Class Fight

329 28 55
                                    

TW : İntiharsal düşünceler, homofobi, fiziksel şiddet

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

TW : İntiharsal düşünceler, homofobi, fiziksel şiddet.

Dream, kapıyı çalıp okul hemşiresinin odasına girdi. Kadın, çocuğun beyaz yüzüne bakıp sordu.

"Neyin var canım? Çok solgun görünüyorsun."

Onun suçu.

Oğlan cevap vermeyince kadın iç çekti. "Otur bakalım."

Dream sedyeye oturdu ve hemşire elini alnına koydu.

"Aman Tanrım. Neden okula geldin? Ateşler içinde yanıyorsun."

Beni o yaktı. Onun suçu.

"Florida'ya gitmek istiyorum." dedi Dream. 

Titreyen sesi, havaya belli belirsiz karışırken hemşire ona döndü.

"Ne dedin canım?"

"Eve gitmek istiyorum."

"Gitmelisin."

Açık pembe rengindeki izin belgesini sarışına uzattı.

"Bunu müdür beyin odasına bırak. Geçmiş olsun."

/

Teneffüs olmuş olmalıydı. Dream koridora çıkıp güçlükle yürümeye başladığında, tek istediği şey evine dönmekti. Eski hayatına. Hayatına önce anlam katıp, sonra mahveden kişiden oldukça uzağa... Küçük koridor penceresinden dışarı baktı. Yine yağmur yağıyordu. Bu şehrin kendisine göre olmadığını yeni fark etmeye başlamıştı.

Beni bu şehirden nefret ettirdin.

Acaba cehennemde hiç yağmur yağıyor muydu? Oraya kötüler giderler. Kendini öldürenler de kötü müdür o zaman? Eğer ölseydi, birinin gözyaşları yağmura dönüşür müydü? Onun kanı, yağmurun taşırdığı bir dere gibi vücudundan taşsa, kimin ruhu duyardı? Bu basitti. Küçük bir bedel... Ölmek nasıl bir histi? Yaşamak kadar canını yakabilir miydi?

Elini sol cebine götürdü. Babasının geçen doğum gününde ona hediye ettiği çakı orada duruyordu. Hemen şimdi tuvalete gidip bitirse ne olurdu?

Pencereye odaklanmış beyni, tanıdık bir sesle çelindi. Bu ses, sıcaklık ve ızdırap veriyordu güçsüz bedenine.

"Merhaba Dream."

Dream yavaşça ona doğru döndü ve bakışları, gözlerini delmeye başladı.

Yine oluyordu.

George ona doğru bir adım attı. Sonra bir adım daha... Dream kalbinin tehlikeli bir biçimde hızlandığını hissetti. Oğlan ona çok yakındı artık. Koridordaki insanlar çaktırmadan onları izliyor, fısıldaşıyorlardı.

Hayır. Onlar sadece birer figürandılar. Romeo'nun Juliet'ine kavuşmasını istemeyen kıskanç mahluklar. Zaten tarih aşıklardan hep nefret etmemiş midir?

Love? L***! | dreamnotfoundHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin