Başladığınız tarihi yazmaya ne dersiniz?
-Maire
30.12.2017 01:23 (Taehyung'dan)
Yarım saattir devamlı olarak yatakta dönerek evin dışından gelen gürültüyü yok sayıp uyumaya çalışıyordum fakat sanki bana inat yapılırcasına gürültü daha da artıyordu. "Off şimdi şuraya oturup ağlayacağım ya!"
Uyuma çabamı bir kenara bırakıp sinirle doğruldum. Gürültüler hala artarken arkamdaki yastığı elime alıp yüzüme bastırdım ve sinirli bir çığlık attım. Çığlığım yastığın içinde kaybolup giderken üstümdeki yorganı kenara attım. Havalar sıcakta olsa üstüme bir şey örtmezsem kendimi çıplak hissediyordum.Uyumak hayatımdaki en önemli ve en sevdiğim şeydi ve buna engel olan gürültüyü çok merak ediyordum. Dudaklarımı büzüp birkaç saniyeliğine pencereden tarafa baktım. İçeriyi karanlığa boğan ve dışarıyı görmeme engel olan simsiyah bir perde vardı. Aydınlığı pek sevmezdim, karanlık bana güven veriyordu. Geceyi ve karanlığı seviyordum fazla ve kalabalık ne varsa hepsi gidiyordu, sadece bana eşlik eden yalnızlık ve sessizlik kalıyordu. Kendim olduğumu hissettiğim tek yerdi gece, günüzleri ise kalabalığa rağmen yalnız hissediyordum. Çoğu zaman geceleri uyumaz, gündüzleri ise odayı zifiri karanlıkta bırakan perdeyi çekip uyurdum.
Yataktan kalkıp pencereye doğru ilerledim, koyu renkli perdeyi çektiğim an yüzüme vuran yüksek ışıktan dolayı gözlerimi kapatıp birkaç kez kırpıştırdım. Bir elim perdeyi tutarken diğer elimle gözlerime gelen ışığı azaltmaya çalışıp aşağıya baktım. Bu neydi böyle? Koca koca kamyonetler ve araçlar evimizin önündeydi. Gözlerim, ne olduğunu anlamak için her yerde geziniyordu, asker kıyafetlerine benzer kıyafetler giyen adamlar, beyaz önlük giyen birkaç insan ve babam. Babam elindeki dosyaya hem bir şeyler yazıyor hemde hararetli bir şekilde etrafındakilere bir şeyler söyleyip işaret ediyordu.
Kaşlarımı çatıp neler olduğunu anlamaya çalıştım, birkaç bağırış sesi ve anlamsız başka sesler duyunca başımı kamyonetlere çevirdim. Asker görünümlü adamlar kız-erkek fark etmeksizin birkaç kişiyi bizim eve götürüyordu. İnsanların çırpınışına bakarsak güzellikle götürülmedikleri kesindi, üstelik elleri ve gözleri bağlıydı.
Askerlerin elinden kurtulmayı başaran birini görünce pencereye daha fazla yaklaştım, birkaç adım atmıştı ki tekrar yakalanıp daha sıkı tutulmuştu. Çırpınmaya devam ederken önünde beyaz önlüklü bir kadın durdu, önündeki çocuğa ne dediğini duymadığım bir şeyler söyledikten sonra bir anda elindeki enjektörü çocuğun boynuna saplamasıyla irkilmiştim. Birkaç sarsılmanın ardından yere yığılan çocuğu da kolayca içeri götürmüşlerdi.Başımı diğer kamyonete çevirdiğimde her yeri kapalı demir kafesleride birkaç araç ve aletle içeri götürüyorlardı. Kafeslerin birkaçı hariç çok büyük değillerdi ama bayağı korunaklı görünüyordu. İçinde ne olduklarına dair bir fikrim yoktu ama sallanan kafelere bakarsam canlı bir şeyler olduğu kesindi.
Ne olduğunu bir türlü anlamıyorum, aşağı insem iyi olacaktı. Pencereyi örtüp kapıya doğru yürüdüm, babama yakalanmamam gerekiyordu.Kapıyı açmadan önce kulağımı kapıya yaslayıp bir şeyler duyup duyamayacağıma baktım. Ses yoktu, yavaşça kapı kolunu indirdiğim sırada aniden yüzüme açılan kapıyla kendimi son anda geriye atmıştım.
Evet kesinlikle evren benim dileklerimi ters anlıyordu, aksi takdirde şuan babamla bakışıyor olmazdım.
"Neden ayaktasın, uyumuş olman gerekirdi? Sana kaç kere geceleri uyanık kalmamanı söyledim, zor mu kullanayım istiyorsun?" sanki hiç kullanmıyormuş gibi konuşması yok mu, üstelik bir nefes al yani.
Çatık kaşları ile yüzüme bakıyor cevap bekliyordu. "Hayır, şey ben uyanıktım çünkü..."elini havaya kaldırıp susmamı işaret edince lafım yarıda kalmıştı, zaten karşısında cümleleri zor toparlıyordum bir de böyle yaparsa yakında konuşmayı unutacağım "neyse ne, bir daha olmasın" başımı sallayarak onaylamıştım, bir an önce gitmesini istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK MELEZ: KAYIP | TAEKOOK |
FantasyÜzerlerinde yapılan deney sonucu farklı hayvanlar ile bağları oluşan kişiler... seçilmiş kişiler. Onlar tanrı ve tanrıçaların soylarını devam ettirecek tek kişilerdi. Onlar, geri kalanlara göre birer efsaneydi. "hayvanlarınızın size karşı gelmesin...