0.3 / Geçmiş × Geçmemiş ✓

69 10 1
                                    


Okulda arsız ve özgür koşuşturan çocukları biliyor musun?
Peki onların her birinin büyüdüğünde neye dönüştüğünü?
Özellikle iki kişinin hikayesinin nerede başladığını, hiç bilmiyorsun!?
Sence ayrı yerlere ait kişilerin hikayeleri beraber devam etmiş olur mu?
Bedenler kalpler kadar iz bırakır mı?

Liseli bir genç... Üzerinde siyah kareli çizgileri olan kırmızı bir ceketi yeni almasının sevinciyle sınıftan tenefüs vakti yavaş adımlarla çıkarken birden aklına ceketini yeni aldığını birine söyleme isteği gelmişti.

Bastıramıyordu bu isteği o kadar para biriktirip beğenerek almıştı bu güzel parçayı, uzun kolidorda salına salına yürürken ceketin üstüne sarılıp duruyor ceplerine ellerini sokarak kumaşını okşuyordu.
Birden aklına esen rüzgarla aklı başına gelmişti.
Onun arkadaşı yoktu ki?

Kolidorda yürüyen ayakları aniden durmuş ellerini pantolonunun cebine sokup etrafına bakarak hayatını sorgulamıştı.
O hep utangaç ve bir o kadar da arkadaş canlısıydı ama kimse onunla yakınlık kurmamıştı. Görünmez gibiydi o, okula gelir sessizce dolaşır tek kelime konuşmadan bir gün geçirirdi.
Neden insanların tercihi değildi ki?

Arka tarafından gelen gürültülü sesleri duyduğunda hızla düşüncelerini dağıtıp arkasını döndü. Ellerini cebinden çıkarıp oraya başını uzattı.

Bir kaç siyah giyimli genç muhtemelen bir arkadaş gurubu, yüksek sesle biriyle şakalaşıyorlardı ama kim olduklarını çözememişti Jungkook. Hâlâ onlara dikkat kesilirken birinin onun üzerine doğru yürüdüğünü yeni fark ettiğinde daha kılını bile kıpırdatmaya zaman bulamadan bir omuzun kendi göğsüne geçirilir bir şekilde çarptığını hissetti.
Cılız bedeni geriye doğru sarsılırken başını yere eğdiğinde kalın bir sesin ona doğru konuştuğunu duydu.

"HEY! önüne bakmıyor musun ha?"

Başını kaldırıp ona bağıran kişinin yüzüne baktı. Kaşları çatık ve sinirli görünüyordu. Neden bu kadar kızmıştı ki?

"Cevap versene! Neden bana çarpıyorsun?"

Yüzüne daha şaşkın bir ifadeyle bakarken konuşmak istedi ama ne diyeceğini bilmiyordu.
Ona çarpan kişi oydu!
"Sana çarpmadım."

Önündeki yaşıtı kaşlarını kaldırarak dalga geçer gibi bir ifade takındı.
"Ne yani, benim yalan söylediğimi mi söylüyorsun? Ben mi çarptım!"

Jungkook etrafına çaktırmadan baktığında biraz uzaktaki gurubun onları pür dikkat izlediğini gördü. Gözlerini biraz daha gezdirdiğinde farklı farklı sınıflardan diğer öğrencilerin de onların taze tartışmasını izlediğini görmesiyle seslice yutkundu.
"Hayır ama-"

Jungkook'un üzerine daha fazla yürürken "Bir de... Ama mı diyorsun?" Diyerek elini üstüne uzattığında ceketinin omuzunu avucunun içine alıp yüzüne doğru tam bir şey söyleyecekti ki Jungkook "ONA DOKUNMA!" Diyerek yüksek sesle bağırarak önündeki kişinin ceketini kavrayan bileğini tutup bir hışımla onu duvara doğru ittirdi.

Nefes nefese kalmıştı ceketine zarar gelecek endişesiyle atan kalbiyle birlikte. Adama sert bir şekilde bakarken adamın bakışları çok sorgular biçimdeydi.
Neden pısırık çocuğun üstündekine dokununca tepki verdiğini anlamaya çalışıyordu.
Çocuğun biraz üzerine doğru yürüdü.
"Sen kimsin ha?"

Çocuk elini ona doğru tuttu.
"En azından senin gibi bir yalancı değilim ben!!"

Arkadaki kişilerden bir kaç mırıltı sesi geldiğini duyuyordu.
Kalbi küt küt atarken yüreği hopluyordu, genç çocuk ilk defa bu kadar sesliydi bu okulda.
Karşısındaki yaşıtı Jungkook'un üzerine yürürken elini çenesine doğru uzatmasıyla Jungkook ani bir refleksle geriye doğru gitti.

Boketto -tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin