-
Nare Kuzey'in bu hamlesiyle afallamış, elini nereye koyacağını bile bilememişti. Kuzey aç bir şekilde Narenin alt dudağını dudakları arasında sertçe eziyordu.Ezmekle kalmıyor dilini gezdiriyor, yer yer ısırıp tekrar emiyordu. Nare ise hala şaşkın bir o kadar da ne yapacağını bilemez haldeydi. Adam bunu anlamış gibi Nare'nin elini omuzuna koydu. Daha sonra iki eliyle belini kavramıştı. Bu sırada genç kız acemi şekilde dudaklarımı tarumar eden dudaklara karşılık vermeye başlamıştı. Adımları geriye giderken Kuzey ayağıyla kapıyı kapattı. Kucağındaki bedeni kapıya yasladı ve nefesinin kesildiğini görünce soluklanması için çekildi.
Kızın yeşil gözleri parlıyor, kalbinin sesi ise uzaktan bile duyulacak kadar güçlüydü. Az önce ilk öpücüğünü karşısındaki adama vermişti.
Kuzey muzip bir gülümsemeyle kızın yanağını elinin tersiyle okşamış, kızaran dudaklarına bakmıştı. Nare ise Kuzeyin eline sinmiş, gözlerini kapamıştı.
"Evine hoşgeldin minik kızım."
Bunu duymasıyla içinde bir yerlerde sıcaklık hissetti. Kuzey bu evde, yanında diye mutluydu ve gelişi hoş karşılanmıştı.
"Aldığım en güzel hoşgeldin bu olabilir..."
Adam 32 yaşındaydı.En yakınlarının bile uzak olduğu biriydi. Hiçkimseye bağlanmaz, duygusal ilişkilerini bile sınırlı tutardı. Geçmişini kendisi haricinde biri bilmez, sorma cesareti de gösteremezdi. Ama karşısındaki kızın harelerinde tutsaklığı görüyor, onu arzuluyordu. Teninde kavrulmak istiyordu. Kendisine canavar diyen bir adamdı. Karşısındaki kızda hem bir canavara dönüşüyor hemde huzurla uyuyordu. Ona güvenmesi aylarını almıştı. Bu süreçte Nare'nin hayatını öğrenmiş, kimi zaman dertlerine ortak olmuştu.
Dört ayın sonunda, kızla görüntülü konuşurken kolunda gördüğü morluk onu çileden çıkarmaya yetmişti. O gece uyuyamamış,onu nasıl güvende tutabileceğini düşünmüştü. Yanına almak son çözüm gibi duruyordu. Ona, o evde kalan insanlardan daha fazla zarar verebilirdi. Fakat Nare'nin en çaresiz anlarda ona sığınması, göz yaşını görmesi, ona güvenmesi ve ona gelip paylaşması bir şeyler yapması gerektiğini göstermişti. Nare'yi içinde bulduğu çaresizlikten çekip çıkarmak istemişti. Ardından onun yanına gelmesini teklif etmişti. Nare başta çekinmiş, bir kaç gün ondan kaçmıştı. Mesajlarına kısa cevaplar verirdi bu sırada,çünkü ürkerdi. Kuzey bunu anlıyordu, haklı da buluyordu. Ona bunu neden istediğini açıklayarak rahatlamasını sağlamıştı. Yatak arkadaşı yada sadece arkadaş olarak kalabilirlerdi. En azından o bir üniversite kazanıp yerleşene kadar birlikte kalsalar sonra Nare başının çaresine bakardı.
Haftalar sonra Narenin bu teklifi kabul etmesi onu içten içe rahatlatmıştı, bunu inkar edemezdi.
Saat nerdeyse altıya geliyor, güneş ilk ışıklarının pencereden sızdırıyordu. Ama Kuzey'in uykusu yoktu. Aynı şekilde Nare de uyumak istemiyordu.
Çok merak ettiği ve daha bir kez olsun koklamamışken bile takıntısı bellediği kokuyu solumak istiyordu Kuzey. Nare'nin yanağından öperek çenesine indi. Her öpüşünde teninin kokusunu içine çekiyordu. Boynuna ulaştığında burnunu ince deriye iyice yaklaştırdı.
Aldığı kokuyu hiçbir türlü tarif edemezdi. Özel ve ona hastı. Tertemiz kokuyordu. Boynuna öpücük kondurması sıklaşmış, boynunu diliyle keşfe çıkıp derisini dişlerinin arasına alıyordu.
Nare kollarına tutunmuş, düşecekmiş gibi hissediyordu. Kendini Kuzeye bırakmıştı. Ona dokunmasını, isteğini, ilgisini belli etmesini istiyordu çünkü seviyordu. Boynunu öpen adamın sert kokusu genzini yakıyor, daha fazla kokusuna maruz kalma ihtiyacı uyandırıyordu. Boynunun ısırıldığını hissettiğinde acıyla inledi. Saniyeler sonra bu acı yerini emilip ıslatılmaya, yani zevke bırakınca inlemesi tatlı bir hal almaya başladı. Kuzey kendini Nare'ye bastırıyor. Boynu ve omzu arasına öpücükler konduruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE +18 B×B G×G B×G +
Teen FictionKar beyazı teni tüm zerafetiyle karşısında dururken mantıklı düşünmekten anı anına uzaklaşıyordu. İçinde ona karşı büyüyen bir arzu vardı ve bu yok sayılabilecek türden değildi. Arkasından sarıldığında Poyraz irkilmiş ama itmemişti onu. Dudaklarını...