Alexander'dan
Çalar saatimin kulak tırmalayan sesiyle birlikte istemsizce gözlerimi açtım ve çalar saati kapattım. Birkaç dakika tavana boş boş baktıktan sonra yatağımda doğruldum. Saat dokuzu çeyrek geçiyordu. Bu arada ben kim miyim? Benim adım Alexander, gerçek soyadımı bilmiyorum. Daha bir yaşındayken yetimhaneye bırakılmışım ve bırakılmamdan birkaç yıl sonra da bu dünyadaki herşeyim olan üvey ailem beni evlatlık almışlar. Her ne kadar üvey de olsalar onları çok seviyorum. Onlarda beni çok seviyorlar. Şuan 13 yaşındayım ve yaklaşık 10 yıldır üvey ailemle kalıyorum. Bir kardeşim de var adı Emily. 12 yaşında. O herşeyim ve o her konuda bana destek çıkar. Ama okula gittiği zamanlar görüşemiyoruz çünkü o yatılı bir okula gidiyor. Bizde yazları deli gibi eğleniyoruz.Yatağımdan kalktım ve dolabımdan kıyafetlerimi alıp üstümü giyindim. Aynada saçımı düzeltirken Annemin sesiyle irkildim.
"Alex. Uyandın mı oğlum? Kahvaltı hazır, hadi gel."dedi. Evet ailem bana Alex der. Aslında bende Alex denilmesini seviyorum.
"Evet uyandım Anne. Geliyorum."diye bağırdım bende ve odamdan çıkıp aşağıya indim.
"Günaydın millet"dedim gülerek sandalyeme otururken.
"Günaydın"dedi Annem ve yanağıma bir öpücük kondurdu.
"Abi bugün kaykay sürmeye gidelim mi?"diye sordu Emily hevesle.
"Olur gideriz."dedim bende gülümseyerek. O sırada Babam geldi ve "Günaydın benim sevgili ailem"diyerek yanıma oturdu. Bizde ona "günaydın"dedik.
"Bana da pastırma bırakın."dedi Babam gülümseyerek, biz tam pastırmaları bitirirken. Hep birlikte güldük ve kahvaltımızı yapmaya devam ettik. He bu arada annemin adı Betty babamın adı da Klaus.
Kahvaltımız bittikten sonra Emily ile kaykaylarımızı alıp dışarıya çıktık. Caddeye çıktığımızda karşı komuşumuz bize bizi öldürecekmiş gibi bakıyordu. Çünkü bir hafta önce annem ile birlikte komşumuza misafirliğe gitmiştik ve Emily ile bahçede oyun oynuyorduk. Kendimi oyuna fazla kaptırıp yüksek sesle bağırmıştım ve komşumuzun evinin tüm camları tuzla buz olmuştu. Ben tesadüf olduğunu düşünüyorum çünkü sesim cam kıracak kadar güçlü değil. Ama komşumuz öyle düşünmüyor.
Ona gülümseyip yolumuza devam ettik. Evimizin yakınlarındaki parkta durduk.
"Bak şimdi, buradan başlayacağız ve 3 tur atacağız yarış burada bitecek."dedim gülümseyerek.
"Anlaşıldı. Ama yenilmeye hazır olmalısın."dedi Emily'de gülerek.
"Bence sen hazır ol bücür."dedim bende gülerek. Ve yarışa basladık. Ben öndeydim ta ki Emily beni sollayana dek. Şimdi bana fark atmıştı.
Yarış bitmişti ve Emily kazanmıştı.
"Nasıl yendim ama?"dedi Emily gülerek.
"Ben izin verdim yoksa yenemezdin"dedi bende gülerek.
"Tabi tabi."dedi ve kahkaha attı. Sonra da evin yolunu tuttuk.
Yaklaşık 10 dakika sonra eve gelmiştik. Kapıyı çaldık. Ama kimse açmadı. Tekrar çaldık yine kimse açmadı.
"Abi anahtarın var. Açsana kapıyı"dedi Emily. Anahtarımın olduğunu unutmuştum. Anahtarım ile kapıyı açtım. İçeriye girdik ve salonda olan Annem ile babamı gördük. Ama bir dakika salonda biri daha vardı...
~425 kelime~
EVET bu bölüm bitti. Biraz kısa oldu o yüzden özür dilerim. Diğer bölümler daha uzun olacak. İnşaallah saçma olmamıştır. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın sevgili cadı ve büyücüler:)
Sizce salondaki kişi kim olabilir?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KEHANET~ | Alexander Snape
Fanfiction~31 Temmuz 1980'de aynı anda farklı yerlerde iki kalp aynı anda atmaya başladı.~