Tekrardan hepinize merhaba! Yeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım hoşunuza gider, medyada ki şarkı okuyacağınız bölümde arabada çalan şarkıdır okurken şarkıyı açarsanız sevinirim. İyi okumalar...
🤍
Bazen canınızı sıkan bazı olaylar olur, ama sesinizi çıkartamazsınız. Sesinizi çıkartmak istersiniz çığlık atarak gerçekleri anlatmak, bağırmak hatta ortalığı birbirine katmak. Ama tek yaptığınız şey sessizce oturmak , doğru bildikleri yanlışları izlemek ve kendi içinde savaş vermek olur. Ve o savaşın bir kazananı olmaz, kaybedersiniz.
Kaşlarımı çatarak Boysan'a baktım. Tanımadığım bir adam bizi sevgili sandı diye neden boka batacaktım ki? Boysan derin bir nefes alıp arkasına yaslandı.
"Konunun benle alakası ne? Sevgilim değil de geç. Sana inanmaz falan, çağır ben söyliyeyim de konu kapansın." dedim. Boysan alay eder gibi sırıttı. Bu ağzının ortasına çakmak istememe sebep olsada sakin kaldım.
"Öyle mi madam zeki? Ne diyeceksin, pardon sen yanlış anladın biz sevgili değiliz mi? " diye sordu. Tam olarak öyle diyecektim ve o da salak değilse anlayacaktı. Boysan sanki içimden verdiğim cevabı duymuş gibi konuştu.
"Sevgilim olup olmaman onun umrunda bile olmaz. Benim şuan burda seninle oturmam bile seni düşmanı olarak görmesi için yeterli bir sebep." dedi. Gözlerimi kısıp suratına baktım. Kamera şakası falan mı yapıyordu?
"Sen bunu bile bile en göz önünde duran kafeye benimle oturuyorsun öyle mi? Sen ne tür bir manyaksın ya!" dediğimde sinirlendiğini hissedebiliyordum. Fakat bu ne kadar umrumdaydı tartışılır. Manyak herif!
"Sence senin gibi biri sevgilim sanılsın ister miyim? Bence istemem. Seninle düşündüğün gibi bilerek göz önünde de oturmam. Yurt dışındaydı demekki dönmüş. O yüzden madam zeki , o çeneni kapatta ne yapacağımızı düşüneyim." söylediklerini umursamamam gerekirdi ama nedense moralim bozulmuştu. Onun sevgilisi olmaya meraklı değildim zaten! Ama yüzüme vurması sinirimi bozmuştu.
"Kim olduğu da neden sana düşman olduğu da umrumda değil. Bizi görmesi ve sevgili sanması da umrumda değil. Bununla uğraşacak vaktimde yok. O yüzden çakma sevgili ne yapacağımızı değil, ne yapacağını düşün. İyi düşünmeler!" diyerek ayağa kalkıp çantamı koluma taktım. Gideceğim sırada sertçe kolumdan tuttu. Önce koluna sonra gözlerine baktım, eğer kolumu bir an önce bırakmazsa onun siniri benimkinin yanında bir hiç olarak kalacaktı.
"Şaka falan mı sanıyorsun sen bu olanları! Burdan yalnız çıkarsan zarar görürsün. Ve tek zararı sana vermez, çevrendeki herkes senin bu triplerin yüzünden tek tek zarar görür. Şimdi ben hiç kimseyi düşünmüyorum inatçı bir saftiriğim diyorsan çık git, umrumda bile olmazsın. " yüzüne tekme yapıştırmaya çalışsam becerebilir miydim? Hayır. Zarar görürmüşmüşüm!
Sanki gitmeyeceğimi bildiği için kolumu bırakmış, rahat bir şekilde tekrar yerine oturmuştu. Şuan çekip gitmek ve onu burda böylece bırakmaktan başka hiçbir şey istemiyordum. Fakat sözlerinde ciddi oluşu beni endişelendirmişti. Oflayarak geri yerime oturduğumda, kahvesini yudumlayıp alttan alttan sırıttığının farkındaydım. Sinirim daha da bozulurken boğazımı temizleyip konuştum.
"Senden ne istiyor bu adam ? Ayrıca beni sevgilin sanıyor diye sonsuza kadar burda kalamam! Ne yapıyorsan yap başıma sardığın bu belayı yok et." dedim. Yüzü ciddileşirken ben yüzüne boş boş bakıyordum. "Az önce de dediğim gibi sevgilim olmadığını düşünse bile sana zarar vermeye kalkabilir. Tabi sen illa sevgili sansın istiyorsan, sevgilim sandığı için sana zarar verebilir diyebilirim." sonlara doğru söyledikleriyle gerçekten sinirlerim oynamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜVEYDA
DiversosBu kitap küfür, cinsellik, şiddet ve yetişkin içerik barındırmaktadır. Çocukluğu kan ağlayan birinin acılarını gözüne sokarsanız, o acılar onu yavaş yavaş öldürür. Acılarını yok etmek için kan akıtır. Başkalarının değil , kendi kanını akıtır. Sanar...