Giriş

3.4K 125 106
                                    

Öncelikle hepinize merhaba kuzular  🌙🫀🖤

Bol bol yorum ve oylarınızı bekliyorum.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°♡°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Yandığım sokakları gezdim birbir. Küllerim saçılmış etrafa. Duvarları boyamış küllerim kan rengine. 'İnsan eksildikce ağırlaşırmış.' demiş şarkı. Daha iyi anladım bu tenha sokaklarda. Ben artık kalkamıyorum.

Annem ve ikizimle birlikte küçük bir evde yaşıyorduk. Bembeyaz hayallerimdeki gibi bir evde. Küçük huzur kokan bir evde.

Bu gün doğum günüm. 22 Mart

Çok severim doğum günlerimi. Bu yılda her zaman ki gibi heyecanla kalktım yatağımdan. Doğum günleri klasiklerimız vardı.

Sadece doğum günlerimde erken kalkardım. Daha doğrusu uyuyamazdım heyecandan.

O gün içim içimi yiyordu güneşin doğmasını bekledim karşımdaki küçük ayıcığımla. İkizim Meyra almıştı onu. En sevdiğim oyuncağım. Çok küçük tatlı bir ayıcık o.

Güneş doğuyordu artık, içimdeki heyecan güneş yükseldikçe artıyordu. Neden bu kadar heyecanlıyım bilmiyorum. İçimde rengarenk kelebekler uçuyor sanki. Hep çok sevmişimdir renkleri. Doğum günüm benim rengim. On iki ayı boyamama izin verseler mart ayını gökkuşağı yaparım.

Güneş artık parlamaya başladığında yatağımdan kalkarak annemin yanına gittim.

"Anneee, kalk hadi biz doğduk." dedim annemin yanağına kocaman bir öpücük bırakırken.

Annem gözlerini yavaş yavaş açarken bana en güzel tebessümlerinden birini göndermişti. Küçücüktüm ama o gülümseme kalbimi ısıtmıştı sanki.

Annem hemen beni yanına çekmiş ve gıdıklamaya başlamıştı. Hem annemi durdurmaya çalışıyor hem deli gibi kahkaha atarak tüm evi inletiyordum. Belkide tüm mahalleyi. Artık gülmekten sesim kesik kesik çıkmaya başladığında Annem serbest bıraktı beni. O ana geri dönsem kalmazdım o yataktan. Durdurmazdım onu.

Bir anda kapıda kollarını çiçek yapmış Meyra bize somurtarak bakıyordu. Annem onu görür görmez yatağın yanına iki kez vurdu. Meyra annemin hareketine aldırış etmeden omuz silkti.

"Gelmiyorum ben siz bensiz nasıl gidiklamacacılık oynarsınız." dedi omuzlarını bir kez daha silkerken.

"Meyra neden sürekli gidiklamacacılık diyorsun gıdıklama oyunu demek daha kolay." dedim konudan alakasızca. Hep böyle yapardı. Kelimelere gereksiz şeyler ekleyerek işini zorlaştırırdı. Annem bir anda yataktan kalktı. Hızlıca Meyra'nın yanına giderek kucağına aldı. Meyra çırpınıyor, Meyra çırpındıkça annem öpüyordu. Annem yavaş yavaş yatağa yaklaşırken ben tehlikeyi fark etmiştim. Tam yataktan kaçmak üzereydim fakat Meyra bir anda yanımda belirdi ve beni gıdıklamaya başladı. Hemen arkasında annem vardı. Annem Meyra'yı dururarak ikimizi gıdıklamaya başladı. Hem annemi durdurmaya çalışıyor hem deli gibi kahkaha atarak tüm evi inletiyorduk bu sefer. Artık tüm mahallenin bizi duyduğuna emindim.

Doğum günleri klasiklerinden biride, her doğum günü sabahı krep yapardık birlikte. Daha doğrusu annem yapar biz onu tezgahta oturarak izlerdik.

Annem kremleri pişirmeye başlamıştı bizde tezgah üstünden inip masayı kurmasına yardım ettik Meyra ile birlikte. Birkaç kahvaltılık çıkarttıktan sonra, birlikte portakal suyu sıktık ve artık masaya geçtik. Yemeğimizi yedikten sonra kapı çalmıştı.

Gelen Arast'ı. Bezi çağırmak için gelmişti.Ağaç evimize çağırıyordu. Evet, evet ağaç evimize. Bu evi geçen sene Aras'ın babası Haldun amca yapmıştı. Bizde havanın soğuk olduğu zamanlar oraya gidiyorduk. Aslında soğuk olmasada gidiyorduk ama çok önemli bir detay değil bu.

SİYAH GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin