir yere!" Diyerek bakışlarınında eminliğini belli etti. "Hadi." Diyerek mutfaktan çıktı, ellerimi saçlarıma geçirdim. Bir süre bekledikten sonra mutfaktan çıktım ve onun salonda koltuğa yerleştiğini gördüm. İfadesiz bir yüzle baktım yüzüne çünkü ben ona "git" dediğim hâlde sanki ben "git" dememişim gibi gitmiyordu. "Ben çok ciddiyim İzel." Net bir dille konuştu. "Seninle konuşmadan şuradan şuraya gitmem." Diyerek eliyle olduğu yerle koltuğun karşısındaki sehpanın yanını işaret etti.

"Konuşacak ne var Alaz?" Pes ederek gitmeyceğini anladım ve sakin bir sesle konuşarak karşısındaki sehpanın üzerine oturdum. "Hadi konuşalım." Bir süre yüzümü izledi. "Hadi her bir yaramızın üstünü kapatacak olan bir sebep söyle bana da ben dinleyeyim." Derin bir nefes aldı ve öne doğru eğilerek dirseklerini dizlerine yasladı.

"Her şeyin şuanlık sadece mantık tarafını söyleyebilirim." Kafamı olumlu anlamda salladım.

"Yeter ki bir şey söyle. O bile yeter bana."

Eliyle yüzün sıvazladı ve öne doğru oturduğu için ellerini de önünde birleştirdi. "Ben gittikten sonra ki günün sabahı, sizin başınıza bela olan adamlar vardı hatırlıyor musun?" O konuşunca hatırlamak adına kaşlarımı çattım ve kafamı olumlu anlamda aşağı yukarı salladım.

"Evet, senin onlara "Manevi" borcun vardı yani onlar öyle söylemişlerdi." Bu sefer Alaz kafasını olumlu anlamda salladı.

"Onların sizi bildiğini bilmiyordum." Sesi boğuk çıktı, bakışlarımı kaçırdım. "Gerçi borcum falan da yoktu. Beni ortadan kaldırmak istediler sadece."

"Neye bulaştın sen Alaz?"

"Ben doğduğum gün günah işledim." Dedi, kendi hâline güler gibi bir gülümseme belirdi yüzende. "Sizi nereden biliyorlardı onu bile bilmiyorum."

ŞAH&MAT Mahalle HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin