2.bölüm

17.8K 526 7
                                    

Kara yağız elinde gazeteye sarılmış dumanı üstünde tüten ekmeği alıp mahallenin yokuşunu tırmanırken bir taraftanda söyleniyordu
" ulan yandı elim hay anasını "
Fırından yeni çıkmış ekmek ellerini yakarken hızlı adımlarla büyük yokuşun sonuna yaklaşmıştı arkadaşı cemil koşarak yağızın yanında bitti.

" abi karşı mahalleyle maç varmış napıcaz gidiyozmu ? " .

" oğlum mahallede bizsiz maç olurmu gidecez tabi dur hele bi şu ekmekleri eve bırakayım gelirim hemen "

cemil diyer mahalle arkadaşlarını toplamaya giderken yağız oturduğu apartmanın kapısını aralayıp içeri girdi. Bir kaç merdiveni çıktıktan sonra zile basıp kapının açılmasını bekledi. Annesi oğlunu gördüğünde gülümseyip elindeki sarı bezi önlüğünün cebine astı. " ay benim kara yağızım gelmiş aldın mı ekmekleri " ." Aldım emine sultan sen şunları al hele yandı ellerim " . " niye girmiyon eve dikilip duruyon öyle ev soğucak sıpa " " maç var ana girmiyecem hade ben kaçtım " annesi arkasından söylenirken hızlıca çıktı apartmandan elleri ceplerinde ıslık çalarak yokuşu inmeye başladı. 23 yaşına girmiş tüm mahalleli tarafından sevilen  duruşu, efendiliğiyle tüm mahalleninin güvenini kazanmış yeşilin en güzel tonundaki gözleri onu sert ve erkeksi gösteren   kirli sakalı ve tapılası yüzüyle tüm genç kızların içi giderek baktığı mert delikanlıydı mahallede tüm esnafın dilinde kara yağız lakabıyla anılırdı . Babası emekli tır şoförü tıpkı kendisi gibi aynı yol üzerinden gitmesi için uğraşıyordu oğlunun .yağız tır şoförlüğünün ona göre olmadığını söylesede babasının ısrarları onu çileden çıkarıyordu sonunda emlakçıda iş bulmuş babasının tır şoforü takıntısından kurtulmuştu. Yağızın eve yaptığı katkı babasının da aldığı emekli maaşıyıyla kendi yağlarında kavruluyorlardı. Birde tatlımı tatlı tobik yanaklı dili pek çekilmesede yağızın canı ciğeri anası vardı babasını da severdi anası bir başkaydı gözünde babası emekli olmadan önce çıktığı uzun tır yolculuğundan dolayı eviyle pek ilgilenememiş hep anne kollarında büymüştü bu yüzdendi anasına olan düşkünlüğü. Sonunda karşı mahalleyle oynalınan maçta 3 - 0 galip gelmişler karşı mahalleyi alt etmişlerdi yağız yanındaki en iyi arkadaşı cemile yürürken cebinden çıkardığı sigarasından bir tane alıp dudaklarına yerleştirdi sigarasını yakıp dışarıya üflediği gıri dumanın havaya karışmasını izledi. Her zamanki çay içtikleri kahveye oturup birer çay söyledikten sonra sohbetin koyuluğuna kaptırdılar kendilerini. Genç kadın öğle yemeğinden sonra yaptığı alınacaklar listesinde eksiklik olup olmadığına bakmak için tekrar gözden geçirdi. Yeni taşındığı için hijenik malzemeler ve yiyecek içeçeğe ihtiyacı vardı. Hazırlanıdıktan sonra hırkasını da üzerine alıp henüz aşina olmadığı mahalleye göz gezdirdi. Sevmişti bu mahalleyi etraftakilerin sevecen bakışlarıyla karşılaşmak çok hoşuna gitmişti genç kadının. Pek yabancılık çekmiyordu. Elindeki alışveriş listesini katlayıp cüzdanına yerleştirdi. Yakın bir yerdeki küçük markete girip liste yi okuyarak aldığı malzemeleri alış veriş arabasına tek tek koyarken çalan telefonuyla irkildi. Telefonu açıp kullağına yerleştirirken halasının kulağına dolan tatlı sesiyle gülümsedi

" leylam naptın yerleştin mi bi eksiğin varsa deyi ver gönderiyim enişteni " .

" yok halacım sağolasın eksiklerim vardı marketeyim şimdi hepsini hallettim ben yerleştim de yeni komşularım da yardımcı oldular " .

" ahh kuzum ya ne vardı da dursaydın yanımızda oralarda benim aklım sende kalcak "

" yük oldum size halacım böylesi daha iyi merak etme sen bak hem şurdan şurası görmeye geliriz birbirmizi "

" aa o nasıl laf öyle kuzum aşk olsun ne yükü olacan bana sen görmeye geliriz gelmesinede olmadı böyle "

" tamam halacım benim şimdi biraz işlerim var sonra konuşalım mı ? "

" tamam kuzum hadi kolay gelsim öptüm ".

" sağolasın halacım görüşürüz "
Telefonu kapatıktan sonra aldıklarının parasını ödeyip poşetleride aldıktan sonra marketten elindeki ağır poşetlerle dışarı çıktı.

Mahalle AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin