"Vokal kısımlarını halettim. Rap kısımlarını halledebildin mi?" diye sordu Kai. Neredeyse bitirmiştim, ama sonunu kafiyeli şekilde uyduramıyordum bir türlü.
"Neredeyse bitti ama sonu için emin olamadım, bir bakar mısın?" diye sordum. "Tabii, sen de benim yazdıklarıma bak, beğenmediğin kısımları da söyle, düzeltelim. Ayrıca, söylemekten çekinme sakın, tamam mı? Birinci olmak istiyorsak, en iyisi olmalıyız." dedi Kai defterini önüme bırakıp uzattığım defteri eline alırken.
Okuduğumda onun gayet başarılı olduğunu fark ettim ve aklıma gelen şeyle gülümseyerek söze girdim. "Çok güzel... Ancak aklıma bir şey geldi. Benim sıkıntımı da çözecek ve kısımları birbirine bağlayacak bir şey olmalı gibi, yani..."
Yüzündeki gülümsemiş ifade ile cümleme kaldığım yerden devam ettim ve "...bence bazı yerlerde -ki bu hem vocal, hem rap, hem de nakarat için yani tüm şarkı için geçerli- uyumu sağlayabildiğimiz sürece bazı kelimelerin eş anlamlarını kullanabiliriz?" dedim. Umarım fikrim ile rezil olmadım..
Gülümsedi ve "Mantıklıymış, hem diğerlerinin aklına yüksek ihtimalle gelmez ve onlara fark atmış oluruz. Bu da kazanmamız için şansımızı arttırır." dedi. Kazanmak için fazla çabalıyordu, sanki kaybederse ölür gibi?
Lanet merakıma yenik düştüm ve "Yanlış anlamazsan, kazanmak bazından neden bakıyorsun? Yani evet, ben de kesinlikle kazanmayı çok ama çok istiyorum ama benim şu an güzel bir şarkı yazma amacım kazanmak için değil, ortaya güzel bir şey çıkarabilmek için. Yani şarkı zevklerine göre yazdığımız şarkı uymayabilir bile ama ben kaybetsem bile en azından güzel bir şey yazdım demek istiyorum. Sen sadece kazanmak için diyip durunca- üzgünüm saygısızlık oldu sanırım." dedim ve başımı öne eğip ellerimle oynamaya başladım.
Resmen çocuğa bu rekabet aşkın ne diyip aşağılamış ve kendimi üstün göstermiştim. Ah aptal Yurin! Sanane be, kazanmak istiyorsa istiyor Allah Allah!!..
Kai ise bana güldü ve "Takımı kazanan kişiye kaybedenler sıra sıra birer kez yemek ısmarlayacaklar da. Hyunglarım da bana 'Sen daha toy olduğun için kazanana yemek ısmarlayacağından eminiz şimdiden hazır ol yemek ısmarlamak için.' falan dediler de. Ben de kazanabileceğimi onlara göstermek istedim. Ayrıca terbiyesizlik etmedin, aslında ben de rekabeti sevmem, düşmanlıktır bir nevi." dedi ve gülümsedi.
Of bir an acayip götüm tutuşmuştu! Evet başka açıklayabileceğim terim yok..
Derin bir nefes verdim ve yazmaya devam ettik. Sabah 9'da başlamıştık ve şu an saat akşam 7 olmuştu. Tanrım kaç saattir orayı beğenemedim, burayı beğenemedim, şurayı değiştirince burası ile uyumu kalmadı diye diye silip silip tekrar yazmıştık ve gerçekten ikimiz de çok yorulmuştuk.
"Sonunda bitti." dedim rahat bir nefes verip esnerken. (uyku esnemesi değil vicudunu esnetiyor oturduğu yerde kollarını kaldırıyor falan işte beli falan tutuldu çünkü. İnşallah anlatabildim..)
O da evet anlamında mırıltılar çıkarttı ve o sırada bir ses bütün yorgunluğum yerine utancımım gelmesini sağladı!
Karnım guruldamıştı...
Hiiiçbeğenmeyerek bir bölüm daha atıyorum..
Neyse, umarım siz beğenirsiniz.
- DÜZENLERKEN YANLIŞLIKLA FRANSIZCAYA ÇEVİRDİM BİR KISMI İMDAT
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
