Bıktıracağım

689 93 114
                                    

"Hayır, kaçmayacağım."

Anlamayarak "O zaman ne yapacaksın Kayra? Suçların affedilmez." dedim.

"Hapse girmeyeceğim. Çünkü suçlu değilim." dediğinde "Nasıl?" diye sordum.

"Burada olma sebebim sizin amacınız ile aynı."

Kaşlarımı çattım. Anlamıyordum. Nasıl bizimle aynı amacı taşıyabilirdi?

Kayra cüzdanını çıkardı ve içinden bir kimlik çıkarıp bana verdi.

M.İ.T

"Milli İstihbarat Teşkilatı mı?" İşte bunu beklemiyordum.

"Ama beni tehdit ettin. Davadan çekilmemizi istedin." dedim şaşkınlıkla.

Kayra, "Oturup her şeyi baştan anlatmam iyi olacak. Madem buraya geldiniz. Öncelikle Sarp'ı çağırayım." dedi.

"Tamam, ben burada bekliyorum." dedim ve yatağın üzerine oturdum.

Üzerimdeki şaşkınlığı üzerimden atamıyordum. Kaç sene önceki Kayra ile bu Kayra aynı kişiydi.

Ortaokul İki Zamanı

Sınıftan çıkıp tuvalete giderken gördüğüm manzara ile kaşlarım çatıldı. Sekizlerden üç erkek öğrenci, biraz cüsseli bir çocuğu kızlar tuvaletine ittirerek dalga geçiyordu.

Zorbalığa uğrayan çocuk kızlar tuvaletine düştüğünde tuvaletteki kızlar çığlığı basmıştı.

Hızla yanlarına gittim ve büyük sınıfları umursamadan yere düşen çocuğa elimi uzattım.

Çocuk çekinerek elimi tuttuğunda ayağa kalkmasına yardım ettim. 

Kızlara döndüm ve "Niye çığlık attınız?" diye sordum.

Kızlardan biri "Niye atmayalım. Bir erkek, kızlar tuvaletine girdi." dediğidne "Kendi rızası ile mi girdi? Zorbalık yüzünden içeri düştü. Yardım edeceğiniz yerde bağırıyorsunuz." dedim.

Kızlar cevap vermezken büyük sınıflar, "Niye kendi işine bakmıyorsun?" diye sordular.

Sorusuna cevap vermek yerine "Birazdan nöbetçi öğretmen burada olur. Bence gidin. Yoksa sizin başınız yanar." dedim.

Kendi aralarında bakıştıktan sonra giden üst sınıfların ardından çocuğa elimi uzattım ve "Ben Begüm." dedim.

Elimi çekinerek tuttuktan sonra "Kayra." dedi.

"Berabere koridorda yürüyelim mi? Zaten canım sıkılıyordu." dedim gülümseyerek.

"Olabilir." diye mırıldanan Kayra ile gülümseyerek yürümeye başladım.

"Kaçıncı sınıftasın?" diye sordum merakla.

"Sekiz." diye cevap verince "Ben de altı. Şubem B. Seninki ne?" diye sordum.

"Benimki de B." diye cevap verdiğinde "Ne güzel aynıymış." dedim.

Utanarak, "Evet." dediğinde "O abiler sana niye öyle davranıyordu?" diye sordum.

Bu konuyu açıp onu üzmek istemiyordum ama merak ediyordum.

Niye bir insan başka bir insana kötü davranır ki? İleride başkalarına kötü davranan insanların cezasını vereceğim.

"Kiloluyum diye benimle dalga geçip uğraşıyorlar." derken kafası önüne düşmüştü.

Baştan aşağı onu süzdüm. Evet, kilosu normale göre fazlaydı ama boyu da çok uzun değildi.

Hem erkekler bir anda uzarlar. O zamanlarda kilosu normale düşebilirdi.

"İnsanları dış görünüşüne göre yargılamak çok iğrenç. Salak hepsi." dedim.

"Haklılar ama, çok kiloluyum." dediğinde ne diyeceğimi bilemeyerek "Ama yanakların sincap gibi, tombik tombik. Çok tatlı." dedim.

"Şey, teşekkürler." dediğinde "Arkadaşların sana kötü davrananlara bir şey demiyor mu?" diye sordum.

"Benim arkadaşım yok ki."

Verdiği cevap ile canım sıkıldı. Yardım edeyim derken başka üzüldüğü bir konuyu açmıştım.

Ne aptalım.

Gülümseyerek "Olsun. Bundan sonra senin arkadaşın benim." dedim.

Yere bakmayı sürdürürken "Şişkoyla geziyor diye seninle de dalga geçerler. Ben yalnız iyiyim." dedi.

"Arkadaşlar acı günde de iyi günde de birlikte olurlar. Bundan sonra sana laf edecek kişi bana da etsin." dedim.

Bu dediğime gülümsedi ve "O zaman arkadaşız." dedi.

"Tabii ki arkadaşız. Nerede oturuyorsun? Okul çıkışında beraber eve gidebiliriz." dedim.

"Köşedeki kırtasiyecinin biraz ilerisinde." dediğinde "Benim evim de oralarda. O zaman okul çıkışı beraber gidiyoruz!" dedim.

Kayra, "Tamam." derken zil çalmıştı.

"Şimdi sınıfa gidiyorum. Sonraki teneffüs yanına gelirim. Her teneffüs gelip seni bıktıracağım." dedim gülerek.

"Bıktırabilirsin." derken gülümsüyordu.

Ölümüne OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin